Mahmut Üstün yazdı | "Hayır" nasıl kazanır?
Politikyol
Referandum tüm siyasi oluşumlar için öncelikle taktik ve ardı sırada bir stratejik anlamda çok kritik bir yol kavşağı olacak. Kazanan çok şey kazanacak, kaybeden de çok şey kaybedecek... Zira bu referandum gerçektende toplumun önüne köklü bir rejim değişikliği seçeneğini dayatan bir içeriğe sahip.
Sol ve tüm cumhuriyet güçleri için elbette öncelikli hedef bir taktik başarı kazanmak, yani referandumdan "hayır" sonucunun çıkmasını sağlamaktır... Bu taktik başarı zorunluluğu, "hayır" ekseninde bir araya gelebilecek tüm güçleri seferber edebilmeyi, bu da referandum süresince stratejik hedefin öne çıkarılmamasını gerektiriyor.
Ama bu demek değildir ki, zamanı gelince uygulamak amacıyla bir stratejik planı daha şimdiden hazırlamak da gerekmiyor... Tam aksine...
Zira yüz yüze kalınan tehlike yalnızca taktik başarıyla, yani yalnızca referandumdan "hayır" çıkarmakla bertaraf edilebilecek türden değil. Bu saatten sonra ne eskiyi diriltmek ne de bir kaç rötuşla bugünkü hali devam ettirmek olanaksız...
Aslında epeydir böyleydi. Cumhuriyet ya ileri bir atılım yapacak ya da gerileyecekti. Sonuçta o ileri atılım ihtiyacı karşılanamadığı içindir ki, çözülemeyen sorunların istismarı üzerinden bu tür bir gerici restorasyonculuk türeyebildi. Deformcular (kötüleştirmeciler/bo zucular) ihtiyaç haline gelen atılımların yapılamamış olmasının yarattığı koşullar sayesinde siyaseten güç olma şansına sahip oldular.
Dolayısıyla sol daha bugünden yalnız başına taktik başarıya kilitlenen bir siyasal hazırlıkla yetinmemeli, referandum sonuçlanana kadar uykuya bırakmak zorunda kalsa da, olası taktik başarının yarattığı bir rüzgarla, deformculuğun güç kazandığı bataklığı kurutmayı amaçlayan bir stratejik plana da sahip olmalıdır...
Önce taktik başarı...
AKP açısından yalnızca stratejik bakımdan değil, referandum özelinde taktik bakımdan da durum pek parlak değil...Gerek aktarılan kişisel gözlemler, gerekse ilk anket sonuçları "başkanlık sistemi" dayatmasına toplum çoğunluğunun ikna edilemediğini ve "hayır" eğiliminin daha baskın olduğunu gösteriyor.
İlk sonuçlar ne Erdoğan'ın AKP tabanındaki kişisel ağırlığının ve ne de sonradan devşirilen Bahçeli desteğinin referandumdan "evet" çıkmasını sağlamaya yetmediğini gösterir nitelikte.
Bu koşullarda AKP açından elde çok fazla enstrümanda kalmıyor. Biri daha etkili iki enstrümana yüklenmek mecburiyetinde AKP... İlki şovenizm; ikincisi de kaos çıkar tehdidi.
AKP'nin bir kaos nedeni gibi görülmeye başlandığı bu süreçte, "başkanlık olursa her şey düzelir, olmazsa da kaos çıkar" tehdidinin artık pek fazla getirisi olmayacaktır AKP'ye...
Bu koşullarda AKP, başta MHP tabanında olmak üzere tüm toplumda milliyetçi duyguları yükselterek bir sonuç almaya çalışacaktır... Temeli, "Hayır" ile PKK ve FETÖ özdeşliği ve tüm bunlarla da CHP birlikteliği algısı yaratmak olan bir kampanyaya tanık olma olasılığımız yüksektir.
Solun yapmaması gereken...
Solun bu kampanya karşısında yapacağı en büyük hata savunma pozisyonunda kalmaktır.Kendisinin PKK, FETÖ ile bağlantısının olmadığını kanıtlamaya ya da HDP'yi karşıya alıcı söylemler geliştirmeye yönelik bir savunmacı tutum yalnızca AKP'nin yarattığı gündeme teslim olmak ve hamle üstünlüğünü AKP'ye vermek anlamına gelecektir.
Ayrıca MHP muhalefeti ve Saadet Partisi gibi "hayır"cılar bu demagojik söylemin gücünü kendi varlıklarıyla zaten önemli ölçüde azaltacaklardır.
HDP'nin referandumda ana propaganda olarak "Demokratik Cumhuriyet / Ortak Vatan" temasını saptaması da bu açıdan bir başka avantajdır.
Bugüne kadar ki ilk veriler, toplumun referandumla cumhuriyet rejiminin yıkılması ve yeni bir padişahlık sistemi kurulması arasında bir bağlantı olduğu fikrine ikna olmaya çok yakın olduğunu göstermektedir. Nitekim AKP cenahı bu etki nedeniyle son dönemde bu iki alanda savunma pozisyonuna geçmek zorunda kalmıştır.
Bu nedenle sol ısrarla ve kuvvetle başkanlık sisteminin ve referandumun, cumhuriyeti ilga ve tek adam rejimini inşa projesi olduğunu anlatmalıdır.
Gerek AKP'nin yaratmaya çalışacağı CHP-HDP bloğu algısını kırmak; gerekse bu referandumda "cumhuriyeti savunmak ile "hayır" demenin .aynı anlama geldiği" argümanını inandırıcı kılmak için milletvekili, gazeteci vb. bizzat AKP içinden gelen "hayır" seslerini kampanya süresince öne çıkarmak da son derece önem taşıyacaktır.
Ve bir kez daha vurgulayarak bitirelim ki, AKP'nin kutuplaştırıcı, ötekileştirici ve bölücü diline karşı tek etkili panzehir, birleştirici, kardeşleştirici , dahil edici bir söylemin yükseltilmesi olacaktır.
Stratejik plan konusu da haftaya...
Yorumlar
Popüler Haberler
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Marmaray'da bir kişi intihar etti
Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin katliamı: Ölü sayısı sekize yükseldi
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
İletişim başkanlığı, bakanlığın kreş yazısını doğrulayıp geri adım attı