Sosyal medyada hep kendilerine ve onları takip eden insanlara yalan söylüyorlar ve hayatlarını olmadığı bir şey gibi göstermeyi çok seviyorlar. Bu bireylerin aileleri onlara sahip çıkma, sevgi gösterme ve gerçek hayatı öğretmek yerine ellerine bir cihaz verip onları yalnız bıraktılar. Yeni bir kuşağa girdik. İstesek de istemesek de sosyal medya hayatımızda çok büyük bir rol oynar hale geldi. Çok önceden değil, bundan sadece 15-20 sene önce çocuklar ailelerinden yeni çıkan oyuncakları istiyorlardı, fakat şu an daha ortaokula geçmemiş çocuklar ailelerinden son model telefonlar, bilgisayarlar vs. istiyorlar. Daha basit bir örnek vermek gerekirse Y Kuşağı bebekleri, o zamanda yemek yeme vakti gelince masaya ebeveyniyle birlikte oturur ve yemeğini ona yedirirlerdi. Fakat şu an bu böyle değil. Daha 5 yaşına gelmemiş çocukların bile yeni medyayla bir iletişimi, hatta bağımlılığı var. Çocuklar sakinleşmek için internetten video izliyorlar, izledikleri şeye adeta hipnoz oluyorlar ki, ebeveyni o çocuğa rahat bir şekilde yemeğini yedirsin. Fakat bu olay, o çocuğun suçu değil. Eğer aileler, çocuklarına bu kadar erken yaşlarda teknolojik cihazları ve interneti onların önlerine sermeseydi bunlar da o çocuğun normali hâline gelmeyecekti. Ebeveynler sadece kendilerine kolaylık olsun diye daha bebekken, onları hipnoz edecek cihazları veriyor. Ve bunun o bebekte yaşı ilerledikçe oluşacak sorunları düşünmüyorlar. Bir bebeğin ya da çocuğun günde en az 3 öğün yemek yediğini düşünürsek, bu cihazlar o çocukların gündelik yaşamına zaten çoktan girmiş ve bundan geri dönüş yoktur demektir. Bu döngü öncelikle bir videodan başlar, zaman geçtikte tek bir video onları yatıştırmaz ve bu 2 videoya katlanır, sonra 3, sonra 5 video diye gider bu döngü.
Teknoloji, sosyal medya bugün belki gündelik hayatın olmazsa olmazı ama ebeveynler bunu çocukların sorumluluklarından kurtulmak için değil, bu dünyaya olan sorumluluklarını da anlatarak kullanmasını teşvik etmelidir.
Bugün, daha eli kalem tutamayan, yazı yazmayı bilmeyen eller ve parmaklar, reklamı atla butonuna tıklayıp izledikleri şeye devam etmeyi biliyor. Böyle yetişen çocuklar gelişme çağlarının devamında da aynı hareketlerin farklı türlerini uyguluyorlar. Biriyle arkadaş oluyorlar ve bu arkadaşlıkta kendilerine bir çıkarları yoksa arkadaşlıklarını bitiriyorlar. Sadece kendi çıkarlarını ve kendilerinin bir durumdan nasıl yararlanacaklarını düşünüyorlar. Eğer bir arkadaşlıkta kendilerine bir çıkarları yoksa fakat karşılarındaki kişi onlara gerçekten değer veriyorsa bunu önemsemiyorlar. Bu tür insanlar hayatlarında sadece çıkara dayalı ilişkiler istedikleri için aslında gerçekten çok yalnızlar ve bunu çok iyi saklamayı öğrendiler. Sosyal medyada herkes, kendini olmadığı bir insan gibi göstermekte ustadır ve bu insanlar da öyle. Sosyal medyada hep kendilerine ve onları takip eden insanlara yalan söylüyorlar ve hayatlarını olmadığı bir şey gibi göstermeyi çok seviyorlar. Bu bireylerin aileleri onlara sahip çıkma, sevgi gösterme ve gerçek hayatı öğretmek yerine ellerine bir cihaz verip onları yalnız bıraktılar. Bu bireyler daha küçük yaştan yalnız oldukları için ve daha ailelerinden bile sevgi görmedikleri için bu tarz şeyler onların normali değil ve buna alışık değiller. Ama bunu normalleri hâline getirdiler. Bu nokta bunu önlemek nasıl mümkün? Teknoloji, sosyal medya bugün belki gündelik hayatın olmazsa olmazı ama ebeveynler bunu çocukların sorumluluklarından kurtulmak için değil, bu dünyaya olan sorumluluklarını da anlatarak kullanmasını teşvik etmelidir. Bunun yolu da çocukların değil, ebeveynlerin kendilerini bu konuda eğitmeleriyle mümkün.