Enflasyonu en doğrudan etkileyen ürün hiç kuşkusuz petrol. Varil başına 105-110 dolara oturan ham petrolün fiyatı böyle kalır mı? Uzlaşma sağlanırsa “köpük” kendiliğinden yok olur mu? 2023’te tek haneli enflasyon mümkün mü?  ABD merkez bankası Fed’in para politikası kurulu toplantısında çarşamba gecesi 25 baz puanla yeni parasal sıkılaştırma döneminin ilk faiz artışını açıklaması bekleniyor. TCMB ise perşembe öğlen açıklayacağı faiz kararında büyük olasılıkla değişikliğe gitmeyecek. Türkiye’de enflasyon yükselmeye devam edecek. Şimdi Ukrayna işgali ile birlikte para politikası yokluğunun nelere mal olacağını izlemeye devam edeceğiz. Tüm dünyada enflasyondaki artış sorun.  Türkiye’de ise katmerli bir sorun çünkü artan emtia fiyatları ve değer kaybı devam edecek TL eşliğinde maliyetler yükselmeye devam ediyor.  Artan enflasyonun yaratacağı büyük makroekonomik dengesizlikler konusunda kendisini sorumlu hisseden merkez bankaları çoktan parasal sıkılaştırma ile fiyat artış hızını yavaşlatmakta yol aldı. Fed bu hafta bu listeye ekleniyor, Avrupa Merkez Bankası savaş nedeniyle muhtemelen bu adımı 2022 son çeyrekten 2023’e öteleyecek. TCMB ise seyretmeye devam edecek. Dünyada enflasyonu mevcut konjonktürde en doğrudan ve diğer sektörlere etkileri açısından etkileyecek ürün hiç kuşkusuz petrol.  2022 başından bu yana %50 artarak varil başına 105-110 dolara oturan ham petrolün varil fiyatı yüksek kalmaya devam edecek mi? Yoksa savaşta bir uzlaşma alanı yakalanırsa petrol fiyatlarında 24 Şubat’ta işgalin başlamasıyla oluşan “köpük” kendiliğinden yok olur ve 2023’te tek haneli enflasyon mümkün hale dönüşebilir mi?
Petrol fiyatlarının küresel ekonomide yavaşlama ve hatta OPEC’in üretim artışı ile arza destek vermesi halinde dahi en az beş senelik bir perspektifle 100 doların altına gerilemesi zor.
Cevapları baştan yazıp neden böyle olacağını anlatmaya geçelim. Petrol fiyatlarının küresel ekonomide yavaşlama ve hatta OPEC’in üretim artışı ile arza destek vermesi halinde dahi en az beş senelik bir perspektifle 100 doların altına gerilemesi zor. Nedenlerine gelince... Batı, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin enerji ticaretini, kritik altyapıyı ve finansal piyasaları çalışamaz hale getiren bir siber savaş haline gelme riskini çılgınca engellemeye çalışıyor. Brent ve WTI ham petrolü varil başına 110 doların her iki tarafında işlem görürken güncel haberlere bağlı büyük oynaklıklar gösteriyor. Kimse bu aşamada söz konusu riskin gerçekleşmeyeceğini kesin olarak söyleyemez. Ancak, işgalin üçüncü haftasında, netleşen Rusya’nın Almanya’nın II.Dünya Savaşı’ndaki ayak izlerinin arkasından giderek Ukrayna’yı ikiye bölmekte kararlı olması. Putin'in nükleer silah kullanma tehdidi, ABD ve Rusya'nın bir kez daha karşılıklı salvoları dünyanın Soğuk Savaş'ı karakterize eden istikrarsız dengeye yerleşeceği anlamına geliyor. Rusya Doğu Ukrayna'nın fethini bitirip burada yeni bir hükümet kurana kadar belirsizlikler yüksek kalacak. Kurulacak kukla rejim, Ukrayna halkının gerçek temsilcisi olduğunu iddia edecek; Batı-NATO-AB ile ilişkilerinde Rusya’nın güdümünde olacak, Rusya’nın işgaline rağmen Rus baskılarına karşı koymayacak. Rusya Ukrayna’nın Batı tarafında sürekli bir isyanla karşı karşıya kalacak.  Batılı devletler ise sahadaki yeni gerçeklere uyum sağlamakla meşgul, Rusya'nın tüm Batı Ukrayna'yı fethini kışkırtmamak için ince ayarlı bir destekleme dengesi kurmaya çalışacak. Böylece yeni Demir Perde’nin sınırı Ukrayna’nın tam ortasından geçerek Batısı ile Doğusunu birbirinden ayıracak.
Batılı devletler Rusya'nın Ukrayna'yı fethini kışkırtmamak için ince ayarlı bir destekleme dengesi kurmaya çalışacak. Böylece yeni Demir Perde’nin sınırı Ukrayna’nın tam ortasından geçerek Batısı ile Doğusunu birbirinden ayıracak.
Kısa vadede, Rusya’nın askeri hırsları Ukrayna ile sınırlı görünüyor. Batı da bu gerçeğe hâkim aslında.  İki taraf da savaşın genişlemesini, enerji akışının sekteye uğramasını ve bilinmeyene kapıyı açacak ekonomik ve sosyal huzursuzluğu istemiyor.  Batılı medyada çıkan yaptırımların fazla mı ileri gittiği hakkındaki makaleler bunu anlatıyor zaten. Fakat Rus petrol ve doğal gaz satışlarının Avrupa hükümetleri tarafından resmi olarak yaptırıma maruz kalmasını beklenmese de, ticaret akışları ve tedarik zincirleri nakliyeciler ve büyük petrol şirketleri arasında kendi kendine yaptırım davranışlarına uyum sağlamaya zorlanıyor. Bu durum, özellikle büyük enerji şirketlerinin Rus petrol ve doğal gaz yatırımlarını gözden geçirdiği ve nakliyecilerin Rus kaynaklı malları taşımamaya çalıştıkları petrol piyasalarında akut bir sorun. Bir de batılı çok sayıda bankanın emtia ticaretini desteklememek için akreditif sağlamayı durduracaklarını açıklamaları, önümüzdeki aylarda ve yıllarda kademeli olarak küresel ticaret akışlarının yeniden şekilleneceği, küresel pazarlarda yeni alıcılar, yeni satıcılar, yeni nakliye rotaları ortaya çıkacağı anlamına geliyor. Sonuç olarak da fiyatların seviyesini ve fiyat oynaklığını artıracak gelişmeler olarak savaş bugün bitse bile devam edecek bir süreç olarak karşımızda duruyor. Küresel petrol piyasaları Ukrayna'nın işgalinden önce de pandemi sonrası talep nedeniyle sıkışıktı.  Mevcut savaş hali stokların daha da diplere inmesine neden olacak boyutta.  Çekirdek OPEC ülkeleri, Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt - Temmuz 2021 anlaşmasında söz verdikleri +400 bin varil günlük üretim artışını İran anlaşması netleştikten sonra yükseltmeye razı olabilirler.  Ancak, İran anlaşmasında izlenen gecikme petrol piyasası için keskin hareketleri de beraberinde getirecek boyutta. Diğer yandan, Rusya'ya gelince, zorlaşan ekonomik şartlarla bütçe gelirinin yarısı anlamına gelen Avrupa'ya enerji satışlarında tam ölçekli bir enerji ambargosu uygulamasını beklemek imkânsız olmasa da zor.  Rusya'nın, yaptırımların ekonomisinin geri kalanına zarar verdiği bir dönemde ekonomik can simidi olarak enerji gelirlerine ihtiyacı var. Ukrayna'yı saran savaştan ve olası ikiye bölünme senaryosundan anlaşılması gereken, arz kesintilerinin ilerleyen yıllarda da olası hale gelebileceği. Belarus hattından AB’ye giden hat çalışsa da fiyatlardaki oynaklık mevsimsel ihtiyaçlara göre yüksek kalma potansiyeline sahip. Başa dönersek, Ukrayna işgali Rusya açısından bölgesel kalacak gibi görünse de, oluşacak iki devletli yapı; batıya yaklaşarak kendini Rusya’dan korumak çabasında olan Batı Ukrayna ile Rusya’ya dayanan Doğu Ukrayna arasındaki sürtüşme uzun yıllar devam edecek. NATO'nun Avrupa ülkeleri arasındaki daha yüksek askeri harcamaları kendi içinde petrol, doğal gaz, baz metaller ve çeliğe olan talebi yüksek tutacak boyutta şekillenmekte. Mevcut stokların daha da sıkılaşması fiyatları savaş sonrasında yüksek tutacak kuvvette. Tarımsal emtia ve sanayiye dönük emtia fiyatlarındaki oynaklık bir yılın ötesinde de göreceli olarak yüksek kalacak.  Petrol varil fiyatının 110-120 dolar arasında kalması ABD’de kayagazı üretimini teşvik etse de, kısa vadeli arz artışı kolay değil. Yenilenebilir enerji geçiş şimdiden izlendiği üzere acil kısa vadeli ihtiyaçların kısmen kurbanı olacak.  Rusya bağımlılığından kurtulmak için yatırım kaynakları geleneksel enerji kaynaklarına kayarken, artan askeri harcamalar da yeşil dönüşümün yavaşlamasına ile sonuçlanabilecek. Bu büyük resmin tek net gerçeği de yüksek kalması beklenen emtia fiyatları ile beraber enflasyon sorununun da kısa vadede ortadan kalkmasının kolay olmadığı. Merkez bankası politika araçlarının emtia arz şoklarına karşı koymak için yeterli olmayışı, 2022-2023 ilk kademe faiz artışlarının ardından yüksek enflasyon sorununa başka ekonomi politikalarıyla çözüm arayışlarını doğuracak. Türkiye’de para politikası enflasyonla mücadele için kullanılmamakta. Bu da KKM gibi ürünlerle alınan risklerin dış gelişmelerle birleşmesi sonucunda olası fiyat artışlarını ucu açık hale getirmekte.  Olası bir iktidar değişimi ile para politikası, faiz artışı yeniden devreye sokulsa bile, bu politikanın enflasyonu düşürme etkisinin de Ukrayna işgali ile birlikte artık yetersiz kalacağını not etmek gerekli. Yeni bir üretim, bölüşüm politikasının doğru para politikasına eşlik etmesi şart hale gelmiş durumda.