Direndiğimiz otoriter rejimin ana karakterini, çalışma şeklini ve zayıf noktalarını iyi anladığımız ve toplumumuzu değişimin güzelliğine ikna edebildiğimizde açılmaz sandığımız kilitler kırılıp döküleceklerdir.Muhaliflerin mevcut otoriterliğe direnirken, ulus devleti, cumhuriyetin niteliklerini, özgürlük ve demokrasiyi savunurken dayandığı, bir kısım yargı tarafından istikrarlı biçimde görmezden gelinse de iktidarın açıklamakta zorlandığı hukuksuzlukların sebebi olan bu ilke ve normların şimdi tümüyle hukukumuzdan ayıklanması isteniyor. Cumhurbaşkanının görev süresini iki dönem ile sınırlayan, seçimini de yüzde elli artı bir kuralına bağlayan kuralların da değişim hedefi içinde olması hayli muhtemeldir. Anayasa değişikliği veya yeni anayasa söylemleri 21 yıllık iktidarları boyunca AKP rejimince her yıl bir biçimde kullanıldı. Sürekli anayasal söylemlerin gündemde tutulmasının iki önemli sebebi mevcuttur. İlki Erdoğan rejiminin popülist karakteridir. Düzen karşıtı, düzence engellenen ama reformist görüntü bu şekilde sağlamlaştırılmaktadır. Diğeri ise Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine oturduğu laik, ulus devlet zeminine yönelik gerçek ve samimi bir karşıtlığın varlığıdır. Gelinen noktada, Altılı Masanın CHP sayesinde ve üzerinden Meclise taşınan sağ unsurlarını da devşirmeye çalışarak, muhalefeti birbirine düşürerek ilerlemeye çalışacakları anlaşılıyor. Muhalefet seçmeni ise erişilen yüzde kırk sekizlik büyük kitleye rağmen teslimiyete oldukça yaklaşan bir hâl içine girmiş görünüyor. Bunda toplumsal muhalefetin tüm tepki ve taleplerin bizzat muhalefet liderlerince sandığa endekslenmiş, pasif bir forma sokulmuş olmasının da büyük payı var. Çok geniş bir toplumsal muhalefeti birleştirerek, büyütecek, pasifize değil aktive edecek yeni bir liderlik talebi karşılanmadığı takdirde de söz konusu ruh hâli bütünüyle sandıktan kopma noktasına varabilecektir. Muhalefet, parlamenter çoğulcu özgürlükçü demokrasi, adalet ve refah talebini, sokak sokak örgütleyerek, büyük şehirlerde olduğu kadar tüm Anadolu şehirlerinde görünür kılarak, öneri ve taleplerini, seçim takvimine, seçim çalışmalarına endekslemeden, dayanışmayı büyüterek devam ettirmelidir. Önümüzdeki yerel seçimler, olası anayasal referandum ve erken seçimler değişime her an bir kapı açabilecek güçtedir. Direndiğimiz otoriter rejimin ana karakterini, çalışma şeklini ve zayıf noktalarını iyi anladığımız ve toplumumuzu değişimin güzelliğine ikna edebildiğimizde açılmaz sandığımız kilitler kırılıp döküleceklerdir. İnandığımız doğrulardan vaz geçme değil onlara ve birbirimize daha çok sarılma zamanı şimdi.
Seçim sonuçları, muhalif seçmenin duygusal savruluşu ve yeni anayasa tartışmaları
Politikyol
Milletin kaderi de tarihi de bir kişinin ömrüyle sınırlı değildir. Yapılmak istenen muhalif seçmendeki yenilmişlik duygusunu teslimiyete dönüştürebilmek, her türlü toplumsal direnci ve demokrasi talebini pasifize edebilmektir.
Seçimlerden önce muhalefeti birleştiren bir demokrasi projesi idi. Bu projenin görünen yüzü de güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarıydı. Altılı masa kimi kusurları içinde barındırsa da ortaklaşmayı ve ortaya bir metin çıkartmayı başarmıştı. Ortaya çıkan taslak, hak ve özgürlükler konusunda iyileştirmeler içermekle birlikte parlamenter sistemden ziyade yarı-başkanlık sistemine yakın bir metindi.
Etkili yönetim yapısı ve kontrol denge araçlarının tesisi açısından üzerinde daha fazla çalışılması gerekliydi. Tüm bu eleştiriler, altı partinin birlikteliğinin kusursuz bir anayasa önerilerisi üretmekten daha kıymetli olduğuna ve kusurların ilerleyen süreçte giderilebileceğine duyulan inançla altılı masanın anayasa tasarısı üzerinde çalışan kimi temsilcilerine de iletildi.
Demokrasi, daha adil bir toplumsal düzen, refah içinde bir özgürlük talep eden, 14 Mayıs seçimleriyle bu arzunun gerçekleşeceğine inanan yüzde kırk sekizlik bir seçmen kitlesinin de desteği elde edildi. Mevcut yönetim tarafından sürekli olarak teröristlikle itham edilen, dışlanan, değerleri ve kendileri aşağılanan muhalif seçmenler, yaşanan yenilgi ile müthiş bir hayal kırıklığı, buna bağlı olarak da son derece tehlikeli bir duygusal savrulma yaşanmakta. Yaşanan yenilgi ile mevcut rekabetçi otoriter rejimin daha da otoriterleşerek yerleşik hâle geleceğinden, bir daha demokratik, özgürlükçü, çoğulcu bir rejime ve parlamenter sisteme dönülemeyeceğinden duyulan kaygılar da söz konusu ruh durumunu beslemekte.
Erdoğan ve mevcut rejim esasen insanların duygularını, en çok da korkularını ve umutlarını manipüle etmeyi başaran popülist karakterde bir otoriterlik sergilemekte. Manipüle edilen duygular yalnızca kendilerine oy veren seçmene de ait değil. Erdoğan’ın muhalif seçmendeki duygu durumunu da iyi okuduğu anlaşılıyor ki seçimin ertesinde bir daha parlamenter rejime dönülmeyeceğini duyurdu. Oysa bir Milletin kaderi de tarihi de bir kişinin ömrüyle sınırlı değildir. Yapılmak istenen muhalif seçmendeki yenilmişlik duygusunu teslimiyete dönüştürebilmek, her türlü toplumsal direnci ve demokrasi talebini pasifize edebilmektir.
Böylelikle otoriter rejimi konsolide etme, liderce belirlenmiş halefi iktidara yerleştirebilme yolunda ilerleyecekleri bir süreci başlatmış bulunuyorlar. Sürecin önemli ayaklarından birisini de yeni anayasa yapımı oluşturacaktır. Seçimin hemen akabinde, önce Cumhurbaşkanının danışmanlarından Mehmet Uçum’un, ardından da Cumhurbaşkanının ağzından yeni anayasa çalışmalarına başlayacaklarını duyduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir daha parlamenter sisteme dönülmeyeceğini ilan ederken, yeni anayasa yapımının gerekçesini de mevcut metnin hükümet sistemi dışındaki kısımlarının tutarsızlığına ve sivil anayasa talebine bağladı. AKP tarafından hâlihazırda değiştirilmemiş hükümlere baktığımızda çoğunlukla temel hak ve özgürlükler, değiştirilemez ilk 4 madde ve devlet biçimine (üniter yapı) ilişkin ilkeleri görüyoruz.
Yorumlar
Popüler Haberler

YÖK'ten üniversitelere yazı: "Boykot çağrısı yapanlara idari ve adli işlemleri yapın"

RTÜK Başkanı Şahin, 10 gün 'ekran karartma' cezası verdiği Sözcü TV'den İpek Özbey'le bir araya geldi

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, CHP'den neden istifa ettiğini açıkladı

Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, CHP'den istifa etti

Özel: Kayyum kararının CHP’ye cuma akşamı 16:59’da tebliğ edilmesi kararlaştırılmış

CHP’nin olağanüstü kurultayı: Divan Başkanlığına önerilecek isim belli oldu