Sedat Peker’in açıklamaları herkesi pazar sabahları telefonlarına kitlemeye devam ediyor. Benim anlamakta zorlandığım ise “E biz bunları zaten biliyorduk” diyen kitlenin nasıl da büyüdüğü. Muhabirliğe ilk başladığım 1990’larda bu tip duyumları alabilenler sadece  Ankara’da sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen gazete temsilcileri, Genelkurmay ya da MİT’i takip eden muhabirler, bir avuç köşe yazarıydı. Şimdi sokaktaki simitçi bile ‘Abi biz bunları biliyorduk’ diyebiliyor. Peker geçen Pazar, ülke dışına çıkarılan silahlardan ve bazı yapılanmalardan bahsetti. Ben de uluslararası raporlarda gördüklerimi buna ekleyeyim. İLK YAPAY ZEKALI DRONE Geçen hafta gözden kaçan bir haber vardı. İktidara yakın medya pek heyecanla verdi ama sonra aniden ortadan yok oldu. Üzerinde geceler boyu tepinilecek habere bir dokundular ve bıraktılar. Haber Libya’da 2020 Mart’ında Hafter güçlerine karşı kullanılan ilk yapay zekalı silahlı Drone’un Türkiye tarafından üretilmiş olmasıydı. Kargu 2 İsimli kısaca LAWS (Lethal Autonomous Weapon Systems) adı verilen bu teknoloji ilk kez kullanılmıyor ama BM raporunda vurgulanan artık insan müdahalesi ya da insan takdiri olmadan da bazı silahların gidip birilerini vurabileceği endişesiydi. Bu meselenin ABD’nin yeni DNI (Director of Intelligence) Başkanı Avril Haines’in uzmanlık konusu olduğunu da kenara koyalım. Meraklısı Google’dan “The Least Likely Spy” makalesini arayabilir. BM’nin Libya raporunda Türkiye’nin Libya Hükümeti ile imzaladığı anlaşmaya vurgu yapılırken, bir NATO üyesinin NATO kabiliyetleri ve taktik donanımıyla yetişmiş askeri personelini bir iç çatışmaya taraf olarak yollamasını tartışmaya açıyor. Aynı raporda Türkiye’den Libya’ya yapılan silah ve teçhizat transferi sayfalarca kayda geçirilmiş. 6 Mm-23 HAWK yerden havaya füze sistemlerinden, KORKUT Hava Savunma Sistemlerine, Roketsan SAKARYA’dan STM Kargu 2’ye kadar, tabiri caizse sevkiyat tarihlerine kadar “alışveriş listesinde yok yok”. (sf 21-23) Eh bu kadar alışveriş bedava da olmaz. Yine BM raporlarında 2019 yılında (o zamanlar sadece İçişleri Bakanı olan) Fethi Başağa’dan Ankara’daki SSTEK şirketine iki kez 78.9 milyon dolar ve 188.7 milyon dolarlık ödeme yapılmış. Libya Sayıştayı’nın tepesindeki isim Muhammed Milad Hadid’e de İçişleri Bakanlığı’ndan SSTEK’e 190.8 milyon dolarlık ödeme yapması istenmiş. Bunlar da yine BM raporundan. Başağa’nın neden kilit olduğu anlaşılıyor Ankara için. (sf.24) Ama Hafter güçlerine BAE’nin, Mısır’ın ve yoğunluklu olarak da Rusya’nın yaptığı askeri destek, eğitim de kalem kalem kayda geçirilmiş. Şimdi diyeceksiniz ki, “Alan da devlet, satan da devlet, sana ne oluyor?” İyi de, arada birileri var. ARACILAR KİMLER? SADAT, Peker’e yanıt vererek Suriye’deki işlerini yalanlamış olabilir ama BM Raporunda da yine aynı yapının adı var. Rapor şöyle diyor: “SADAT’ın Ulusal Mutabakat Hükümeti Güçleri’nin ve ülkedeki Suriyeli savaşçıların eğitiminde etkili olduğuna dair önemli veriler var. 5000 Suriyeli savaşçının ödemeleri de SADAT üzerinden yapılıyordu. BM üyesi ülke (Türkiye) Ulusal Mutabakat Güçleri’ne resmen destek verdiğini paylaşmakla birlikte, bu tip bir eğitim yaptırımların ihlali anlamına gelir”  (sf.33) Türkiye Libya’da şehit verdi. Biz onların isimlerini bile anamadık. Bu yazı onların anısına. Ruhları şad olsun. https://undocs.org/S/2021/229