Muhalefete muhalifler Veysi Dündar'a karşı
Politikyol
AKP bitirdiği tüm kozlara karşın desteden yine dış zafer çıkaracak ama sonra dönüp yine TRT Kürdi’de Türkçesini duyamayacağımız sözlere imza atacak. Belki yeni mektuplar taşıyacak.
Geçtiğimiz Cumartesi akşam Tele1 Kanalında Öcalan Mektubu mevzuunda konuşup AKP’nin bitmeyen çelişkilerinden biri olarak bu durumu örnek göstermiştim.
Özellikle AKP’li kimi yetkililerin “Biz Apo’nun mektubunu TRT’de değil TRT Kürdi’de yayınladık” ifadelerini vurgulamıştım.
Bu durumun AKP nezdinde TRT ayrı TRT Kürdi ayrı, Türkçe konuşmak ayrı Kürtçe konuşmak ayrı manasına geldiğini düşünüyorum.
Bu düşünce çerçevesinde aslında konunun gündemden hiç düşmediğini vurgulayacak şekilde bence çok da sıradan bir twit attım.
https://twitter.com/VEYSIIDUNDAR/status/1530964444985040896
Twit pek çok kişi tarafından beğenilirken, bir kesimden de kelimenin tam anlamıyla linç yedi.
Aslında haksızlık etmeyeyim uğruna Ocak Medya’ya veda ettiğim Cemil Kılıç gibi daha yumuşak dozda ve kibarca eleştirenler de oldu.
Benim kurduğum cümle :
“Türkiye'de siyasetin belirleyici ögesi, Kürt seçmendir.”
İdi.
Bu aslında yukarıda belirttiğim TV programında da gündeme getirdiğim 2019 seçimleri bağlamında geçerliğini kanıtlamış bir tezdi.
Ancak beni linç edenlerin bu tek cümleyi otopsiye tabi tutarak vardıkları neticeler hiç de bu 2019 deneyimini anımsar gözükmüyordu.
Bir kesim “Kürt seçmen” ifadesine takmıştı…
Paranoid olduğu anlaşılan bir tanesi beni Anayasa’nın 66. Maddesini çiğnemekle suçluyordu.
Oysaki google’a “Kürt Seçmen” yazdığınızda Murat Yetkin’den Duvar’a, Diken’den Yeni Akit’e kadar milyonlarca kaynakta ifadenin kullanılageldiğini görmekteydiniz.
Burada Kürt Seçmen’e belirleyici rol vermeme kızanların bir kısmı, sözün ilk kısmına da itiraz ederken, diğer kısmı da, “Türk seçmen Kürt seçmen’i döver” görüşünü savunuyordu.
Özetle karşımda 3 cephe oluştu :
1.Cephe : “Kürt seçmen diye bir şey yok” diyenler.
2.Cephe: “Kürt seçmen diye bir şey yok ve belirleyici de olamaz” diyenler.
3.Cephe: “Kürt seçmen olabilir ama belirleyicilik rolü Türklerdedir” diyenler.
Bu 3 cephenin atış alanındaki bendenizin ne ırkçılığı, ne faşistliği, ne provakatörlüğü kaldı…
Kürt Seçmen ifadesinin Apo’nun mektubunun muhatabı olarak okunması gereği, siyaseti takip eden izan sahibi herkes için eşyanın tabiatı olmalıydı.
Oysa amaç bağcı dövmek ise siyasetin basit gerçekleri dahi kabul edilemez olur.
Benim için de aynı şey geçerli oldu…
En son yazımda kullandığım şu cümleyi tekrar etmem gerekirse :
“…İktidarın Demokrasi oyununda dublör kullanmaya başladığı ve bunun için en iyi setin de Türkiye’deki etnik bazlı demokrasi sorununu kaşımak olduğu aşamaya geldik.”
Gerçekten de attığım twite karşılık yapılan yorumlar; iktidarın Kürt siyasetinin hem sütünden hem etinden yararlanmaya dönük stratejisinin, ne denli akılcı olduğunu gösteriyor.
Oya Baydar’ın yazısında vurguladığı riskler
https://t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/putin-in-ukrayna-si-erdogan-in-rojava-si,35425
bu anlamda etkisini fazlasıyla hissetiriyor :
“Seçimlerde önünde büyük engel olarak gördüğü HDP'yi, Kürt oylarını, demokratları, barışçıları, muhalefetin "millî cephe"de kendi yanında hizalanmasıyla tasfiye etmeyi planlıyor.”
Yine aynı gün Selahattin Demirtaş da kafa karışıklıklarına işaret eden bir yazı yayınladı :
https://artigercek.com/haberler/ben-cok-utaniyorum-ya-siz
“Meğer siz kararsız seçmenden daha kararsızmışsınız. Lütfen artık kendinize gelin. Durumun vahametine ve ciddiyetine uygun bir duruşla ortak ve somut bir mesajda buluşup, memleketi uçurumun dibinden çıkarın. Sorumluluk da vebal de hepinizdedir.”
cümlesiyle tamamladığı yazının ana fikri de muhalefetin ortak akıldan uzaklaşmasıydı.
Oya Baydar ve Selahattin Demirtaş’ın vurguladıkları riskler bu kadar aleniyken, bir taraftan Kürtleri dışlayıp diğer yanda “gel gel” yapma umudundaki bir iktidarın, önem skalasında Kürt seçmenin olduğunu göz ardı etmek en hafifinden aymazlık olur.
AKP bitirdiği tüm kozlara karşın desteden yine dış zafer çıkaracak ama sonra dönüp yine TRT Kürdi’de Türkçesini duyamayacağımız sözlere imza atacak. Belki yeni mektuplar taşıyacak.
Ülkenin içine düştüğü ağır ekonomik kaosa karşı hala bölücülük kartını oynayabilen AKP’ye (ve tabii MHP’ye) bu özgüveni, twitimin altında bana hakaretler saydıranların sağladığı unutulmasın.
Kürt seçmen yoksa TRT Kürdi kimin için açıldı..?
Abdullah Öcalan’ın postacılığına soyunanlar seçimlerde belirleyicilik rolü için, kimi hedefte görmüşlerdi?
Bu iki sorunun cevabını objektif olarak veren herkes için attığım twitin anlamı çözülmüş demektir.
Doğru sorulara yanlış cevap arayanlar ise, seçimde kendilerini ampüle güç verirken bulacaklardır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Marmaray'da bir kişi intihar etti
Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin katliamı: Ölü sayısı sekize yükseldi
DEM Parti eş genel başkan yardımcısı Sevtap Akdağ gözaltına alındı
RTÜK'ten Arka Sokaklar'a 'tarikat' cezası
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Marmara Adası'ndaki toprak kaymasında göçük altında kalan ikinci işçinin de cansız bedenine ulaşıldı