İktidar meşruluğu yitirdiği bugünlerde normalleşme beklentilerine karşı geçmiş dönem ittifak bloğuna saldırıyor. Belirlediği strateji ekonomik krizi iç siyasette ikinci plana itecek adımlar atmak. Son açıklanan işsizlik oranları geniş tanımlı işsizliğin 6 milyon 890 bin olduğunu gösteriyor. Kamu işçileri ile oturduğu toplu sözleşmeden istediğini alarak kalktı. Türk iş 200 bin işçi adına oturduğu toplu sözleşme masasından yeni haklar ile değil, hali hazırdaki hakları korumaya çalışmış ve başaramamıştır. Memur-Sen ile oturulan kamu emekçilerini kapsayacak toplu sözleşme masasında en son önerilen zam oranı ise 2020 için %4+%4 bu teklifte kamu emekçilerinin kazanım değil, hali hazırı korumak üzerine yapılan bir öneri. Bu toplu sözleşmeler özel sektörde örnek teşkil edecek. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarındaki gerileme açıklamaları gerçekle bağdaşmadığı ücretlerdeki gerilemelerin devam etmesi önümüzdeki dönemin gerçekliğini oluşturuyor. Bu gerçeklik, uzunca zamandır devam eden iç siyasetteki huzursuzluğu, dış siyasete, içerde de Kürt siyasi hareketine saldırıp milliyetçilik hassasiyetini geliştirip bir erken seçim hazırlığı yapılmak istendiği görülüyor. İktidar içinde bulunduğu meşruluk krizinden, çıkışı savaş politikaların da ve saldırı da görüyor. Şu anki ittifak ettiği siyasi cephe bu duruma müsait, yalnız AKP ittifak değişikliği konusunda geçmiş deneyimleri var. İttifak cephesinde işçiler ve işsiz milyonlar yok ve hiç olmadı. İktidarın tedirginliği burada, AKP karşıtlığı çıkışı burada aramak zorunda.