İllegal örgütlerden biriyle bağlantısı olan bir kişi usulsüz olarak kaydını yaptırıp mahalleye yerleşse muhtarın haberi olmaz. 5490 sayılı kanun muhtarların elini kolunu bağlayan onları postacı yapan bir kanundur.Selami Bey, Adres Taşıma Sistemi Kanunu nedir? 2016 yılında yürürlüğe giren 5490 sayılı Adres Taşıma Sistemi Kanunu, muhtarların elini kolunu bağlayan onları devre dışına çıkaran ve muhtarları postacı yapan bir kanundur maalesef... Kadim tarihimizde muhtarların yetkileri her zaman yüksek olmuştur. Muhtarlık sistemi ülkemizdeki yerli ve milli olarak tek kurumdur. Diğer sistemler Avrupa’dan gelmiştir. Ama ilginçtir ki; biz, bütün bu sistemler arasında tek milli ve yerli olan muhtarlık sistemini tamamen yok etme noktasına sürükleyen bir yapıyla devam ediyoruz.
Kanun hangi açıdan muhtarların elini kolunu bağlıyor ve yetkilerini kısıtlıyor?
Bunu 5490 sayılı kanun öncesiyle bugünü kıyaslayarak örneklendireyim… 50 hanelik bir köy düşünün. Bu köyde yaşayan bir vatandaş, İstanbul’a taşınmaya karar verdi diyelim. 2016 yılından önce olsaydı öncelikle bulunduğu köyün muhtarına gider, “Muhtarım, biz adres kaydımızı İstanbul’a aldırmak istiyoruz” derdi. Muhtar da kayıt defterine “Şu kişi, şu tarihte, adres naklini almıştır.” diye yazar, nakil kağıdını da kişiye verirdi. Vatandaş, İstanbul’a geldiğinde nakil kağıdını oturacağı mahallenin muhtarına getirirdi. Muhtar ondan kira kontratını vs. alır ve mahallesine kaydını yaptırırdı. Nakil kağıdı olmadan hiç kimse hiçbir yere kaydını yaptıramazdı.
Böyle olunca devlet köyün muhtarına o kişiyi sorduğu zaman muhtar da devlete o kişinin bilgilerini net olarak verebilirdi.
Peki, bugün adres taşıma nasıl oluyor?
Şöyle düşünün, evinizde bilgisayarın başında oturuyorsunuz… İlanlarda bir kiralık adres buldunuz… Bulduğunuz adrese beyan usulü girdiğiniz adres kaydınızı yaptırabiliyorsunuz. Hiçbir evrak olmadan…
Bu kadar kolay mı gerçekten?
Evet. E-devlete giriyorsunuz ve istediğiniz adresi yazıyorsunuz ve kaydınız tamam…
Bu tehlikeli bir durum değil mi?
Ciddi tehlikeli hem de. Bununla ilgili geçmişte adres kaydı silinen siyasi parti genel başkanı oldu…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimde kaydı olmamasının sebebi bu muydu?
Aynen öyle. Adresi silinmişti.
Bir siyasi partinin genel başkanının kaydının silinmesi kasıt içermez mi?
Yasal boşluk olduğu zaman kasıt aranabilir. Veya buna benzer şeyler de olabilir.
Bir sonraki seçimde buna benzer bir olay, Tayyip Bey’in başına da gelebilir yani?
Olabilir tabii. Herkesin başına gelebilir.
Şaka gibi… Mesela ben evimde oturuyorum. Haberim olmadan adres kaydım nasıl silinebilir?
Çok rahat silinebilir… Diyelim ki birisi çıkıp sahte bir kira kontratı ile sizin ev adresiniz üzerine bir abonelik yaptı ve bu sahte abonelik faturasıyla nüfus müdürlüğüne gidip görevliye dedi ki: “Ben bu adrese taşındım, kaydımı yapın.” . Görevli, sisteme girip sizi o adreste görünce “Bu adreste filan kişi oturuyor.” der... O kişi de “Evet oturuyor ama taşındı, kaydını almadı.” Bu ifadeden sonra kişinin fatura sözleşmesi ile veya sahte kira kontratı gibi basit evrakla sizin adresinize o kişinin kaydı yapılır.
Peki, bu esnada bana bilgi verilmiyor mu?
Verilmez. Aslında sistem şöyle işliyor; Sizin adresinize yeni kayıt yapıldıktan 21 gün sonra siz kendi adresinizden otomatik olarak havuza düşersiniz. Bu esnada yeni bir adres kaydı göstermediğiniz için boşta görünürsünüz... 3 ay sonra da hakkınızda bir cezai yaptırım başlar… Sisteme bakmadığınız müddetçe haberiniz olmaz.
İnanılır gibi değil. Peki, bu durum bireysel olarak da milli olarak da bir güvenlik tehdidi değil midir?
Öyle tabii. Herhangi bir illegal örgütle bağlantısı olan bir insan usulsüz olarak kaydını yaptırıp mahalleye yerleşse muhtarın haberi yok. Yarın bir gün sorun olsa muhtara soracaklar ama muhtar bir şey bilmiyor olacak. Oysaki muhtarlar, devlete mahalleyi en doğru şekilde ve birincil olarak anlatan kişilerdir. Muhtarlar devletin gözü kulağıdır.
Kartal’da bir bina yıkıldı, 15 gün acaba bu binada kim vardı araştırılması yapıldı. Bir İstanbul depreminde böyle bir şeyle karşılaştığımızda bir binada kaç kişi yaşıyor bilmiyor olacağız. Hele ki mültecilerin yaşadığı bölgelerimizde…Bununla birlikte bakın İstanbul’un Kartal ilçesinde bir bina yıkıldı… Tam 15 gün acaba bu binada kim vardı araştırılması yapıldı. Bir İstanbul depreminde böyle bir şeyle karşılaştığımızda bir binada kaç kişi yaşıyor bilmiyor olacağız. Hele hele yoğunlukla mültecilerin yaşadığı bölgelerimizde, binaların kömürlük ve depolarında kaç Suriyeli mülteci yaşıyor bilmeyeceğiz. Şu anki sistemde bir muhtar, mahallesinde kimlerin yaşadığını bilmiyor mu cidden? Bilmiyor. Vatandaş, Nüfus Müdürlüğü’nden kaydını yaptırıyor. Ona “Muhtara gitmene gerek yok.” deniliyor. Muhtar sadece online sistem üzerinden vatandaşın TC Kimlik Numarası üzerinden mahalle sınırları içerisindeyse bunu görebiliyor. Peki, bu kadar soruna sebep olacak bir kanun maddesiyle muhtarların devre dışı bırakılmasının sebebi nedir? Muhtar, bir siyasi parti mensubu değil. Muhtar, bir siyasetçinin hükmedebileceği kişi değil. Muhtar, bir siyasetçinin çıkarları için kullanabileceği bir insan değil. Bu sebeple eğer bir seçmen, bir yerden başka bir yere taşınacaksa “muhtar bana engel olmasın” mantığıyla hareket ediliyor. O zaman bu durum özelinde ele alırsak; 5490 sayılı kanun, güvenlik tehdidi oluşturmasının yanında seçimlerde adaletsizliğe de sebep olacak bir uygulama… Yanılıyor muyum? Evet… Hatta yerel seçimlerde mevcut belediye başkanlıklarını kaybeden siyasetçilerimiz, adres taşımayla ilgili faturayı muhtarlara kesti ve “Muhtarlar seçimlerinde oy taşıma yaptılar, ondan dolayı biz belediyeleri kaybettik.” dediler. Günah keçisi ilan edildiğinizi mi düşünüyorsunuz? Aynen öyle. Bizim bununla ilgili hem Cumhurbaşkanımıza hem de muhalefete defalarca anlatmaya çalıştığımız şey “Adres Taşıma Sistemi”nin siyasallaşmaması... Şayet siyasallaşırsa siyaset yapan siyasetçilerimiz gücü niteliğinde seçilme şansıyla karşı karşıya kalacaktır. Benim anlam veremediğim kısım şu Selami Bey; gerek Cumhurbaşkanı olsun gerekse ana muhalefet partisi genel başkanı olsun, muhtarlık kurumuna geçmiş dönemlerden daha çok anlam ve değer atfediyor. Peki bu kadar ciddi sorunlar neden çözülmüyor? Cumhurbaşkanının göreve geldiği günden bugüne muhtarlara verdiği değere asla bir sözümüz yok, açıkçası kendisine bu konuda müteşekkiriz de… Fırsat bulduğumuz her zaman sorunları iletiyoruz. Ama bir taraftan Cumhurbaşkanı muhtarlık kurumuna bu kadar değer verirken diğer bir taraftan muhtarlık sisteminin göz göre göre yok edilmesine açıkçası biz de pek anlam veremiyoruz. Biz 5490 kayıt sistemi ile yapılmak istendiğimiz posta memurluğunu kabul etmiyoruz. “Posta evrakı almayacağız!” diye basın açıklaması yaptık. Biz, mahalle içinde otokontrol mekanizmasıyız ve muhtarların yetkilerinin kısıtlanmasının çok ciddi sorunlara sebep olacağını söylüyoruz.