İçinde bulunduğumuz koşullar altında gençlerin politik olarak tamamen kayıtsız olduklarını söylemek mümkün değildir. Gençlerin kayıtsızlığını peşinen kabullenmek bir yönüyle onları yok saymak anlamına gelir. Cumhurbaşkanının enflasyonla ve diğer temel seçmen beklentileriyle ilgili açıklamalarına, yayınlanan kararnamelere, İçişleri Bakanlığı genelgelerine bakılacak olursa, Türkiye’nin yavaş yavaş seçim sath-ı mailine girdiğini söyleyebiliriz. Bugünlerde yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler bağlamında en fazla tartışılan konulardan biri gençlerin siyasal katılımı ve siyasete olan ilgisi. Siyasi parti üyelikleri ve seçmen katılımı bağlamında küresel olarak gözlenen düşüş ve siyaset alanının yaşlanması özellikle genç yurttaşları da içine dahil edecek şekilde genişletilmekte. Bekir Ağırdır’ın Gazete Oksijen’de yayınlanan geçtiğimiz günlerde yayınlanan yazısına göre[1], Türkiye’de önümüzdeki seçimlerde 6,5 milyona yakın genç seçmen ilk kez oy kullanacak. Yaklaşık 62 milyonu aşkın yurt içi seçmenlerin 20 milyonu 30 yaş altı gençlerden oluşacak. Ağırdır her ne kadar bu yazısında genç seçmenlerin yarısının ya kararsız ya da oy kullanmayacağını ileri sürse de kanımca önümüzdeki seçimlerin oyun değiştirici (game changer) gücü ve lokomotifi gençler olacaktır. Petrol fiyatları, enflasyon ve kur baskısı, düzensiz göçmen akını ve uluslararası ilişkilerin karmaşık savaş ve gerilim baskısı altında gidilecek seçimlerin kendilerine fayda sağlayamayacağının farkında olan iktidar cephesinden yeni ekonomik paketleri destekleyecek rezerv ve swap haberleri geliyor. İktidarın önümüzdeki süreçte taşeron işçilere kadro verilmesi, EYT’lilerin sorunlarının çözümlenmesi, gençlerin geçen yıl parklarda yatmalarına neden olan barınma sorunlarının ortadan kaldırılması için arka arkaya düzenlemeler yapmaları sürpriz olmayacaktır.  Sosyal medya üzerinden bir genç tarafından dile getirilen KYK borçlarının faizlerine ilişkin haklı şikâyet sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “faizli KYK borcunuzu ödemeyin” kampanyası sonrasında iktidarın geri adım atmış olması dikkate değerdir. Yine geçtiğimiz haftalarda yapılmış olan KPSS sınavında soruların çalınmış olmasına yönelik şaibeler yüzünden ÖSYM tarafından sınavların iptal edilmiş olması hem toplumun hem de gençlerin vicdanında derin yaralar açmış bir konudur. İçinde bulunduğumuz koşullar altında gençlerin politik olarak tamamen kayıtsız olduklarını söylemek mümkün değildir. Gençlerin kayıtsızlığını peşinen kabullenmek bir yönüyle onları yok saymak anlamına gelir. Önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak 30 yaş altı gençler kendilerini bildikleri günden beri mevcut iktidardan başka bir alternatif iktidar biçiminden haberdar değildir. Önümüzdeki seçimler, onların hem kendilerinin hem de ailelerinin içinde bulunduğu durumu ve gelecek beklentilerini yeniden gözden geçirecekleri bir seçim olacaktır. Yeni kuşağın kendi demokrasi ve vatandaşlık anlayışlarına uygun gelecek beklentilerinin olduğunu sosyal medyada yayınlanan sokak röportajlarında görebiliyoruz. Ortak siyasal yaşam deneyimine bakarak ailelerinin ve kendilerinin gelecekleri için kendi demokrasi anlayışlarına uygun partileri ve liderleri destekleme eğiliminde olacaklarını söylemek yanlış olmayacaktır. ABD, İngiltere ve Almanya örneğinde yapılan karşılaştırmalı çalışmalar gençler açısından siyasetin ve vatandaşlığın değişen doğasını incelemiş ve bazı ortak eğilimler belirlemiştir. Bu çalışmalara[2] bakıldığında bir grup olarak seçim siyaseti sürecinde giderek daha fazla dışlanan gençlerin yeni sivil katılım biçimleri geliştirdikleri yönündedir. Türkiye açısından baktığımızda da genç yurttaşların genel siyaset çerçevesi içinde bir grup olarak görmezden gelindiğini, eğitim, sağlık, istihdam, barınma, eğlence açısından uygulanan kamu politikalarıyla mağdur edildiklerini, derin ve devreden yoksulluktan en fazla etkilenen grup olduklarını söyleyebiliriz. Yaşlı siyasetçilerin uyguladıkları yaşlı politikalarında kendilerine yer bulamayan gençlerin toplumdaki kolektif ağırlıkları düşmüş gibi görünmekle birlikte, ülkenin geleceği gençlerin yenilikçi yollar bulmasıyla aydınlanacaktır. Bu çerçevede 6’lı masayı oluşturan tüm partilerin ve liderlerin gençlerin seslerini duyurması ve aşağıdan yukarıya siyasetin gençleştirilmesi için tedbirler alması Türkiye’nin geleceği veya Geleceğin Türkiye’sinin kurulmasına da önemli katkı sağlayacaktır. --- [1] Bekir Ağırdır, “Son Düzlükte Gidişi Gençler Belirleyecek”, Gazete Oksijen, 5 Ağustos 2022, Erişim adresi: https://gazeteoksijen.com/yazarlar/bekir-agirdir/son-duzlukte-gidisi-gencler-belirleyecek-158879 Erişim tarihi: 05.08.2022 [2] Ayrıntılı bilgi için bkz. James Sloham, “Rejuvenating Politics? Youth, Citizenship and Politics in the United States and Europe”, SSRN Electronic Journal, 16 August 2011. Erişim adresi: https://ssrn.com/abstract=1910527 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.1910527 Erişim tarihi: 12.08.2022