Ukrayna'daki savaş en fazla enerji ihraç eden Körfez ülkelerine yaramış görünüyor. Öte yandan salgın ve iç savaş gibi faktörler nedeniyle ciddi kırılganlıklar gösteren Suriye, Libya ve Yemen gibi ülkelerin en büyük darbeyi yiyeceği açık. Coğrafi uzaklığına rağmen Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaşın Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki yansımaları çok şiddetli olabilecek gibi görünüyor. Ancak krizin bölge ülkeleri üzerindeki etkisi, geniş çaplı veya sınırlı bir savaş senaryosu, şiddetli gerginliğin sürmesi senaryosu ve yumuşama temelli kriz senaryosu arasında değişen senaryolara göre farklı şekillerde yaşanacaktır. Tabii yeni nesil savaş stratejilerinin hangi yoğunlukta kullanılacağı da, çatışmaların farklı boyutlar kazanmasına ve savaşın hem dünya hem de bölge üzerindeki etkilerinin yoğunlaşmasına ya da seyrelmesine yol açacaktır. Ayrıca Ukrayna krizinin Kuzey Afrika ve Orta Doğu üzerindeki yansımaları, yalnızca çatışmanın taraflarıyla, hatta sadece Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’nın bu krize karşı alacağı tutumla da alakalı değil. Bu süreçte ilişkilerin dönüşen doğasının ve değişen jeopolitik dengelerin süreci farklılaştıracağı görülüyor. Dolayısıyla bu enerji, gıda, uluslararası ilişkiler, silah teknolojilerindeki gelişmeler gibi çok farklı alanlarda etkileri olacaktır.
Avrupa Birliği ülkeleri Rusya’ya olan enerji bağımlılığını kırmaya çalıştığı için muhtemelen Körfez ülkelerine yönelecekler.
Ukrayna'daki savaş en fazla enerji ihraç eden Körfez ülkelerine yaramış görünüyor. Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Libya ve Cezayir gibi petrol ve doğalgaz gibi enerji ihraç eden ülkeler, mali dengelerinde ve dış ödemeler dengesinde şimdiden bir iyileşme ve büyüme oranlarında bir artış yaşamaya başladılar bile. Sadece bu da değil, Avrupa Birliği ülkeleri Rusya’ya olan enerji bağımlılığını kırmaya çalıştığı için muhtemelen Körfez ülkelerine yönelecekler. Bu sadece mevcut zenginleşmeyi daha da artırmak bir yana petrol ihraç eden ülkelerin konumunu dünya dengeleri açısından daha stratejik hale getireceği açık. İşin ekonomik yönüne eğildiğimizde Ukrayna krizinin çok farklı dinamikleri tetiklediği görülüyor. Ukrayna krizinin ana etki kanallarını beş kategoride özetleyebiliriz: 1) Enerji fiyatlarındaki artışlar 2) gıda fiyat şokları (özellikle buğday) 3) Bir bütün olarak gelişen piyasalardaki özel sermaye akımlarını etkileyebilecek, yatırımcıların riskten kaçınması/yatırımcıların güvenli yatırımlara yönelmesi  4) Yurt dışından azgelişmiş ülkelere gönderilen dövizler 5) Turizm
Suriye gıda ve yağ ihtiyacının yaklaşık üçte ikisini ithal ediyor ve buğday ithalatının çoğu Rusya'dan geliyor. Yemen, buğday ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını savaşan iki ülkeden temin ediyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, örneğin Lübnan, Suriye, Tunus ve Yemen gibi çatışma bölgelerindeki birçok ekonomi üzerinde önemli ve olumsuz etkilere yol açacaktır. Bu ülkeler, başta buğday ve tahıl olmak üzere gıda ithalatlarında ağırlıklı olarak Ukrayna ve Rusya'ya bağımlı. Zaten Koronavirüs nedeniyle birçok alanda tedarik zincirlerinde ciddi tahribat meydana gelirken hububat ve yağlı tohum alanında tedarik zincirlerinin geri dönülemez bir biçimde bozulması, hem bu ülkelerde gıda fiyatlarını artıracak hem de tarım sektöründe yerli üretim maliyetlerini önemli ölçüde artıracaktır. Arap ülkelerinde özellikle küçük çiftçiler için azalan mahsul verimi ve gelirleri, geçim kaynakları üzerinde olumsuz etkilere sahip olacak ve geçimleri tarıma bağımlı olan yoksul ve muhtaç grupları diğerlerinden daha fazla etkileyecektir.
Lübnan tahıl ihtiyacının yüzde 90'ından fazlasını Ukrayna ve Rusya'dan ithal ediyor ve elinde yaklaşık bir ay yetecek kadar rezerv var.
Öte yandan öteden beri daha ortada salgın ve Ukrayna krizi yokken büyük sıkıntılar yaşayan ve iç savaş gibi faktörler nedeniyle ciddi kırılganlıklar gösteren Suriye, Libya ve Yemen gibi ülkelerin en büyük darbeyi yiyeceği açık. Suriye, gıda ve yağ ihtiyacının yaklaşık üçte ikisini ithal ediyor ve buğday ithalatının çoğu Rusya'dan geliyor. Lübnan, tahıl ihtiyacının %90'ından fazlasını Ukrayna ve Rusya'dan ithal ediyor ve elinde yaklaşık bir ay yetecek kadar rezerv var. Yemen, buğday ihtiyacının yaklaşık %40'ını bu iki savaşan ülkeden temin ediyor. Yemen'de krizden veya daha da kötüsü, ciddi gıda güvensizliği yaşayan insan sayısı 2021'in sonlarında sadece üç ayda 15 milyondan 16 milyona çıktı. Ukrayna'daki savaş, Yemen'deki bu acımasız dinamiği kaçınılmaz olarak daha da kötüleştirecek. Bu kötümser tabloya dünyanın toplam nüfusunun sadece %6'sının Orta Doğu’da yaşıyor olduğu gerçeği eklendiğinde ve bölgenin dünyadaki ciddi gıda güvensizliklerinin %20'sinden fazlasını barındırdığını düşünüldüğünde durum epeyce kötümser bir hal alıyor. Fas, Tunus ve Mısır gibi ülkelerde, krizin etkilerinin ulusal makro-mali kısıtlamalar açısından diğer Arap ülkelerinden daha sorunlu geçmesi beklenirken artan enerji veya gübre maliyetleri veya kuraklık/iklim gibi faktörler bu süreci daha da katlanılamaz hale getirebilir. Dolayısıyla krizin yan etkilerinin uzun vadede nelere yol açacağını şimdilik kestirmek zor olsa da yeni bir Arap ayaklanmasını tetikleyebilme ihtimalini ya da mevcut Arap rejimleri içerisindeki en kırılgan konumda olanların bu ekonomik koşullara daha fazla dayanamayarak başka faktörlerin de etkisiyle yerini başka siyasi rejimlere bırakacağı ihtimalini gözetmek gerekiyor.