Ücret artışları kimseyi memnun etti mi?
Politikyol
Ücretler her ne kadar Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan % 64,3’lük enflasyon oranının üzerinde artsa da toplumun hiçbir kesiminin bu artışlarından tam olarak bir memnuniyet duyduğunu söyleyemeyiz.
Asgari ücret 22 Aralık 2022 tarihinde açıklanan %54,7’lik artış kararıyla net 8506,80 ₺’ye yükseltildi. Yılın ilk yarısında yapılan %30’luk artışla birlikte değerlendirildiğinde asgari ücret son bir yıl içerisinde %101,1 artmış oldu. Bu hesaplamayı aşağıda yer alan tablodan görebiliriz.[1]
MEMUR VE EMEKLİ MAAŞ ARTIŞLARI ASGARİ ÜCRET ARTIŞININ GERİSİNDE
Geçtiğimiz salı günü açıklanan 2022 yılı enflasyon oranının ardından SSK, BAĞ-KUR ve tarım emeklileri ile memur ve memur emeklilerinin maaşları yılın ikinci yarısı için önce %25, ardından yapılan ilave açıklamayla %30 artırıldı. Bu sayede bu kesimlerin maaşları da geçen yıla kıyasla %85,1 artmış oldu.
Ekonomide çalışanların tamamının elde ettiği ücretlerin ortalamasını yansıtan ortalama ücretlere ilişkin veriler iki ay gecikmeli olarak yayınlanıyor. Ocak-Haziran dönemine ilişkin veriler halihazırda mevcut olduğundan ortalama ücretlerin yılın ilk yarısında %38,7 arttığını hesaplayabiliriz.[2] Ekim sonu itibariyle ise ücretler, ocak ayına kıyasla %61,5 artış göstermiş. Ocak 2023 itibariyle yıllık artış oranının %93,6 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz.
MAAŞ VE ÜCRET ARTIŞLARINDAN KİMSE MEMNUN DEĞİL
Ücretler her ne kadar Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan %64,3’lük enflasyon oranının üzerinde artsa da -asgari ücret alanlar da dahil olmak üzere- toplumun hiçbir kesiminin bu artışlarından tam olarak bir memnuniyet duyduğunu söyleyemeyiz. Maaşları, asgari ücrete kıyasla %16 daha az artan memur ve emekliler ise mevcut durumdan hiç memnun değil. Bu memnuniyetsizliğin arkasında temelde iki neden yatıyor.
AÇIKLANAN ENFLASYON İLE HİSSEDİLEN ENFLASYON ARASINDAKİ FARK YÜKSEK
Memnuniyetsizliğin nedenlerinden biri, açıklanan enflasyon ile hissedilen enflasyon arasındaki makasın giderek açılması. Maaş ve ücret artışları açıklanan enflasyona göre yapılırken, hanehalkının yaptığı harcamalar gerçek fiyatlarla yapılıyor. Hanehalkı mevcut geliri ile eskisi kadar tüketim gerçekleştiremediğinin farkında. Neler olduğunu belki tam olarak bilemezsiniz ama neler hissettiğinizi çok iyi bilirsiniz. Refah kaybına yönelik bu farkındalık, artan maaş ve ücretlerden alınan memnuniyeti ister istemez düşürüyor.
İNSANLAR FİYATLARIN GELECEKTE DE ARTMAYA DEVAM EDECEĞİNİN BİLİNCİNDE
Memnuniyetsizliğin ikinci nedeni ise enflasyon beklentisi ile alakalı. Hanehalkı, fiyat artışlarının gelecek dönemde de devam edeceğinin farkında. Mevcut maaş ve ücret artışları geçmişteki refah azalışını kısmen telafi etse de önümüzdeki dönemde fiyatların artmaya devam edeceğini bekledikleri için ellerine geçecek maaş ve ücretlerin birkaç ay sonra eriyeceğini biliyor. Kişilerin asıl beklentisi, gelecekteki fiyat artışlarını da içerecek bir maaş veya ücret geliri elde etmek. Mevcut artışlar bu beklentiden oldukça uzak olduğu için kişilerin mevcut artışlara ilişkin memnuniyetsizliği de yüksek seyrediyor.
REFAH AZALIŞINI GİDERMENİN TEK YOLU RASYONEL POLİTİKALARDIR
Ücretlerin dönem aralarında ve sonlarında artırılması, refah kaybını gidermede oldukça yetersiz. Bu yetersizliği gidermenin ise tek bir yolu var: Enflasyonun düşürülmesi. Türkiye’de enflasyonun ana belirleyicisi döviz kurlarındaki artışlardır. Kurlardaki artışın ana sebebi ise uzunca bir süredir hüküm süren siyasi istikrarsızlık ve merkez bankasının bağımsızlığını yitirmesi sonrasında ortaya çıkan irrasyonel para politikasıdır.
İRRASYONEL POLİTİKALAR KUR VE ENFLASYON ÜZERİNDEKİ RİSKLERİ ARTIRIYOR
İrrasyonel para politikası, sadece politika faizlerinin düşük tutulmasını içermiyor, aynı zamanda ilave olarak uygulamaya konan açık ve döviz kurunu yapay bir şekilde baskılamaya dönük olarak uygulamaya konan örtük makro ihtiyati tedbirleri de içeriyor. Bu tedbirler ne yazık ki kurlar üzerinde ciddi baskılar yaratıyor.
Ağustostan bu yana arka kapı politikalarıyla istikrarlı görünümü verilmeyen çalışılan döviz kurları; artan cari açık, nispi maliyet avantajının terse dönmesi,[3] seçim sathına girilmesiyle para musluklarının açılması ve kur korumalı mevduattaki azalış gibi gelişmeler sebebiyle ciddi bir risk barındırıyor. Bu risklerin olası bir kur şokuna neden olması, enflasyon yüzünden cefa çeken insanlarımızın ne yazık ki cefa çekmeye devam edeceği anlamına geliyor.
---
[1] Hesaplamayı yaparken basitlik olması amacıyla Ocak-2022 tarihinde alında alınan ücret ve maaş düzeylerini 100 ₺ kabul ettik. Bu değer ile Ocak-2023 tarihinde ele geçecek ücret veya maaş değeri arasındaki yüzdelik fark yıllık %’lik değişimi vermektedir.
[2] Ortalama ücretler tablodaki diğer ücretlerden farklı olarak her ay değişiklik gösterdiğinden tek bir değer üzerinden kıyaslama yapmak yerine Temmuz-2021 tarihinden itibaren 6 aylık hareketli ortalama alınarak hesaplama yapılmıştır.
[3] Bkz: https://www.politikyol.com/sanayi-uretimindeki-maliyet-avantaji-ortadan-kalkti/
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi