2018 verilerine göre dünyada 152 milyon çocuk işçi var. Bunların yarısı tehlikeli işlerde çalışıyor. Türkiye’de 2 milyona yakın çocuk işçi var. İSİG Meclisi verilerine göre; 2013 yılında 59 çocuk, 2014 yılında 54 çocuk, 2015 yılında 63 çocuk, 2016 yılında 56 çocuk, 2017 yılında 60 çocuk, 2018 yılında 67 çocuk ve 2019 yılının ilk 5 ayında ise en az 26 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Çocuk iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı iller Şanlıurfa, İstanbul, Gaziantep, Antalya ve Adana. Belirli günlerde sorunların tespiti ve dile getirilmesi, diğer günlerde yaşanacak sorunların çözümüne katkı sağlamıyor. Tarım sektörü başta olmak üzere çocuk işçiler, çalışma yaşamının bir parçası. AKP iktidarı döneminde yasal düzenlemelerle bunun önü açılmış durumda. Yasal düzenlemelere ek olarak, yoksullaşma ile birlikte aile mensuplarının her bir ferdini çalışmaya zorluyor. Türkiye’de emekçilerin alım gücü düşüyor. Türk iş’in Nisan ayı açıkladığı 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6.862,82 iken Mayıs ayında 6.919,33 olduğu görülüyor. Bu rakamların üç kişinin aldığı asgari ücretten daha fazla olduğunu görüyoruz. Çocuk işçiliğinde aileler için mecburiyet, patronlar için avantaj olduğunu biliyoruz. 12 Haziran çocuk işçilikle mücadele günü, BM tarafından ilan edilmiş. Bu duyarlılık ile birlikte, Kapitalizm tarafından ucuz işgücü olarak görülen çocuklar, tez konusu olmaktan çıkartılıp çocuk işçiliğin yasaklanması için mücadele edilecek bir başlık haline getirilmeli. Yoksulluk ile çocuk işçilik birbirinden ayrılmamalı. Yoksullukla mücadelede bir günün değil her günün sorunudur, çözümü çocuk işçilikle birlikte aranmalıdır.