Peker kişisel hesaplaşması ve siyasetin sefaleti
Politikyol
Sedat Peker ifşaatlarına devam ediyor. Dün 6. videosunu paylaştı. Ve kabul edelim ki her yeni videosu, bir öncekinden daha etkili oluyor. Sadece izleyici sayısı açısından değil siyasi etkisi de giderek büyüyor. Bu etkinin siyasette beklenen somut karşılığı görünmese de, dipten gelen güçlü bir kırılma hissi var.
Diğer yandan, “iyi niyetle” atılmış bir sosyal medya mesajı için kamu adına soruşturma açan savcıların, bu videolarda yapılan itiraflara, suçlamalara ilişkin hiç bir somut adım atmamaları insanı yine de hayrete düşürüyor.
KİŞİSEL HESAPLAŞMA
Sedat Peker bu açıklamaları temiz bir ülke ya da başka daha büyük bir ideal için yapmıyor. Bu videolara Peker, kendisi yurt dışındayken evine yapılan operasyonda kadın polis olmamasına ve ailesine o aramada yapılan muamelelerden duyduğu rahatsızlıktan dolayı başladı. Sonrasında ise kendisine yönelik yapılan açıklamalara, yalanlamalara karşı her videoda daha fazla bilgi paylaşarak cevap veriyor.
Yine videolarda, kendisine verilen sözlerin yerine getirilmemesi, artık Türkiye’ye dönmesinin zora girmesi, araya giren insanların bu aracılığı reddetmesinden duyduğu rahatsızlık bu videoların devamının geleceğini gösteriyor.
Özetle bu videolarda yapılan açıklamalar, suçlamalar, ifşalar kişisel bir hesaplaşmanın araçları.
Sedat Peker’ın bu videoları ile hem kendisi hem de onunla bir biçimde ilişkisi olanların devri sona erdiriyor.
Ama hemen şunu da ifade edelim ki, devletin içinde birileri onun konuşmasını istiyor.
BAŞKA BİR PEKER GÖRDÜK
Hadi gelin bir itirafta bulunalım. Videoları izledikçe şaşırıyoruz, çünkü videolardaki Peker ile bugüne kadar bildiğimizi sandığımız arasında hayli fark var.
Bu açıdan onun videolarda çizdiği portre, sıradan bir yeraltı dünyası liderinden hayli farklı. Görülüyor ki Peker, sıradan bir mafya liderinden daha fazlası. Peker’de olan biraz da Amerikan filmlerinde göreceğimiz bir bilgelik hali.
Farklı disiplinlerde hayli okumuş, okuduklarını anlamış ve dahası hazmetmiş. Hafızası iyi, kendini ifade etmesi de. Sadece sağ literatürü değil sol literatüre de, onların tarihsel kişiliklerine de hakim. Devletin içinde olan pek çok yasadışı olaya, ilişkiye ve onların detayları hakkında bilgisi var. Ve videolarının sonunda ifade ettiği milliyetçi, muhafazakâr bir Turan ülküsünden hiç vazgeçmiyor.
Bu açıdan Peker için basit bir örgüt lideri demek onu fazlasıyla küçümsemek olur.
PEKER’E VAAT EDİLENLER
Burada önemli bir noktaya değinmekte yarar var. Gerek son videosunda gerekse birkaç gün önce kendisi ile arabulucu olarak görüştüğünü yalanlayan Hadi Özışık’a verdiği cevapta söylediklerinin üzerinde durmak gerek.
O videolarda Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya 20 yıldır yatırım yaptığını, onun kendisine Nisan 2021 ülkeye dönme söz verdiğini söyledi. Hatta Soylu’yu ülkeye dönüş bileti olarak gördüğünü ve kendisini Demokrat Parti’nin Başkanı olması için çalıştığını da. Bütün bu açıklamalar, ikilinin hayli yakın olduğunu gösteriyor. Ancak Soylu, bütün bu iddiaları reddetti.
Videolardan anlıyoruz ki, Soylu ile köprüler atılmış. Özellikle Soylu’nun kendisi için kullandığı “pislik” ve “karısının iç çamaşırlarına saklanan acizler” gibi sözlerden çok rahatsız olduğu açık. Hatta son videoda Soylu ve ailesine yönelik iddialar hayli sert.
Peker’in videolarına şu ana kadar AK Parti ve MHP kanadından güçlü bir siyasi tepki gelmemesi de ilginç. Bu durum, başka bir bilinmeyeni ima ediyor. Bu da, Peker daha çok konuşsun mesajı mı, yoksa yapacak bir şeyin olmaması mı, o net değil.
Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde kullandığı; “… terör örgütleri gibi suç çeteleri de zehirli bir yılan gibidir. Onlarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz.” sözleri de Peker’den çok içeriye söylenmiş gibi duruyor.
İlginç olan ise Peker’in yaptığı açıklamaların, devlet, hükümet kanadından gelen açıklamalara kıyasla daha inandırıcı ve ikna edici olarak algılanması.
İTTİFAKI ÇATLATABİLİR Mİ?
Şimdiye kadar yayınladığı 6 videoda, içinde olduğu olaylar, ilişkiler kadar; uzaktan bildiği olaylarla da ilgili bilgisi ve konu/olaylarla ilgili belgeleri olduğunu da anlıyoruz.
Ama ilginç olanı; Peker’in Erdoğan’ı korurken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve Pelikan’ı da açıktan hedef alması.
Onlarla ilgili verdiği bilgiler gerçekten insanı şaşırtıyor.
Peker konusunda yazdığım bir önceki yazıda; iktidar ve devlet blokunun toplumsal meşruiyetlerini yitirdikleri, toplumda güçlü bir siyasala ve toplumsal muhalefetin güçlendiği dönemlerde siyaset dışı güç odaklarının, toplumsal rıza üretmede önemli bir rol üstlendikleri ifade etmeye çalışmıştım. Daha doğrusu bu görev, siyaset/devlet bloku tarafından bu insanlara verilir.
1990’larda da, son dönemde de olan bu.
Nitekim Peker’e siyasi iktidarın son yıllarda yüklediği siyasi misyon tam da buydu.
Şimdi onun yerini devletin daha yakından tanıdığı isim/ler alınca Peker oyun dışına çıkarıldı. Onun yerini alanların da yaptıklarını, mektuplarını biliyoruz.
Peker’in açıklamaları açık biçimde Cumhur İttifakı içinde de bir kırılmaya neden olabilir. İktidar/devlet blokunun toplumsal rıza üretmek için tercih ettiği ortakların kimliği ile doğrudan bağlantılıdır.
Ama öyle görünüyor ki, açılan Pandora Kutusu açıldı ve o kutudan çıkacaklar, yakın gelecekte siyaset ve Türkiye’yi çok etkileyecek…
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Ahmak davası: AYM’nin İmamoğlu kararı 9 ay sonra Resmi Gazete'de
Otopsi raporu ortaya çıktı: Rojin'in ölüm nedeni belli oldu