Neşet: Zamana uymasını bil
Politikyol
İnsanın kendi iradesiyle ilişkisini de belirleyen toplumsallığıdır. Hangi toplumu istediği onun neye tepki vereceğini belirler. Aydınlık, ilerlemeden ve bilimden yana bir aklın teşkil ettiği bir toplamda, herkes istediğini giysin.
Bir yerde, en basitinden iki insanın birlikte nefes aldığı bir yerde yaşam, örgütlenmek zorundadır. Eşitliğe ve yalnızca buradan türeyebilecek özgürlüğe uygun bir ömür böyle sürülebilir. Herkes için adalet ancak böyle sağlanabilir. Bunların ülkesel karşılıklarına geleceğiz. Ülkemizdeki, hele ki bu yazının karın ağrısı olan mesele uzamındaki kısma değineceğiz zaten. Ama biraz müsaade lütfen. İki kişi arasında başlattığımız bu şey bir metafor değildir çünkü. Bir gerçeklik…Ve nerdeyse tüm makro ölçeklerin en hakiki çekirdeğinde mevcut bir gerçeklik. İnsan, hanesinde çocuğuyla, anası-babasıyla, eşiyle; sokakta arkadaşıyla yahut başkasıyla ve eğer vatansız değil ise her yerde devletiyle iki taraflı bir ilişki içindedir. Bugün kapsamımızda vatansızlar yok. Onlara da sıra gelir elbet. Ama bugün onlarlık bir mevzu yok.
Bir kişiden fazla olunan yerde, kolektif şekilde, hayatın seyri düzenlenmek durumundadır. Kimse kafasına göre hareket edemez. Kimse akışına bırakamaz bir şeyleri. Derinliğinde kaybolmak istediğin nehir bile almaz seni içine. Diğerinin hakkını sorar sana. An itibariyle, taraflar kendilerinden ibaret olmayan yaşamın gerekliliklerini merkezine almak zorundadır.
Bugün harflerin vuruşları biz, devletlûlar için…İnsan, kendisi gibi irade sahibi olmayan hayvanıyla bile kendi vicdanı bağlamında basbayağı dual bir ilişki içindedir. Köpeğine kötü davranıp da gece rahat uyan bir zat, toplum tarafından belirlenen vicdanını yitirmiş gitmiş demektir. Kaybeden de elbette ki kendisi kadar toplumudur. İnsan iradesini, onun aklı ve sağduyusu dışında herhangi başka bir değere havale eden bir eğilim, karanlığın davetkarıdır.
İlişkinin sayısı ıvır zıvır aslında burada. Fasarya hatta…Mesele burada tekliğin ve bireysel özgürlüğün önemini yitirmesidir. Bireysel özgürlüğün toplumsallıkla çevrelenmemiş versiyonunda karanlık bir orta çağ var. Deneyimledik bunu. Arayan takvimlerde bulacaktır. Saraylar çılgın arzularını yerine getirirken, tebaanın üzerinde siyah bir örtü vardı onu görmekten alı koyan. Neyse ki sona erdi. Gözler eşitlik denen şeyi görebildi. Ve eminiz ki tarih geriye değil ileriye akacaktır. Onu çok zorlayan, ters rüzgarlara geçit vermeden.
Meselede kalmıştık. Konumuzda. Toplumsal hayvan olan bizlerin egemen olduğu bu evrende ülkelerimizden başlayarak iradelerimizin bizi ve biz dışında herkesi bağlamasının, bu özgürlüğün daha başından ayaklarının yere basmadığını göstermesidir mesele. Kılık kıyafet özgürlüğünün sınırının, baskıcı bir toplumda kadının istediğini giyebilmesiyle çizildiği, ama bu çizginin baskıcılığa yol açan biçimlerin serbest bırakılmasıyla tersinden silinmesinin önüne geçildiği bir düzlem…İşte tam da buranın sallandığını görmek boynumuzun borcudur. 90’larda uğruna dayak yenilen hiç kimsenin, metroda şortlu kadının darp edilmesine ses çıkarmaması bu borcun, açık bir senedi olsun. Öyle ki bizim için en yakın tarihli emsallerden biri olsun, bireysel özgürlük tartışmasının ne kadar kofti olduğunu göstermesi açısısından.
İnsanın kendi iradesiyle ilişkisini de belirleyen toplumsallığıdır. Hangi toplumu istediği onun neye tepki vereceğini belirler. Aydınlık, ilerlemeden ve bilimden yana bir aklın teşkil ettiği bir toplamda, herkes istediğini giysin. Giymeyedebilir. Lakin, bu aklı karşısına alarak insan iradesini ve hayatın idaresini bilinmeyen bir alana sevk ederek sonucu gerici olan bir toplamda, herkes kurala göre davransın.
Neşet’e onuncu seneidevriyesinde bir selam göndererek kapatalım:
Cehalet şu bana neler eyledi
Boş yere bağladı boşa eğledi
Garip bu sözleri sana söyledi
Gel gardaş zamana uymasını bil
Sana söyleneni duymasını bil
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı