Yılsonuna kadar kur ve ücret gibi değişkenler kısmen kontrol altında tutulabilir ve 2022 hedeflerinden bazıları ulaşılabilir ama 2023 yılının seçim yılı olması ve kur riskinin artması sebebiyle 2023-2025 hedeflerine ulaşma ihtimalinin düşük…
Hazine ve Maliye Bakanlığı (HMB) ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı (SBB) tarafından hazırlanan ve 2023-2025 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), geçtiğimiz pazar günü Resmî Gazete’nin mükerrer sayısı ile açıklandı. Programda makro iktisadi değişkenlere ilişkin 2022 yılı
gerçekleşme tahminleri ve 2023-2025 yıllarına ait
hedefler yer almakta. Bu hedeflerden bazıları aşağıdaki gibi.
|
2022 (Gerçekleşme Tahmini) |
2023 (Program Hedefi) |
2024 (Program Hedefi) |
2025 (Program Hedefi) |
GSYİH Büyümesi |
%5.0 |
%5.0 |
%5.5 |
%5.5 |
Kişi Başına Gelir |
9,485 $ |
10,071 $ |
10,931 $ |
12,091 $ |
İşsizlik Oranı |
%10.8 |
%10.4 |
%9.9 |
%9.6 |
Enflasyon Oranı |
%65.0 |
%24.9 |
%13.8 |
%9.9 |
Cari Açık / GSYİH |
- %5.9 |
- %2.5 |
- %1.4 |
- %0,9 |
Tabloya baktığımızda iki husus göze çarpmakta. Birincisi 2022 yılına ilişkin gerçekleşme tahminleri, ikincisi ise 2023-2025 yıllarına, yani geleceğe ilişkin program hedefleri.
HEDEFLER BEKLENTİLERİN ŞEKİLLENDİRİLMESİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Hedef belirlemek ekonomi yönetimi açısından son derece önemlidir. Geçen haftaki yazı da değindiğim gibi, güvenilirliği yüksek ekonomilerde hedefler, ekonomik birimler için bir çapa vazifesi görür.
[1] Çapa, ekonomik birimlerin alacağı kararların şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Bir diğer ifade ile ekonomik birimlerin alacağı kararların sınırlarını çizer. Bu sayede iktisadi değişkenlerin değerlerinin, belirlenen hedeflerden uzak bir noktada belirlenmesi engellenir.
Hedef belirmek sadece ekonomik birimlerin kararlarını şekillendirme açısından önemli değildir. Aynı zamanda devletin ekonomik kurumlarının yürüteceği politikalar için de yol gösterici niteliktedir.
Normal şartlar altında ekonomik kurumlar politikalarını belli bir koordinasyon ile oluşturulan hedeflere göre belirlerler. Politikalar arası uyumun mevcudiyeti, hedeflerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hakkında ekonomik birimlere bilgi sunar.
OVP tam da bu noktada değerli bir araç olma potansiyeline sahip. OVP’de belirlenen hedefler, güvenilir bir ekonomide hem kurumlar arasındaki koordinasyonun ve politikalar arasındaki uyumun sağlanmasına hem de ekonomik birimlerin beklentilerinin şekillendirilmesine imkân verir. Bu da iktisadi değişkenlerin gerçekleşen değerlerinin hedeflenen değerlere yakınsamasına olanak sağlar. Peki OVP’de yer alan 2023-2025 hedeflerinin tutturulması mümkün mü?
OVP HEDEFLERİNE YAKLAŞMAK MÜMKÜN MÜ?
Sorunun cevabını verebilmek için ilk önce 2022 yılına ilişkin gerçekleşme tahminlerine bakmak gerek. Örneğin 2022 sonu yılı için enflasyon tahmini %65 olarak belirtilmiş. Bu tahminin arkasında
baz etkisi düşüncesinin mevcut olduğunu görmek mümkün. Tüketici fiyat endeksini, son 5 yılın (2017-2021 arasının) aynı ayın aylık fiyat artış oranlarına göre artırdığımızda, enflasyon oranının %61.12 olduğunu hesaplayabiliriz. 2022’de enflasyon daha yüksek seyrettiği için, aylık enflasyonlara biraz da
2022 payı eklediğimizde %65’e erişmek mümkün. Benzer hesaplama işsizlik oranı için de yapıldığında, bu oranın 2022 sonunda %10.4’e ulaşma ihtimalinin mevcut olduğunu görebiliriz.
Belirsizlikteki yüksek seyrin yurtiçindeki fiyat davranışlarına yansıması kaçınılmaz. Yurtiçine döndüğümüzde ise politika faizlerinin düşürülmeye devam ettiği ve piyasa faizlerinin artık makro ihtiyati politikalar ile yönlendirilmeye çalışıldığı görmekteyiz.
Sorunun cevabını verebilmek için ikinci olarak iktisadi modellerin
dışsal olarak kabul ettiği değişkenler arasında yer alan
emtia fiyatlarına, enerji fiyatlarına, faiz oranlarına, döviz kuruna ve ücretlerin seviyesine bakmak gerek. 2022 yılı başlarında başlayan Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında emtia ve enerji fiyatlarının ve bu değişkenlere ilişkin volatilitenin yüksek seyrettiği biliniyor. Belirsizlikteki yüksek seyrin yurtiçindeki fiyat davranışlarına yansıması kaçınılmaz. Yurtiçine döndüğümüzde ise politika faizlerinin düşürülmeye devam ettiği ve piyasa faizlerinin artık
makro ihtiyati politikalar ile yönlendirilmeye çalışıldığı görmekteyiz. Bu iki durum yurtiçinde de belirsizliğin yüksek seyretmesine yol açıyor. Belirsizliğin en çok etkilediği değişkenlerden biri olan döviz kuru ise
kur korumalı mevduat ve
arka kapıdan döviz satışı gibi öngörülemeyen politikalar ile frenlenmeye çalışılıyor. Diğer taraftan yaklaşan seçimler hükümetin ücret konusunda bonkör davranacağı beklentilerini de artırıyor.
ÂYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN, LAFA BAKILMAZ
Tüm bu gelişmeler birlikte değerlendirildiğinde, OVP’de belirlenen 2022 tahminlerinin faiz, kur, ücret gibi değişkenlerin değerinin kısa bir süre daha sabit seyredeceği varsayımından türetildiği, 2023-2025 hedeflerinin ise bu varsayımların devamı ile birlikte ilave sıkılaştırma tedbirlerinin uygulanmaya başlanacağı varsayımına dayandığı görülebilir. Yılsonuna kadar kur ve ücret gibi değişkenler kısmen kontrol altında tutulabilir ve bu nedenle 2022 hedeflerinden bazıları ulaşılabilir gibi görünse de gerek
2023 yılının seçim yılı olması ve gerek ekonomideki
belirsizliklerin artmaya devam etmesi kur riskinin artmaya devam etmesi sebebiyle 2023-2025 hedeflerine ulaşabilme ihtimalinin oldukça düşük olduğu kanaati hâkim... Hükümet yetkilileri her ne kadar OVP hedeflerinin gerçekçi hedefler olduğunu ve bu hedeflere ulaşmak için her türlü politikayı uygulamaktan çekinmeyeceklerini ifade etseler de kulaklarımızda çınlayan o meşhur söz beklentilerimizin şekillenmesine daha fazla yön veriyor:
Âyinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz …
---
[1] https://www.politikyol.com/dusuk-faiz-politikasi-ile-enflasyon-kontrol-altina-alinabilir-mi/