Hepimiz 1,5 ay kadar bir zaman zarfı içinde; dövizi 8’den 13’lere düşüren Erdoğan’a, minnettar olmalıyız!!! “Ölümü gösterip tansiyona razı eden” Erdoğan ile beraber bir süre daha inip çıkacağız belli ki… Tansiyona razıyız… Ağayla marabası, ağanın at arabasıyla kasabaya inmektedirler. Maraba arabanın yanında yürümektedir. Yerde taze bir tezek kümesi görürler. Üzerinde sineklerle etrafa koku salmaktadır. Ağa marabasıyla alay etmek ister. ‘‘Şu tezeği ye, atla araba senin. Sen bineceksin, ben yürüyeceğim.’’ Maraba ata bakar, arabaya bakar. Ağaya da zaten gıcıktır. Midesi bulana bulana tezeği yer. Ağa iner, maraba sahip arabaya biner. Ağa çok bozuktur. Durduk yerde atını, arabasını marabaya kaptırmıştır. Maraba da bozuktur. Tezeği yemiştir. Ağanın daha güzel atlar alacak parası, daha güzel arabalar alacak imkánı vardır ama onun ne ata, ne de arabaya bakacak parası vardır. Dönüş yolunda gördükleri tezek, her ikisinin de beklediği andır aslında. Maraba, ağadan intikam almak için ‘‘ağa, ağa’’ der, ‘‘sen şu tezeği ye, at ve arabayı geri al’’. Ağanın beklediği de böyle bir fırsattır. O da oturur tezeği yer. Arabaya kurulur, atı kamçılar. Köye girerlerken maraba, ağaya seslenir, ‘‘köyden çıkarken araba senin, at senindi. Yürüyen de bendim. Köye giriyoruz. At senin araba senin. Yürüyen yine ben. Ağam iyi de biz bu b.ku niye yedik?” Ağayla/Maraba işlem hacminden kazanmıştır. Tabi işlem hacmi tezek yemek olunca, hacimden kazanmak o kadar da iyi bir şey mi tartışılır. Bence ağa da maraba da hırslarının kurbanı olmuşlar. Türkiye’nin dolu dizgin patlayan kurları 1 ayda 2 katına çıkınca kaos senaryolarını önce yandaşlar yazmaya başladı. Erdoğan’ın pazar günü Fuat Uğur’u zırvalamakla suçlaması bu konudaki zirveyi işaret etti. Muhalif bir yazarın yazamayacağı bir cürette “kambiyo kontrolü” öneren Uğur’un, Türkiye ekonomisini alt üst etme pahasına Erdoğan’a “duvarları daha da yükselt” önerisi bizzat Erdoğan’a bile fazla geldi. Erdoğan’ın dün itibariyle Türk Lirasına döviz çapası atma projesi ile birlikte gecenin bir yarısı ellerindeki dövizi harala gürele satanlar (İç Güçler!!!) kuru neredeyse 5 lira geri çektiler. Erdoğan’ın meşhur balkon konuşmalarında andığı tüm coğrafyalarda yani Saraybosna’dan Suşa’ya, Kudüs’ten Köln’e kadar cebindeki yerli para birimlerinin TL karşısındaki değeri eriyen herkesin gözü önünde olup bitti bu süreç. En azından Bulgar akınları biraz nefes aldırır diye umut ediyoruz… Hepimiz 1,5 ay kadar bir zaman zarfı içinde; dövizi 8’den 13’lere düşüren Erdoğan’a, minnettar olmalıyız!!! “Ölümü gösterip tansiyona razı eden” Erdoğan ile beraber bir süre daha inip çıkacağız belli ki… Bütün bu vaveyla içinde, “faiz bize uymaz biz Nas yapıyoruz” diyerek durumu izah eden Erdoğan’ın da “Naz” yaptığını anlamış olduk. Erdoğan’ın kurla başa çıkmak için bulduğu proje; kulağı bacağımızın arasından dolaşarak göstermek olsa da, neticede “Büyüksün Abi” oldu. Bundan sonra Türk parasının bir ayağı dövizde olacak. Tabi buradaki kritik ifade “bundan sonra”… Erdoğan’ın Türk Lirasına yatırım yapanların son 1,5 ayda yaşadıkları %100’e varan kayıpla ilgilenmediğini görüyoruz. Diğer tarafta Türk Lirası bazında arabadan bilgisayara, evden ev kirasına, telefondan ayakkabıya tüm ürünlerde tavana vuran fiyatların, yarattığı enflasyon da bu hesaplamaların içinde yer almıyor. Ülkenin son 2 ayının freni boşalmış bir kamyonun kasasında geçmesinin ardından, birden kamyonun artık durması gerektiğine kanaat getirildi. Türk insanının ferasetli ama bol cehaletli iktisat sözcük bilgisine swap, opsiyon, forward kavramları girecek. Futboldan ve iktisattan çok anlayan halk, bu defa birer iktisat profesörü seviyesine gelecek. “Faiz haram Swap sevap, kitapta faiz yazıyor swap yazmıyor” diyen Erdoğan’ı, yine Anadolu küçük kasabaları başta kadınlar olmak üzere bir süre daha alkışlamaya devam edecek. “Ölümü gördük pıhtı attı bundan sonra aksayarak yolumuza devam edeceğiz. Hastalığımıza konan teşhis tansiyon. Tansiyon 18’e 20’ye 22’ye çıktı. Şimdi büyük 15 küçük 13. Yine yüksek ama hapımızı cebimize koyduk ya..! Halimiz kediden kötü, keyfimiz paşada yok…”