Artan COVID-19 vakaları tedarik zinciri sorunlarının 2022’ye taşınacağını netleştirdi. Rusya’nın Avrupa'da yaşanan doğalgaz sıkıntılarını devam ettirmekte oluşu da enflasyon tarafında kötü haberlerden bir diğeri. Küresel ekonomi için çok daha büyük oynaklıklar gelmekte... Emtialardaki fiyat artışları otomobillerden makinelere tüm mal grubunun fiyatlarını yükseltecek. Enerji krizine bağlı fiyat artışları devam edecek. Bunun Türkiye için anlamı TL’deki değer kaybının daha da derinleşeceği, beraberinde TÜFE enflasyonun mevcut %20'yi geçeceği... 2021 son çeyreği, delta “plus” varyantı olasılığı ile artan COVID-19 vakaları tartışmalarıyla başladı. Aşılamaya rağmen Rusya’dan Birleşik Krallık’a, ABD’den Çin’e artmaya devam eden hastalık sayıları tedarik zinciri sorunlarının 2022’ye taşınacağının da netleşmesini sağladı. Bu da ekonomiler açısından yavaşlayan büyüme ve yüksek enflasyon sorununun devam edeceği anlamına geliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) hariç dünyanın neredeyse tüm merkez bankaları da buna göre pozisyon almaya çoktan başladı. Türkiye’de TL’deki son değer kaybının etkisi ile yeni bir devalüasyon-enflasyon döngüsünün içine girdik.  Fakat üretici fiyatları enflasyonu (ÜFE-%43) ile tüketici fiyatları enflasyonu (TÜFE-%20) arasında oluşan fark sadece Türkiye’ye özgü bir durum değil.  Geçen hafta açıklanan ABD enflasyon verileri de %5,4 TÜFE’ye karşılık %8,6 ÜFE enflasyonu ile benzer bir durum sergilemekte ki gelişmiş veya gelişmekte olan birçok ekonomide benzer bir durum söz konusu. Rusya’nın Avrupa'da yaşanan doğalgaz sıkıntılarını devam ettirmekte oluşu da enflasyon tarafında kötü haberlerden bir diğeri. Başkan Putin'in arzı artırmaya hazır olduğunu söylemesine rağmen son veriler politik kaldıraç elde edebilmek amacıyla bloğa daha fazla doğal gaz gönderilmesine karşı durduğunu gösteriyor. Doğalgaz fiyatlarının baskısı ve OPEC+’nın söz verdiğinin altında petrol üretimi yapmaya devam etmesiyle sene sonunda Brent petrol fiyatının varil başına mevcut 83 dolardan 90 doların üzerine çıkması beklentilere çoktan girdi. Enerji darboğazı nedeniyle fiyatlarında izlenen sıçrama iki enflasyon göstergesi arasındaki fark böylesine artmışken “yüksek enflasyon geçici” söyleminin geçerli olmayabileceği konusunda uyarı mesajları vermekte. Mevcut durumda 2022’de azalan küresel likidite, açılmalarla zirve yapan ekonomik büyümenin yavaşlaması, artan üretim ve işçilik maliyetleri ve tabii ABD merkez bankası Fed’in beklenen sıkılaştırma adımlarıyla küresel ekonomi için çok daha büyük oynaklıkların gelmekte oluşunu anlatıyor. DOĞALGAZ VE PETROL FİYAT ARTIŞLARINA ENDÜSTRİYEL METALLER DE EKLENDİ Enflasyon açısından bir diğer faktör de son zamanlarda gördüğümüz diğer emtialardaki fiyat artışları. Bakır, alüminyum ve magnezyum gibi endüstriyel metallerin fiyatları ekonomilerden gelen yavaşlama belirtilerine rağmen son haftalarda enerji sıkıntılarına bağlı üretim kesintileri nedeniyle yeniden sıçradı. Bu, enflasyon okumalarını hemen etkilemez, ancak sonunda, bu yüksek girdi maliyetleri, otomobillerden makinelere tüm mal grubunun fiyatlarında yükseltici etki yapacak. 2022 içinde bir yerlerde. Fed’in çekirdek TÜFE enflasyonun ABD’de %4 seviyesinde zirve yapmış olma ihtimali ile yüksek enflasyonun 2022 sonlarında normal seyrine döneceği söyleminin aksine, tahvil piyasası enerji darboğazının fiyatlara etkisini de göz önüne alarak artık Fed’in sıkılaştırma adımlarının daha erken ve daha yoğun gelmesini bekliyor 2022’de. 10 yıllık ABD tahvil faizleri yaz ayları boyunca %1,30 civarındaki rehavetinden çıkarak %1,62’ye kadar yükselmiş durumda. Kasım ayında ABD’nin merkez bankası tahvil alım programında azaltım açıklamasının ardından aylık 120 milyar tutarındaki nakit enjeksiyonunu Haziran 2022’de tamamlayacak ve hemen ardından faiz artışları devreye girecek yeni beklentilere göre. 2022 ikinci yarıda da şimdilerde iki faiz artışı beklentilere girerek fiyatlara yansımış durumda. Son günlerin değişen beklentilerini yansıtan şekilde ABD’de tahvil getiri eğrisi de iyice düzleşmiş durumda.  Uzun vadeli tahvil faizi ile kısa vadeli tahvil faizi arasındaki farkın azalması enflasyon beklentilerinin daha yüksek seviyelerde oluşmaya başladığını ve yüksek enflasyon beklentilerinin daha kalıcı şekle dönüşmekte oluşunu gösteriyor. Dünyanın talep açısından lokomotifi sayılan ülke Çin ekonomisinde enerji ve emlak krizi bağlantılı büyümede ivme kaybının mevcut enflasyon dinamiklerini yumuşatacağı beklentisi ise resmin zayıf kalan yüzü. Bahsi geçen faktörler karşısında bir veya iki çeyrek sürecek ekonomik yavaşlama Çinli yetkililer tarafından daha destekçi para ve maliye politikaları ile karşılanabileceğinden büyümedeki sert zayıflığın da kalıcı olacağını söylemek henüz kolay değil. Tüm bu açılardan bakınca 2021’de yükselen küresel enflasyonun 2022’ye taşınacağını; enerji krizine bağlı fiyat artışlarının devam edeceğini; delta varyantı varyantlarının beklenmedik gelişmelere kapı açabileceğini ve büyük merkez bankalarının yavaşlayan ekonomik aktiviteye rağmen maliyet kaynaklı enflasyonun beklentiler üzerinden kalıcı olmaya başlamasıyla sıkı para politikası ile enflasyona müdahale edeceğini bilmek gerekli. Bunun Türkiye için pratikte anlamı TL’deki baskıların devam edeceği. Yanlış TCMB politikaları ile TL’deki değer kaybının daha da derinleştireceği. Beraberinde TÜFE enflasyonun mevcut %20 seviyelerinden de yükseleceği ve tabi ekonomik büyümenin 2022’de 2021’de beklenen %8-9’un yarısının altına inebileceği.