Hayır “korkaklık ve adamcılık” kaybetti, tecrübesizlik değil. Şenol Güneş maç sonu basın toplantısında “tabii çok genç bir takımımız var” dedi. Evet, Türkiye Euro 2020’nin en genç takımı. Yaş ortalaması 24.58. Onu İngiltere 24.81’lik ortalamasıyla takip ediyor, üçüncü en genç takım ise 25.04’lük ortalamasıyla Galler. İşte biz, bizden biraz daha yaşlı Galler’e yenildik bu gece… İtalya maçını yorumladığım önceki yazıda Türkiye’nin Galler’e karşı ilk yarıda 1-0 yenik duruma düşeceğini yazmıştım. Haklı çıktım. İlk 20 dakikada onlar etkiliydi, iki net gol fırsatını teptiler. 30’dan sonra oyunda dengeyi sağladık. Galler savunmasının daralttığı alanda pozisyon aradık. Bu arada onlar, 40. dakikada, dikkatimizi kaybettiğimiz bir anda ilk gollerini attılar. İkinci yarıda milli takımdan reaksiyon görmeyi umuyorduk. Ne yazık ki rakibimizin baskısıyla topla geriden çıkmakta zorlandığımızı gördük. Bu dakikalarda oyuncularımızın stresi yüzlerinden okunuyordu. 60’ta penaltı kazandılar. Belki de tartışmalı bir penaltıydı. Gareth Bale onu gole çeviremeyince Galler kapandı ve Türkiye’nin pek de organize olmayan ve pozisyon üretemeyen atakları başladı. Kornerden yürüye yürüye gelip attıkları ikinci gol Türkiye adına bir utançtır. Diğer yandan kabul edelim ki, kalecimiz Uğurcan Çakır olmasaydı, bu maç çok daha farklı bitebilirdi. Uğurcan bizi bir hezimetten kurtardı galiba. SORUN GENÇ OLMAK MI? Özellikle ikinci golde gördüğümüz konsantrasyon sorunu oyuncuların genç olmasından kaynaklanmıyor. Önceki yazıda dediğim gibi, ne Federasyon ne de Güneş, bu parlak jenerasyonu hiçbir yönden turnuvaya hazırlayamadılar. Biz İtalya ve Galler maçlarına Azerbaycan ve Moldova’yla oynayarak hazırlandık. Zira Belçika ve İrlanda hazırlık maçı tekliflerimizi geri çevirdiler. Güneş, 73. dakikada sakatlanan sol bek Umut Meraş’ın yerine sağ ayaklı Mert Müldür’ü sahaya sürdü. Beş dakika sonra maçtaki tek net gol fırsatını da Mert’le değerlendiremedik, çünkü malum o ters ayaklı bir futbolcuydu. Hal böyle olunca, Güneş’in 25 kişilik kadroya dahil ettiği ama kullanmadığı (kullanmayacağını bile bile çağırdığını düşünülen) Beşiktaşlı Rıdvan Yılmaz ve kadro dışı bıraktığı Fenerbahçeli Caner Erkin sorgulanacaktır. Eee sen turnuvaya birkaç gün kala “Beşiktaş için ölürüm” dersen sorgulanır elbette… Orada Caner olsaydı ne yapardı, bunlar konuşulacaktır, kaçınılmaz… Risk almadık, cesur değişikler yapamadık. İki maçta 5 gol yedik ve -5 averajımız nedeniyle en iyi üçüncü olup gruptan çıkma şansımız da son derece düştü. SPİKER İYİYDİ… TRT spikeri Levent Özçelik İtalya maçında olduğu gibi bu maçta da gereksiz milliyetçi tarzından, hamasetinden vazgeçmedi. Neyse ki bu kez 15 dakikadan fazla uzatmadı, en azından spikerimiz önceki maça göre daha iyiydi.