Bizde de bir yapım şirketinin ürettiği komedi filmlerinde tam da bu yapılmaya çalışılıyor senelerdir. Sadece yönetim anlamında değil, edebiyat, sanat ve MİZAH alanında da sığlığa ve vasatlığa mahkûm ediliyoruz.Freud şakayı, güldürüyü ve mizahı aynı değerlendirmiştir. Ona göre bunların hepsi psişik enerjinin korunmasıyla ilgilidirler. Artık herhangi bir nedenle gerekliliği kalmayan psişik enerjinin gülme şeklinde harcanmasına neden olurlar. Şaka/fıkralar yer değiştirme (displacement), yoğunlaştırma (condensation) ve birleştirme (unification) mekanizmalarını kullanarak, kişinin normalde bastırması (bilinçdışında tutması) gereken saldırgan ve cinsel dürtülerini kısa bir süre için ifade etmesine fırsat oluştururlar. Böylece bu dürtüleri bilinçdışında tutmak için harcanması gereken enerji tasarruf edilir. Gülme, bu enerjinin harcanmasıdır. Mizahla alakalı ‘Üstünlük-Aşağılama Kuramı’ Platon ve Aristo’ya kadar uzanan bir kuramdır. Mizahın, başkalarının değersizliğinden ya da kişinin kendi geçmişindeki gaflarından türemiş bir üstünlük duygusunun sonucu olduğunu savunur. Bu kuramı savunanlara göre mizahın özünde alay vardır. İnsanlar kendilerine benzemeyenlerin aşağılandığı ya da onlarla alay edildiği fıkralara daha çok gülerler. Bizde de bir yapım şirketinin ürettiği komedi filmlerinde tam da bu yapılmaya çalışılıyor senelerdir. Sadece yönetim anlamında değil, edebiyat, sanat ve MİZAH alanında da sığlığa ve vasatlığa mahkûm ediliyoruz. İşte bu duygularla izledim Recep İvedik-7’yi Disney+’ta. Recep TÜİK’ten elektirik faturalarına, milletin alnına koyan yerli ve milli iş adamlarından Nusret’in altın kaplamalı etlerine, tiny house ile güneşi selamlayan şehirli yalnız kadınlardan maden bahanesi ile doğa katliamı yapan şirketlere kadar pek çok şeyi gayet sarih biçimde eleştiriyor filmde. Covid’den korunmak için dezenfektan için diyen Trump’a da göndermeler var, Mete Gazoz’un hareketine de, etkili olmak için troll ordusu kuranlara da dokundurmalar var açlık grevini göstermelik yapanlara da. Mizah muhalefet etme işlevi ile toplumsal organizmanın daha sağlıklı işlemesine yol açmaktadır. Henry Bergson’un da söylediği gibi mizah toplumsal yaşamı düzenleyen önemli bir güçtür. Mizah işlevini yerine getirmeyen kurumların daha iyi işlemesi için kendini devreye sokmaktadır. Pythagoras veya hepimizin bildiği adı ile Pisagor, mizahı makyaj yapmış bir öfke olarak tanımlamıştır. Buna gerçekten katılıyorum. İşin psikolojik zeminine baktığınızda mizah unsurları içimizdeki öfkeyi yansıtmaktadır. Bu açıdan baktığınızda mizah kulağa hoş gelmeyebilir fakat açıyı biraz genişletirsek; insan varoluş doğası gereği öfke ile yaşamaya mahkum bir canlıdır. Bu öfke ile baş edebilmek için dışavuruma ihtiyacı vardır. Kimi bağırarak, kimi çılgın gibi spor yaparak, kimi avlanarak, kimi eşini döverek, kimi motor gücü yüksek araçlar kullanarak, kimi cehaleti erdem sanarak, kimi öldürerek öfke dışavurumunu yaşamaktadır. Bu açıdan da baktığınızda mizahın, öfke dışavurumunun en masumane ve etkili yolu olduğunu söyleyebiliriz. Tüm inançlara ve politik kanunlara ters olan yok edici öfkeyi iyileştiren mizahı yasaklayanın da inanç ve otoritenin ta kendisi olduğunu görüyor olmak tam bir ironi olsa gerek. Ben yine de Şahan’dan her dakika bir şeyleri kınayan tweetler atmasını bekliyorum. Cem Yılmaz ve Athena Gökhan’dan beklediğim gibi…
Politik mizahın Recep İvedik’i
Politikyol
Mizah muhalefet etme işlevi ile toplumsal organizmanın daha sağlıklı işlemesine yol açmaktadır. Henry Bergson’un da söylediği gibi mizah toplumsal yaşamı düzenleyen önemli bir güçtür. Mizah işlevini yerine getirmeyen kurumların daha iyi işlemesi için kendini devreye sokmaktadır.
Evet, Tarkovsky, Agnes Varda, Angeloupoulos veya NBC sinemasını izleyince entelektüel olacağını sanan narsisizm çiftliği şeklinde çalışan sosyal medya ortamında, tüm cesaretimi toplayıp (!) Recep İvedik-7 kritiği yazıyorum. Sevgili Şahan Gökbakar’a date’e çıkarken protez tırnağı kırılan kızlar ve taziye evinde başörtüsünün iğnesi eline battığı için abdesti bozulan teyzelerle alakalı üzüntü tweeti yazmadığı için bozuğum ama yine de filmini yazayım hadi ☺
Her şeyin iştahla hatta açgözlülükle psikiyatrize edilmeye çalışıldığı çağımızda atlanan hususlardan birinin mizah olduğunu düşünürüm. Zira üst düzey savunma mekanizmalarımızdan biri olmasına rağmen son yıllarda ülkenin içine ‘gönüllü’ olarak daldığı ‘hökümette kötü yönetiyor’ eleştiri ve saldırılarına dair mizah yönümüzün kısır kalması bunun en büyük göstergelerinden biri. Sosyal medya kullanıcıları daha ziyade diskriminatif ‘mizahı’ tercih ediyorlar. Recep İvedik-7’yi etnik köken, din, cinsel kimlik ve kılık kıyafet üzerinden şekillenen bu bayağı ortamı dağıtmaya çalışan bir ‘mizah’ bombası olarak izledim.
Diskriminatif veya aşağılayıcı mizah (yani ırkçı veya cinsiyetçi mizah), bir kişiye ya da toplumsal gruba aşağı bir nitelik atfeden, onları küçümseyen, kötüleyen mizah türüdür.
Mizah, ciddiye alınmaması gerektiği mesajını ilettiğinden, aşağılayıcı mizah hedefini aşağılarken karşı çıkmanın/eleştirinin de önünü tıkar. Kalkıp ‘ya kardeşim bunu nasıl yazarsın/söylersin’ dendiğinde alınacak cevap bellidir; sen de şakadan hiç anlamıyorsun!!!
Mizah duygusu kavramından ne anlaşıldığı konusu kişiden kişiye değişiyor. Kimimiz için kendi güldüğümüz şeylere gülen kişidir mizah duygusu olan kişi, kimimiz için kolayca gülebilen kişi, kimimiz için ise bol fıkralar anlatan, espriler patlatan, çevresindekileri eğlendirmeyi bilen kişi. Bazen kişinin zeki olduğunun göstergesi sayılır; bazen kendisini fazla önemsememesi, kendi zayıflıklarıyla dalga geçebilmesidir mizah duygusu.
Yorumlar
Popüler Haberler
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Marmaray'da bir kişi intihar etti
Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin katliamı: Ölü sayısı sekize yükseldi
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
İletişim başkanlığı, bakanlığın kreş yazısını doğrulayıp geri adım attı