Ensarcılar, Süleymancılar, Fethullahçılar vb.’lerinin ortak yanları yoksul ailelerin çocuklarını içlerine alıp ailenin bakım masrafını azaltıp, maddi yönlerini sorgulatmadan manevi yönden güçlü, kendilerine bağlı aileler ortaya çıkartmak. Çalışabilecek durumdaki milyonlarca insanın işsiz olması, bunun yanı sıra milyonlarca çocuğun işçi olmasının açıklayıcı yanı işsizlik eşittir çocuk işçiliğine giden yolun başlangıcı... İnsanın hayatta kalabilmesi için zorunlu ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Hayatta kalacak kadar ücret girmeyen bir evin çocuğu ya sokakta dilencilik yapar ya da mendil satar, karton toplar vb. günü birlik işleri yapmaya mecbur kalır. Düzenli iş tanımına uyan iş yerlerine gittiklerinde ise yetişkinlerden beklenen üretim onlardan da talep edilir. Çalışma koşullarının uygun olup olmaması patronların çok da dert ettiği bir şey değildir. İstenilen yüksek üretim, asgari ücret, azami kâr bu da kapitalizmin kısa tanımıdır. Kapitalizmin kısa tanımı çocukları iş yerlerine, birçok genci de tarikat yurtlarına gitmeye mecbur bırakıyor. Barınma sorununu karşılayamadığı için tarikat yurtları yâda evleri son çıkışları oluyor.  Elazığ’da tıp fakültesinde okuyan bir öğrenci tarikattaki baskı karşısındaki içerisine düştüğü çaresizlik nedeniyle bugün arkasında bir video bırakıp intihar etti. Çalışırken ölen çocuk işçi ile tarikat yurdunda kalan gencin intiharının sorumlusu yoksulluk. Eğitime ulaşım da çocukların hem de gençlerin barınma olanaklarının kısıtlı olmasından başlayıp, okul iMçin gerekli araç gereçlere ulaşmadaki imkânsızlıkları tarikatları güçlendiriyor. Ensarcılar, Süleymancılar, Fethullahçılar vb ortak yanları yoksul ailelerin çocuklarını içlerine alıp ailenin bakım masrafını azaltıp, maddi yönlerini sorgulatmadan manevi yönden güçlü, kendilerine bağlı aileler ortaya çıkartmak. Maddi ve manevi hizmetlerinin karşılığını tabii ki dönemin iktidarlarında talep edip ihalelerle, kamu kurumunda önemli yerleri tutarak alıyorlar. Tarikat devlet ilişkisi laikliğin sonunu getirirken bu işten en karlı çıkan toplumun azınlığı patronlar oldu. İşçi ve çocuk kavramının yan yana gelişi algılanmakta güçlük çekilse de Laikliğin yoksullar için ne kadar da önemli olduğunu yaşadıklarımız bizlere gösteriyor. Yoksulluğumuza boyun eğdirmeye çalışanlar dinsel ilişkilerin devlette karşılığını bulabilmesi için örgütlü tarikatların işleyişine rıza gösterip desteklediler. Çarklar dönsün karlar artsın çarkın içerisine sıkışan çocukların bedeni kader deyip geçilsin diye. İSİG’in 2021 yılı işçi cinayetleri raporuna göre 0-18 yaş arası çalışırken ölen çocuk işçi sayısı 14 yaş ve altı 21 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 41 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Türkiye’de çok işçi yaşının 15 yaş altı olduğu BM’de ise 18 yaş altı herkesin çocuk işçi sayıldığı biliniyor. İş kazaları da, yoksullukta kader değil. İSİG’ in hep söylediği gibi Kader değil cinayet. Çocukların olması gerektiği yer Okullar, gençlerin ait oldukları yer kampüsler. Oralarda olsunlar diye kapitalizmden kurtulmak gerek. En çokta çocuklar için, tarikatları, yoksulluğu, çaresizliği durmadan yeniden türetip çocukları, gençleri öldürmesin diye..