Bir seçim çevresinde güçlü sayısal çoğunluğa ulaşmak için güçlerin birleşmesi söz konusu olamayınca da oyları en çok parçalanan ittifak, sonuçta en çok oya sahip olsa da en fazla sandalyeyi elde edemeyebilecektir.Son oylamadaki kabul oyu 400 ve üzeri ise bu takdirde Cumhurbaşkanı Resmî Gazete ’de yayımlayarak yürürlüğe sokabilir veya halk oylamasına sunabilir. Halkoylamasına sunulması hâlinde ise geçerli oyların yarıdan fazlasının kabul oyu olması hâlinde anayasa değişikliği gerçekleşebilecektir. Mevcut durumda bir İttifakın tek başına anayasa değişikliği yapabilecek sandalyeye ulaşması oldukça zor görünmektedir. Bununla birlikte unutulmamalıdır ki gerekli sayısal çoğunluğa ulaşılmış olsa bile anayasa yapım süreci içerisinde TBMM’de bulunan tüm partilerin, sivil toplumun, geniş anlamda tüm toplumsal kesimlerin, bilim insanlarının katkı sunabileceği bir katılım ve müzakere sürecinin de devam ettirilmesi gerekecektir. Demokratik anayasa yapıcılığı bir siyasal sözleşme niteliğini taşıyabilmek için geniş bir katılım ve müzakere sürecine ihtiyaç duyar. Ancak bu demek değildir ki sayısal üstünlük önemsizdir. Müzakere sürecinde demokrasi güçlerinin avantajlı konumda bulunması da sayısal güçleri oranında olacaktır. Kaldı ki güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçebilmek için tek yapılması gereken anayasa değişikliği değildir. Aynı zamanda yeni sisteme uyum yasalarının, seçim kanunu, siyasi partiler kanunu gibi kanunların da değiştirilmesi ve demokratikleştirilmesi gereklidir. Tüm bunları rahatça yapabilmek için en azından 301 sandalyenin Millet İttifakı bileşenlerinin elinde olması, seçilmiş Cumhurbaşkanının elini güçlendirecek ve politikalarının hayata geçmesini engelleme çabalarının önünü kesecektir. Rahatça kanun yapabilen bir çoğunluk, anayasa yapım sürecinde de kuvvetlenmiş olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmesi oldukça muhtemel görünen iktidar ittifakının hedefi hiç şüphesiz TBMM seçimlerinde 301 sandalyeyi elde etmektir. Böylelikle seçimi kazanan yeni Cumhurbaşkanının politikalarını baltalayarak, birçok konuda engelleme gücünü de elde edebileceklerdir. Çıkarmak zorunda olduğu kanunları ve anayasa değişikliklerini durdurabileceklerdir. Cumhurbaşkanı ne kadar güçlü olursa olsun kendisini engellemek üzere hareket eden bir meclis çoğunluğuna karşı bütünüyle duyarsız kalabilecek bir konumda da değildir. Dolayısıyla Millet İttifakının partileri, olabilecek en fazla sandalyeyi çıkarabilmek için İttifak bileşenleri ile adeta tek bir parti gibi hareket ederek, her seçim çevresinde ayrı bir seçim mühendisliği çalışması yapmaktadır. Millet İttifakı içindeki ve dışındaki küçük partilerin ayrı listelerle yarışma konusunda çok dikkatli hareket etmesi gereklidir. İttifaklar dışındaki küçük partilere oy verecek seçmenlerin de kampanya sürecinde mümkün olduğu kadar en yakın büyük partiye doğru ikna edilmeye çalışması önemlidir.
Yaklaşan TBMM seçimlerinin önemi ve ittifaklar
Politikyol
Millet İttifakı içindeki ve dışındaki küçük partilerin ayrı listelerle yarışma konusunda çok dikkatli hareket etmesi gereklidir. İttifaklar dışındaki küçük partilere oy verecek seçmenlerin de kampanya sürecinde mümkün olduğu kadar en yakın büyük partiye doğru ikna edilmeye çalışması önemlidir.
Yaklaşan seçimlerde seçmen hem Cumhurbaşkanını hem de TBMM üyelerini seçecek. Her iki seçimin dinamikleri de birbirinden farklıdır. Genellikle bu tür aynı gün yapılan başkanlık ve meclis seçimlerinde, seçmenlerin başkan tercihi meclis seçimleri için de belirleyici olmaktadır. Ancak söz konusu olan ittifaklar olunca, bu şekildeki etki nispeten sınırlanmış olacak, muhâlif oylar değişik partiler arasında dağılacaktır.
Peki bu dağılan oylar nasıl hesaplanacaklar? 31/3/2022 tarihli, 7393 sayılı Kanunla değiştirilen 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 33 ve 34. maddeleri uyarınca ittifaklar birlikte seçim barajını geçecekler ancak ayrı ayrı listeler hâlinde seçime girdiklerinde, uygulanan D’Hondt sistemi uyarınca yapılacak hesaplama her biri için ayrı ayrı olacaktır.
Yani ittifakın toplam oyu milletvekili dağıtımında esas alınmayacak, her parti için ayrı hesaplama yapılacaktır. Her bir siyasi partinin aldığı oy, o seçim çevresinde kaç milletvekili çıkacaksa o sayıya ulaşana kadar sırayla 1’e, 2’ye, 3’e, 4’e, … bölünecektir. Bulunan ortalamalar en büyükten en küçüğe sıralanacak ve sandalyeler en büyük ortalamadan başlayarak sırayla dağıtılacaktır.
Görüleceği gibi ittifakın toplam oyu üzerinden bir bölme yapılmayacağı için partilerin birleşmiş olmasının sandalye sayısını arttırıcı bir etkisi de kalmayacaktır. Büyük partilerin artık oylarının küçük partilerden gelecek oylarla birleşerek sandalyeye dönüşmesi olasılığı da kalmamış olacaktır. İttifak içinde olmak baraj sıkıntısı olan küçük partilerin ulusal baraj sorununu kaldırmakla birlikte, sandalye çıkarabilecekleri anlamına da gelmemektedir.
Bir seçim çevresinde güçlü sayısal çoğunluğa ulaşmak için güçlerin birleşmesi söz konusu olamayınca da oyları en çok parçalanan ittifak, sonuçta en çok oya sahip olsa da en fazla sandalyeyi elde edemeyebilecektir.
Altı partiden oluşan Millet İttifakı yukarıdaki tehlike ile karşı karşıyadır. Peki şu söylenebilir mi; Millet İttifakının adayı Sayın Kılıçdaroğlu seçimi kazandıktan sonra, TBMM sandalye çoğunluğunu elde etmek pek de önemli değildir. Elbette sistem Cumhurbaşkanını çok güçlendirdiği için, elde edilmesi muhâlif güçler için çok önemlidir. Ancak yeterli değildir.
Bilindiği gibi Millet İttifakı bileşenlerinin en baştan bir araya gelmelerinin en önemli sebebi güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçme arzusudur. Dolayısıyla en önemli seçim vaatlerinden birisi de güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecek olmasıdır. Bunun için yapılmış çalışmalar, taslaklar ve planlamalar mevcuttur.
Anayasa değişikliği yapma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait bir yetkidir. Değişiklik önerisi en az 200 milletvekilinin imzasıyla sunulmak ve TBMM Genel Kurulu’nda en az 360 milletvekilinin oylarıyla kabul edilmek zorundadır. Son oylamadaki oran 360 kabulün üzerinde ancak 400’ün altında ise Cumhurbaşkanı tarafından bir daha görüşülmek üzere geri gönderilebilir yahut halkoylamasına sunulmak üzere Resmî Gazete’ de yayımlanabilir.
Yorumlar