Ukrayna’da okuyan Türk öğrenciler ülkeye geri dönemeyeceklerini ve Türkiye’de ailelerinin yanında okumak istediklerini söylüyorlar. Kiminin okulunun bahçesi bombalanmış kiminin yaşadığı ev… Malum Ukrayna-Rusya arasındaki savaş bütün dünyayı etkiledi. Enerji, gıda, eğitim, küresel dengeler, ekonomi… Siyaset bilimci olmadığım için bu savaşın detayları hakkında yorum yapmayı da doğru bulmuyorum. Ancak bugün size savaşın neden olduğu bir mağduriyetten bahsetmek istiyorum. 3600 civarı öğrenci ülkelerinden kalkıp yabancı bir ülkeye okuma hayaliyle gittiler. Bundan birkaç ay önce kimsenin tahmin edemeyeceği gibi onlar da savaşın çıkacağını öngörememişlerdi. 2020 yılında pandemiyle başlayan küresel durum, 2022 yılında gıda/enerji krizi, sıcak ve soğuk savaşlarla devam ediyor… Tüm bu süreçlerden en çok etkilenen kategori ise eğitim. Belki gıda krizi kısa süreli olacak ve geçecek ancak biz eğitimi sekteye uğrayan nesillerin acısını yıllarca çekeceğiz. Ukrayna’da okuyan Türk öğrenciler ülkeye geri dönemeyeceklerini ve Türkiye’de ailelerinin yanında okumak istediklerini söylüyorlar. Kiminin okulunun bahçesi bombalanmış kiminin yaşadığı ev… Üstelik ülkede ciddi ölçekte kimyasal sızıntı da olduğunu belirtiyorlar. Ukrayna’nın kendine gelmesinin uzun zaman alacağını belirtiyorlar ve bu süreçte kendi eğitimlerinin aksamamasını talep ediyorlar. ONLAR YÖK’TEN ÇÖZÜM BEKLİYORLAR Öğrenciler, YÖK’ten bir açıklama ve çözüm bekliyorlar. Bunun mücbir sebep olduğunu ve mağduriyetleri için bir çözüm istediklerini belirtiyorlar. İsteklerini de yasal bir çerçeveye oturtuyorlar. Yükseköğretim kurumlarında önlisans ve lisans düzeyindeki programlar arasında geçiş, çift anadal, yandal ile kurumlar arası kredi transferi yapılması esaslarına ilişkin yönetmelik Ek Madde 2 der ki; “Şiddet olayları ve insani kriz nedeniyle eğitim öğretimin sürdürülemez olduğu Yükseköğretim Kurulu tarafından tespit edilen ülkelerde öğrenim gören öğrenciler Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarına yatay geçiş başvurusu yapabilirler. Bu konuya ilişkin usul ve esaslar Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir.” EMSAL KARARLAR UYGULANSIN İSTİYORLAR Ayrıca emsal teşkil eden bazı kararları da dile getiriyorlar ve diyorlar ki; “Mısır, Yemen ve Suriye’de yaşanan savaş ve krizlerde öğrenciler doğrudan yatay geçiş hakkını kullandılar. ÖSYS kılavuzundaki kontenjanların yüzde %10’u kadar hak tanındı. Mısır, Suriye, Yemen öğrencileri gibi yatay geçiş hakkı verilerek YKS, DGS vb. Şartlar istenmemesi ve Anayasamızın 10. Maddesinde belirtildiği gibi eşit haklardan yararlanma hakkının eşit uygulanması ve eşitliğin ihlal edilmemesi. Elimizde olan tüm belgelerin dikkate alınarak mümkün olduğu düzeyde kredi transferi yapılarak hak kaybının önlenmesi.” Öğrenciler, ayrıca Türkiye’deki öğrencilerden de destek görmek istiyorlar. İkinci dönem okul ücretlerini yatıran Ukrayna’daki okuyan öğrencilere burada bazı vakıf üniversiteleri de fahiş fiyatlar belirliyorlar. Tabii buna Elazığ depreminde battaniye fiyatlarının ikiye katlandığı bir ülkede pek de şaşırmamak gerekiyor. Her mağduriyetten bir kazanç sağlama çabasında olanlar olacaktır! Öğrenciler kendilerini ispat etmek zorunda hissediyorlar. Onlar, “Her sene ortalamamıza bakılsın, seviye tespit sınavları yapılsın” diyorlar ancak alınan kararların çifte standarda neden olmaması gerekli ve daha önce uygulanan kararlar emsal olarak alınmalı. YKS’ye hazırlanmamış bir öğrenciden kısa sürede bir başarı beklemek de çok adil bir durum olmayacaktır. Çünkü her sınavın ve her ülkenin dinamiği farklıdır. Şimdi YÖK’ten cevap bekleniyor. Bu öğrencilerin ödedikleri ücretler yanacak mı, vakıf üniversitelerine fahiş fiyatlarla mı alınacaklar, ne gibi şartlar getirilecek? Ama tüm bunlardan daha önemlisi bu öğrencilerin mağduriyetleri giderilecek mi?