Öğretmenler senelerce pedagoji yani çocuk psikolojisi eğitimi alıyorlar, bu öğretmen mesleğini tam anlamıyla yapsaydı o çocuğa böyle bir davranışta bulunmazdı. Geçenlerde bir olay kameralara yansıdı. Aksaray’da bir okulda Ali Rıza isimli bir öğretmen öğrencisine deyim yerindeyse tekme tokat girişti. Senelerin hırsı varmış gibi, karşısındakinin ruhu yokmuş gibi… Durduramıyor kendini yumruk atıyor, tekme atıyor… Olayın ardından sosyal medyada tepkiler çığ gibi büyüdü haklı olarak… Peki, bu olay bizde neyi tetikledi? Yaşadığımız travmalarımızı… Haklı ya da haksız fark etmeksizin yediğimiz sıra dayaklarını hatırlattı… Aslında o sıraların üstünde bıraktık adalete olan inancımızı… Aslında temel mesele bizim toplumumuzun profesyonel olamaması… Profesyonellik kelimesi bile bizim için “tu kakadır”. Sanki her meslek duygusal bağ ile yapılmalıymış gibi bir algımız var. Oysa doğru olan her mesleğe profesyonel yaklaşılmasıdır. Ne demek istiyorum? Öğretmenler senelerce pedagoji yani çocuk psikolojisi eğitimi alıyorlar, bu öğretmen mesleğini tam anlamıyla yapsaydı o çocuğa böyle bir davranışta bulunmazdı. Sadece öğretmenlikte değil elbette… Tüm meslek gruplarında bir gevşeklik mevcut. Siz hiç söz verdiği saatte arayan bir insan gördünüz mü? Bizdeki profesyonellik şudur; “Ben seni bu hafta ararım sonuç icin” Yahu hafta dediğin 7 gün ben seni hazır olda mı bekleyeyim? Buluşma saatlerimiz bile lakayt “7-8 gibi buluşuruz” aradaki küsurat tam 1 saat… Düşünün kaç şikâyetinize geri dönüş aldınız ya da kaç şikâyetiniz bir sonuca ulaştı? Hal böyle olunca toplumda zorbalık boy göstermeye başlıyor. İnsanlar şikâyet ettikleri yer bulamıyorlar, mağduriyetleri giderilemiyor sonra da kendi adaletlerini kendileri sağlamaya çalışıyorlar. Bu da toplumda gerilime sebep oluyor. Merak ediyorum kaç öğretmen zulmü var kameralara yansımayan? Ya kameralara hiç yansımayan ruhsal şiddetler? Sosyal medya iyi ki var diyorum… Sosyal medyaya düşen durumlar yargı önünde bile daha ciddiye alınıyorlar… Düşünün ki öğretmenin bu dayağı kameralara yansımasaydı yine de gün yüzüne çıkar mıydı? Öğretmen görevinden alınır mıydı?
Sosyal medya iyi ki var diyorum. Düşünün ki öğretmenin bu dayağı kameralara yansımasaydı yine de gün yüzüne çıkar mıydı? Öğretmen görevinden alınır mıydı?
Sanmam. Kaç çocuğun özgüveni kayboluyor bu davranışlarla, kaçı başarısızlık hissiyle büyüyor, kaçı okuldan nefret ediyor? Küçükken akranım tarafından ben dayak yediğim halde öğretmenimiz uğraşmamak için “O senden sen ondan özür dileyin” demişti. Mağdur neden özür dilemeliydi ki? Mağdur olduğumdan eminsem hiçbir zaman özür dilemedim. Siz de dilemeyin…