Peker’in son tweetlerinde SPK ile ilgili iddialarının odağında olan Zehra Taşkesenlioğlu, Refah Partisi döneminden arkadaşımdır. Siyaseten yollarımız ayrılmış olsa da rüşvet iddialarında adının geçmesi beni derinden üzdü.Sedat Peker’in son tweetlerinde SPK ile ilgili iddialarının odağında olan Zehra Taşkesenlioğlu, Refah Partisi döneminden arkadaşımdır. Siyaseten yollarımız ayrılmış olsa da rüşvet iddialarında adının geçmesi beni derinden üzdü. Kendisi, eşinin ve ağabeyinin kurbanı mı oldu oldu bilemem ama böyle bir fotoğraf karesinde adı olmamalıydı. Dün kamuoyuna yönelik yaptığı paylaşımda eşinin paylaştığı video kadar hakkındaki suçlamalardan duyduğu rahatsızlığı da dile getirmesini isterdim. Suçu varsa cezasını çekecek elbette lâkin bir kadın olarak rahatsız olduğum bir hususu dile getirmek istiyorum. Zehra’nın eşi Ünsal Ban’ın mahremiyeti ihlal ederek ev içindeki çektiği görüntüleri Sedat Peker’le paylaşması, gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez bir durum. Velev ki Zehra suçlu olsun, onun böyle bir şeye hakkı yoktu. Tarafımdan anlaşılmaz olan ise; Peker’in, o görüntüleri bir kadının mahremiyetini yok sayarak sosyal medya hesaplarından açıkça paylaşması oldu. Sedat Peker’i anlattıklarıyla tanıyan biri olarak, ayrılmış olsa da eşinin mahrem görüntülerini üçüncü şahıslarla paylaşacak bir adam olmadığını düşünüyorum. Neden böyle bir şey yaptığını anlamış değilim. Yine bildiğim şey; kız çocukları için dünyayı karşısına alan ve Hüseyni duruşa sahip olduğunu iddia eden bir adama o görüntüleri paylaşmanın yakışmadığı... Olmadı Sedat Bey….
Sedat Peker’in Zehra Taşkesenlioğlu’nun görüntülerini bir kadının mahremiyetini yok sayarak sosyal medya hesaplarından paylaşması anlaşılmaz bir şey…
Sedat Peker’in açıklamalarını takip eden biri olarak iddialarının yalan olduğunu düşünmüyorum. Böyle düşünmeme sebep olan etken ise iddiaların üstüne gidilmemesi, yok sayılması.
İktidarın, Peker’in iddialarına karşılık muhalefete veya gazetecilere karşı kullandığı “Bir suç örgütü liderine mi inanıyorsunuz?” sözlerinin inandırıcı olmadığını da kendilerine hatırlatmak isterim. Zira Sedat Peker, 2018 yılında ne ise 2022 yılında da aynı kişi.
İktidar, Peker’in iddialarının karşılığında sessizliğini korumaya devam ettikçe; kafalardaki soru işaretleri artacak ve artılar Peker’e yazılacak.
Özellikle de ortaya attığı Sermaye Piyasası Kurulu ile ilgili son iddialar; vatandaşın ekonomik anlamda bu kadar zorlandığı bir dönemde, Cumhurbaşkanı’na yakın olan isimlerin yüksek miktarlarda rüşvet aldığı iddiası yenilir yutulur bir şey değil. Peker’in ayrıntılı olarak paylaştığı iddiaları da görmezden gelmek mümkün değil.
Trajikomik bir durumla karşı karşıyayız hakikaten. Geçen gün sosyal medyada art arda iki gönderi düştü önüme; biri fahiş rakamların havada uçuştuğu Peker’in rüşvet iddiaları, diğeri ekonomik sıkıntı yaşayan vatandaştan sabır isteyen Cumhurbaşkanı’nın haberi.
Ülkenin tüm gelir grupları aynı oranda maddi imkânsızlık yaşasa sabretmek kolay. Ama müthiş bir gelir adaletsizliği var. Bu da yetmezmiş gibi Cumhurbaşkanı’nın adını ve konumunu kullanarak oluşturulan bir rüşvet ağı iddiası var.
Bu durumda, asgari ücretle geçinmeye çalışan biri gelirinin belli standartlarda olması için sıranın kendisine gelmesini nasıl bekleyecek?
Sedat Peker’in işaret ettiği isimlerle ilgili suç duyurusunu bizzat Tayyip Bey’in yapması gerektiğine inanıyorum. Zira“Hepimiz aynı gemideyiz” sözlerinin bir karşılığının olması gerekir. Geminin kaptanı olarak, geminin altını oyanları gemiden atması lazım.
Bu mesele “Kol kırılır, yen içinde kalır.” meselesi değildir. Mesele vatandaşın hakkını koruma meselesidir.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi