Laikliği savunan milyonlara geçmişe dönüşü vaat etmek heyecan yaratmamaktadır. Kemalizm 100 yıl önce tarihe bir zafer armağan etmiştir. Bugün ise bize yeni bir zafer gerek. İşçi sınıfı aydınlanmacılığı düne bugüne yarına ışık tutmaktadır. Bir imparatorluğun çöküşüyle ulus-devletin varoluşuna uzanan süreçte adıyla sanıyla gerçekleştirilen burjuva devriminin başarı öyküsünü kutluyoruz. Kutlanmayı hak eden bir tarihsel sürecin Cumhuriyet ile taçlandırılması, Cumhuriyetin temellerini oluşturan iki ilkesi bağımsızlıkçılık ve laisizm burjuva aydınlanmasıyla birleşmiştir. Kemalizm de bu temel ilkelerin dışın da değerlendirilemeyecek sınıfsal karakterde ve tercih edilen karakteri doğrultusunda ilerlemektedir. Onun için Mustafa Kemal ve sonrasındaki yöneticileri günah keçisi ilan ederek aksayan temellerin nedenine ulaşılamaz. ”Eşyanın tabiatı gereği Kemalist aydınlanmanın ilerici ürünleri kesintiye uğramıştır. Bu kesintiyi genel olarak, burjuva sınıf karakterinin yeterince radikal olunmasını engellemesi olarak anlamak yerinde olur. Ancak ek olarak bu radikalizm eksiğinin temel somut unsurunun adı konmalıdır. Emekçi ve sol korkusu ile bağlantılı olarak halka yabancılaşma ve kitle katılımının reddi.” [Gelenek Aydemir Güler] Solun burjuva aydınlanmacılığını kabul etmemesi bugün tersine reddetmesi Siyasi İslamcılarla ilerleyen zamanlarda ortak noktalarda buluşmalarına neden olmuştur. Siyasi İslamcıların kuruluştan itibaren kavgaya tutuştukları Kemalizm’in aydınlanmacılık fikri, Demokrat Partiyle birlikte bağımsızlıkla ilgili düşüncelerinin dışa vurumu ve NATO’ya üyelik için gösterdikleri çaba Cumhuriyeti var eden iki temel ilke ile burjuvazinin fikirlerinin örtüştüğü ve devam ettiği bir dönem olmuştur. Burjuvazinin çıkarları Kemalizm’in ilkeleriyle ters düşmeye başladığı andan itibaren başlangıçtaki sınıfsal tercihler ilkelerin içini kemirmeye başlamıştır. Burjuva aydınlanmacılığı din ile mesafesini kendi kâr odağı olan halkın rahat yönetilmesiyle sınırlı görmüştür. Kemalizm tartışmalarına yeni bir boyut getirme niyeti taşımıyorum. Bu konu da birçok yazı yazıldı. Derinlikli tartışmaların yapılmasını hak eden bu konu, bugünün siyasetinde kurtuluşu eskiye dönüşte arayan Cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP ile kuruluş ilkelerinin yeniden filizleneceğini bekleyen Kemalist düşünceye sahip insanlara bunun mümkün olmadığını anlatma niyetiyle kaleme alınmıştır. Cumhuriyet birçok kriz süreçleriyle birlikte 2002 yılına gelmiş AKP iktidarıyla birlikte son uğrağına varmıştır. Emperyalist bloğun ve sermaye sınıfının son dönemeci için siyasi iktidar olarak belirlediği 3 Kasım seçimlerinin sonucunda yeni bir sayfa açıldı. Bu süreci klasik sağ bir iktidar olarak değerlendirilip bir sonuca ulaşılması mümkün değildir. Burjuvazinin tamamen gözden çıkardığı laisizm ve bağımsızlık kimi kurumların koruması altında sanılarak bir rahatlama içerisinde olan Kemalistlere büyük bir ders verildi. Ordunun laikliğin bekçisi olduğu ve hiç kimsenin bir şey yapamayacağı kanısı yerle yeksan edildi. İktidar bloğunu oluşturan arkasın da büyük sermaye grupları olan Gülen cemaatinin Liberal restorasyon olarak adlandırılan ve aslında Cumhuriyetin yıkılışı olan sürecin temelleri atılırken Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ordunun Kemalist kadroları yok edildi. CHP, Siyasi İslamcılarla yarış edecek yeni kadrolar ile donatılıp AKP’siz AKP iktidarına talip olan bir siyasi pozisyona yerleştirildi. Son Gülşen olayında da İmam Hatiplere AKP’den daha fazla sahip çıkarak laisizm adına ne yapmayacağını gösterdi. Burjuva aydınlanmacılığının sonuna gelmişken “Kemalizm’in aslında bunu sürdürebilecek bir düşünselliği vardı da kötü yöneticiler bunu yapmadı” demek akıl sağlığından yoksunlukla beraber sermaye sınıfının yıkıcı pozisyonunu göz ardı etmektir. Laikliği savunan milyonlara geçmişe dönüşü vaat etmek heyecan yaratmamaktadır. Kemalizm 100 yıl önce tarihe bir zafer armağan etmiştir. Bugün ise bize yeni bir zafer gerek. İşçi sınıfı aydınlanmacılığı düne bugüne yarına ışık tutmaktadır. Marksizm milyonlarca emekçinin Dünya’da bugünün ve yarını kurtarması için tek rehberdir. 30 Ağustos kutlu olsun. Yeniden kuracağımız Cumhuriyet için ışık saçmaya devam etsin.