Sadr, temsili sisteme göre değil kendisinin belirleyeceği taraf ve isimler ile hükümet kurmak istedi ve bugün yaşanan krizin asıl sebebi diğer partilerin Sadr’ın teamüllerin dışına çıkan bu düşüncesine karşı çıkmasıdır. Irak’ta Sadr hareketi lideri ve din adamı Mukteda El Sadr’ın adının öne çıktığı bir süreç yaşanıyor. Yaşananlar Irak ile ilgili yazan bazıları tarafından Şii – Şii krizi olarak yansıtılıyor ancak bu tanımlama doğru değil. Şiiler Amerikan işgali sonrası dönemde ülkedeki sayılarına uygun (yaklaşık %60) oranda siyasette yer aldılar. Hâl böyle olunca siyasette de Şiiler çoğunlukta. Öte yandan taraflar arasında dinsel bir ihtilaf yok, bu nedenle kriz tamamen siyasidir. Daha dar bir tanım yapılacak olursa kriz Sadr ile “diğerleri” arasındaki bir krizdir. Son birkaç yıldır yaşanan gelişmeler, protestolar, çatışmalar tamamen Sadr’ın tavırlarından kaynaklanmasa da başrollerde hep Sadr var. Sadr 2003 yılından bu yana aktif şekilde siyasetin içinde yer alıyor. 1974 doğumlu Mukteda El Sadr, Saddam Hüseyin döneminde iki oğlu ile birlikte öldürülen önde gelen din adamlarından (merci) Büyük Ayetullah Muhammed Muhammed Sadık El Sadr’ın oğlu. Bu nedenle Irak Şiileri arasında çok önemli bir soyadını taşıyor. Lübnan’daki Emel Hareketi’nin kurucularından Musa El Sadr’ın kuzeni de olan El Sadr 2003’ten sonra ABD işgaline karşı direnişte aktif şekilde yer aldı. Askeri kanadının adı “Mehdi’nin Ordusu” olan siyasi “Sadr Hareketi’ni” hareketini kurdu. Sadr “İslami demokrasiyi” getireceğini savunuyor ve “Saddam küçük yılan, ABD ise büyük yılandır” söylemi kullanarak “tam bağımsız bir Irak” istediğini söylüyordu. Bu nedenle Geçici Koalisyon Konseyi’ne karşı çıktı, ardından Irak’ı yönetmeye Irak Yönetim Konseyi’nde daha fazla hakkının olduğunu savundu. Çeşitli zamanlarda yapılan yerel ve genel seçimlere ittifaklar ile katılan Sadr, 2019’da Irak’ta yaşanan ve 500’den fazla kişinin hayatını kaybettiği protestolarda da ön plandaydı. Kendi hareketinin de kabineye bir üye verdiği Sadr bu protestolar sırasında, dönemin Başbakanı Adil Abdülmehdi’yi ağır şekilde eleştiriyordu. Olaylar sürecinin sonunda Abdülmehdi istifa etti ve Ekim 2021’de parlamento seçimleri yapıldı. Sadr hareketi 329 sandalyeli parlamentoda 74 sandalye kazandı. Irak’ta “temsili sistem” uygulanıyor, buna göre cumhurbaşkanı Kürtlerden, başbakan Şiilerden ve meclis başkanı da Sünnilerden seçiliyor. Hükümette ise mümkün olan en geniş şekilde parti ve hareketlerden temsilciler yer alıyor. Sadr bu hükümet yani etnik – mezhepsel temsil sistemine karşı. Bu nedenle önde çıktığı son parlamento seçimleri sonrası, temsili sisteme göre değil kendisinin belirleyeceği taraf ve isimler ile hükümet kurmak istedi ve bugün yaşanan krizin asıl sebebi diğer partilerin Sadr’ın teamüllerin dışına çıkan bu düşüncesine karşı çıkmasıdır. Sadr ısrarcı olunca hükümet kurma çalışmaları kilitlendi ve Sadr parlamentoyu erken seçime zorlamak için kendi hareketinden Meclis’e giren 74 milletvekilini istifa ettirdi. Ancak beklediği olmadı. İstifa edenlerin yerine ikinci en çok oy alanlar geldi ve böylece Sadr parlamento dışı kaldı. Parlamento’da “Koalisyon Çerçevesi” adı verilen bir partiler birlikteliği var. Sadr çekilince bu oluşum hükümet kurmayı üstlendi ve Muhammed Suda’niyi aday gösterdi. Irak’ta geçtiğimiz aylardan bu yana Yeşil Bölge’de bulunan Parlamento binasının ve bazı devlet dairelerinin basılması bu nedenle oldu. Sadr bir yandan Parlamento’dan çekilirken diğer yandan hükümet kurma çalışmalarını da kilitledi. Sadr bir başka önemli darbeyi babasının ölmeden önce yerine geçmesini istediği ve Sadr Hareketi içinde çok önemli bir yeri olan dini önder Kazım El Haeri’den yedi.
Sadr’ın bu istifa, sokağa dökülme ve yaptığı çağrı ile protestoların bitirilmesi hamleleri ile binlerce kişiye hükmedebilirim” mesajını vermeye çalıştığı öne sürülüyor
1970’lerden bu yana İran’da yaşayan Haeri, Merciliği bıraktığını açıkladı ve takipçilerinin İran’in dini lideri Ali Hamaney’i takip etmelerini istedi. Haeri açıklamasında Sadr’a ağır eleştiriler yöneltti. Haeri “Sadr dini bilince ve Irak Şiilerine önderlik yapacak bir niteliğe sahip değildir” diyordu. Bunun üzerine Sadr da siyaseti tamamen bıraktığını açıkladı. Sadr’ın bu açıklaması taraftarlarını sokağa döktü. Sadr taraftarları Yeşil Bölge’yi bastı ve güvenlik güçleri ile çatıştı, 30’dan fazla kişi hayatını kaybetti. Sadr olaylar sürerken bir açıklama yaptı ve şiddeti kınadığını taraftarlarının protestolara son vermesi gerektiğini belirtti. Sadr’ın bu istifa, sokağa dökülme ve yaptığı çağrı ile protestoların bitirilmesi hamleleri ile “binlerce kişiye hükmedebilirim” mesajını vermeye çalıştığı öne sürülüyor. Sadr sıkı bir İran karşıtı. Bu nedenle mesajı İran ve İran yanlısı Koordinasyon Çerçevesi’ne. Sadr’ın siyasetten çekildiğini açıklaması ciddiyetle karşılanmadı çünkü daha önce 6 kez siyaseti bıraktığını açıklamış ancak yeniden siyaset sahnesine dönmüştü. Gösteriler sırasında Haşdi Şabi ve diğer gruplar sokağa çıkmadı ve bu nedenle çatışmalar büyümedi. Sadr’a yakın bir isim olan ve “Sadr’ın bakanı” olarak bilinen Salih Muhammed El İraki birkaç gün önce Irak Genelkurmay Başkanı’na hitaben yayınladığı bir mesajda “Haşdi Şabi’nin başındaki ismin değiştirilmesini, Haşdi Şabi’nin kontrol altına alınarak belirli bölgelere çekilmesini” istedi. İraki’nin Başbakan Mustafa El Kazımi ile birlikte hareket ettiği ve bu bildirinin aslında Sadr’ın “darbe girişimi” olduğu iddia ediliyor.(1) Olayların ve gelişmelerin gidişatını istikrarsız bir siyaset sürdüren ve Irak’ta son yaşanan krizlerin odağında yer alan Sadr’ın bundan sonra sessiz kalıp kalmayacağı belirleyebilir. Krizin aşılabilmesi için erken seçim de formüller arasında. Bu seçimlere Sadr’ın katılıp katılmayacağı ya da meclis aritmetiğinin kaosu aşabilecek bir aritmetiğe ulaşıp ulaşmayacağı da belli değil. Diğer yandan Kürtler (KYB  - KDP) arasında  da merkezi cumhurbaşkanlığı için kriz aşılamadı. (1) https://twitter.com/salih_m_iraqi/status/1565376758643294210?s=21&t=bBNfJc17c9wr6YU1ziBufA