Katıldığımız bazı toplantılarda, siyasal sohbet ortamlarında sol tabanda AKP’nin uyguladığı himmet politikalarına tepki nedeniyle yanlış bir biçimde tüm sosyal yardım politikalarına karşı bir tepki oluştuğunu gözlemliyoruz. Oysa sosyal devletin olduğu gibi onun en önemli unsurlarından birini oluşturan sosyal yardım politikasının mimarı soldur. Bugün tüm sol belediyeler, aslında sosyal devletin altını oyma amacı taşımasına karşın, AKP’li belediyelerinin ironik biçimde sosyal belediyecilik adı altında uyguladıkları  “yardım politikalarına” karşı toplumcu yerel sosyal politika seçeneği ile çıkabilmek yükümlülüğü ile karşı karşıyadırlar. Peki fark ne? AKP’li belediyeler ile sol belediyeler bu konuda aynı çizgide mi yer almalılar? Elbette ki hayır... Aralarında dağlar kadar fark var. Bu fark “tebaa” ve “yurttaş” anlayışları arasındaki fark kadar büyük bir farktır. AKP anlayışı hükümet düzeyinde ve belediyeler düzeyinde bu tür sosyal yardımları devletin ve kamunun vazgeçilmez bir görevi ve yurttaşlarında yurttaş olmalarından kaynaklı doğal hakları olduğu anlayışıyla yapmaz. Sosyal devleti ve gerçek anlamda sosyal belediyeciliği tasfiye eden AKP, yerel yönetimler üzerinden düzensiz, kuralsız ve şarta bağlı yaptığı yardımlarla yurttaşın birey olarak özgürlüğünü tesis etmeyi değil, tam tersine kendisine bağımlı birer tebaa haline getirilmesini amaçlamaktadır. Siyasal referanslarla belirlenen bu yardımlar için en temel kıstas, yoksul olmaktan öte ve önce AKP’ye oy vermek olarak şekillenmektedir. Oysa sol belediyeler yurttaşın siyasal tercihine, etnik, dinsel, mezhepsel kimliğine bakmadan ve zadece ihtiyaç sahibi olmak kıstası üzerinden ve bunun kamunun bir görevi, yurttaşın ise hakkı olduğu yaklaşımıyla bu tür sosyal yardım uygulamalarını gerçekleştiririler. Bu anlayışla yapılan yardımlar insanları tabii hale getirmez tam tersine özgürleştirir ve özgür bireyler olarak sosyal, kültürel, siyasal hayata katılımını kolaylaştırır. Dahası... Yazı dizimizin önceki bölümlerinden de anlaşılabileceği üzere "toplum için belediyecilik" vatandaşlara gıda, eğitim, giysi vb. alanlarında yardımlarda da bulunmakla beraber, yerel sosyal politikadaki önceliği bu türden yardım politikaları değildir. Sanayi, tarım, turizm vb. alanlarında kent ekonomisini ve istihdamını geliştirecek politikalara özel bir önem ve öncelik vermektir. Böylece vatandaşların düzenli bir iş ve gelire kavuşarak kimseye muhtaç olmadan yaşamlarını sürdürmesi sağlanmış olacaktır. Yine yoksul bölgelerin kentsel altyapı ve sosyal donatı imkanlarından öncelikle yararlandırılması bir diğer önceliktir. Ve yanı sıra belediye hizmetlerinin genel olarak ucuz ya da ücretsiz biçimde sunulması, yoksul ve muhtaç kesimlere bu konuda pozitif ayrımcı politikalar geliştirilmesi "toplum için belediyecilik" anlayışının yerel sosyal politika alanındaki bir başka önceliğidir. Örneğin Dikili Belediyesi içme suyu hizmetini kullanıma göre artan ücretlendirmeyle uygulamış, belirli bir miktara kadar su kullanımını ücretsiz yapmıştır. Böylece hem yoksullara yönelik bir destek politikası hayata geçirilmiş hem de vatandaşın su kullanımında daha özenli davranmasını, israfa kaçmamasını sağlayarak su kaynaklarından ciddi bir biçimde tasarruf edilmesini sağlamıştır. Yine örneğin ulaşımda sabahın erken saatlerinde (06-07) ve akşam (19.00/20.00) saatlerinde ücretsiz ya da indirimli bir tarife uygulanması gibi. Böylece yine hem yoksul kesimler desteklenmiş olacak hem de yolcu yoğunluğu saatlere göre mümkün olduğunca eşit dağıtılmış olacaktır. Buna benzer bir uygulama M. Karayalçın döneminde Ankara'da hayata geçirilmişti. Asfalt katılım payı, kreş hizmetleri ucuz sağlanarak, halk ekmek uygulaması (ki mimarı sol belediyelerdir), Belediye Pazarları vb. uygulamalarla yoksul halka ucuz ve sağlıklı beslenme imkanları sunulabilecektir. Bu toplam tablo üzerinden bakıldığında toplum için belediyecilik anlayışı ile neo liberal rantçı belediyecilik arasında bu alanda da önemli ve niteliksel farklılıklar kolaylıkla olduğu görülecektir. Neo liberal rantçı belediyecilik kentlerin ekonomik gerilemesi ve istihdamcı özelliğinin kaybedilmesi konularında "suç ortağı" durumundadır. Yoksul mahallelere öncelikle hizmet götürmek gibi bir dertleri olmadığı gibi kentsel (rantsal) dönüşüm politikaları ile yoksulları yıllardır yaşadıkları mahallelerinden uzaklaştırıp kent dışına adeta sürgün etmektedir. Ve yine doğalgaz, elektrik, ulaşım, su vb. hizmetleri halka en pahalı sunan belediyelerdir. Deyim uygunsa neo liberal rantçi belediyelerin sosyal politika anlayışları eşeği önce kaybettirip sonra buldurmaları bile değil, sadece semerini geri vermelerinden ibaret bir politikadır. Yerel Sosyal Politika Şart... Gerçek bir sosyal politika düzeninin ancak merkezi devlet ölçeğinde kurulabileceği ve yerel yönetimler aracılığıyla sosyal politikaya yönelik yapılacak olanların sınırlı ve yetersiz kalacağı gerçeğini unutmadan, kentsel yoksulluğu yönetmeye dayalı AKP politikalarına karşı, kent yoksullarını destekleyici ve kent yoksulluğunu azaltıcı yerel sosyal politikalar geliştirilmesi gerçekten de çok önemli… Bu çerçevede ayrıntılandırılmış bir yerel politikanın oluşturulması acil bir gereklilik. Zira sol belediyeler kendi politikalarının yoksulluğu azaltmaya ve yoksulları güvenceye kavuşturmayı amaçlarken, AKP belediyelerinin politikalarının ise yoksulluğu (azaltmaya değil) yönetmeye ve yoksulları istismar etmeye dayalı olduğunu, ancak somut sosyal politika önerileri ve uygulamalarına sahip olabilmeleri sayesinde, halka anlatabilirler.
“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | “Toplum için belediyecilik” nedir? Neleri hedefler?
“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | Bir seçenek: Toplum için belediyecilik
“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | Kent yoksulluğu ve “Toplum için belediyecilik”
“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | Üretimci kent, istihdam sağlayıcı belediye
“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | Güçlü tarım sağlıklı kentleşme
“Toplum İçin Yerel Yönetim” Yazı Dizisi: Mahmut Üstün yazdı | Rantsal dönüşüm değil toplum için kentsel yenileme