Bir salgın Dünya’yı sarsarken bu salgınla mücadele de kurallar her yerde her kesime katı, işçiler açısından ise esnetilebilir. Türkiye’de de halk haftalardır devlet yöneticilerinden sokağa çıkma yasağı bekliyor. Çünkü sağlıkçılar da, bilim kurulu da evde kalmayı bu salgınla mücadelede başa yazıyorken kademeli ve önerili sokağa çıkma yasakları getirildi. Bu yasağa uymayanlar idari para cezalarına aynı zamanda televizyonlarda çalışan muhabirlerin kıskacında akşam haberlerinde deşifre edilmeye devam ediliyor. Ancak çalışan işçilerin sokağa çıkmasını genelgelerle esneten iktidara, sokağa çıkmamayı tavsiye eden sağlık bakanının işçiler ne yapacak sorusuna verdiği sükûnetli cevabı işçilerin normal koşullarda da, kriz koşullarında da çalışmaya ve çalışırken ölmeyi göze almak zorunda olan bir sınıf olduğunun cevabıdır. Üretimin sürecinin devamlılığı her dönem için sermaye sınıfının karına mola verilmeyecek kadar önem teşkil ediyor. Devlet yöneticilerinin çarklar dönmeli açıklamaları, çarkların normal dönemde dönerken işçiler için anlamı yoksulluk, sömürü, iş makinesine vücudunun bir uzvunu vermek ya da ölmek anlamına geliyor. http://isigmeclisi.org/20339-yasamak-ve-yasatmak-icin-salgin-surecinde-calismaktan-kacinma-hakkim Mart ayında İSİG meclisinin açıkladığı rapora göre 14 işçi korana virüsü nedeniyle olmak üzere 113 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Kapitalizmin virüsü işçiler için her zaman risk barındırıyorken bu salgınla bu risk iki katına çıkmış oldu. İşçi sınıfı yaşam hakkına bugün daha fazla sahip çıkmak zorunluluğundadır. Kapitalizmin insanlığa ufacık bir umut veremediği bu günlerde köklü sistem değişiklikleri yaşamak içinde elzem bir durum teşkil ediyor.