Yurttaşlık görevi, sadece vergi vermek değil toplanan verginin hesabını sormak, neyin nereye harcanacağına müdahil olmak ve bütçe yapma yetkisinin verildiği seçilmişlerin müdahale etmelerinde ısrarcı da olmaktır. Magna Carta’dan günümüze bütçe hakkı hak getire! Magna Carta (Büyük Ferman), kralın yetkilerinden feragat ettiği ve hukukun üstünlüğü adına ilklerden kabul edilen tarihi bir antlaşma. 1215’te İngiltere Kralı John’a (Yurtsuz John) yani saraya karşı aristokrat derebeylerin bir zaferi olarak tarihe geçmiştir. “Yasalar dışında hiçbir vergi, yüksek rütbeli din adamları ile baronlardan oluşan bir kurula danışmadan haciz yoluyla veya zor kullanarak toplanamaz.” ve “Adalet satılamaz, geciktirilemez, hiçbir özgür yurttaş adaletten yoksun bırakılamaz.” gibi 807 yıl öncesinin ilerici maddelerini krala kabul ettirebilmiştir. Bütçe hakkı ve vergiye rıza kavramları; İngiltere’de yürürlüğe giren 1215 Magna Carta’dan sonra 1628 Haklar Dilekçesi ve 1689 Haklar Beyannamesi ile tarihsel bir serüvene işaret ediyor. Demokrasi mücadelesiyle eşdeğer ilerleyen bu serüvende verginin nerelere harcandığını sorgulamak, harcamalara rıza göstermek 17. yüzyıl Avrupa’sında kazanılmış bir haktır. “İngiltere’de parlamento 1689’dan itibaren vergi konusunda verdiği izinleri sadece bir yıllığına vermeye başlamıştır. Keza parlamento vergi toplanmasına izin vermeden önce de yapılması düşünülen harcamaların ayrıntılı bir dökümünü istemeye başlamıştır. Böylece ‘harcamalara rıza’ ilkesi de doğmuştur. ‘Vergiye rıza’ ve ‘harcamalara rıza’ ilkelerinin birleşmesiyle de ‘bütçe’ uygulaması ortaya çıkmıştır.” (Prof. Dr. Kemal Gözler, Malî Hukukun Anayasa Hukukundan Eskiliği Üzerine Bir Deneme) Magna Carta, bütçe hakkının miladı kabul edilir. İngiltere’den Kıta Avrupa’sına demokrasi mücadelesinin bir kazanımı sayılan ve verginin nerelere aktarıldığına dair hesap sorma anlamına gelen bütçe hakkı son yıllarda neredeyse unutulmuş bir yurttaşlık kavramı. 807 yıl sonrasına bakarsak bütçenin bir meclis çatısı altında tartışılıyor olması aritmetik hesaba indirgenmiş demokrasimizde halk için pek bir anlam ifade etmiyor. Çünkü Türkiye’de halkın bütçeye karşı ilgisizliği Meclis’in etkisizliği ile birleşerek tek bir kişinin iradesiyle yapılan bütçe kanunlarının sorgulama hakkı olmayan bir kesim tarafından onaylanmasını doğuruyor. Bütçe hakkı tarihimizde ilk olarak birinci Meşrutiyet ile dile getirilse de ömrünün kısa olmasından dolayı uzun sürmemiş ve ikinci Meşrutiyet ile yeniden gündeme gelerek 1910 yılında çıkarılan Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile yürürlüğe girmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk anayasası olan 1924 tarihli Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Madde 85: “Vergiler ancak bir kanun ile tarh ve cibayet olunabilir.” demektedir. Yani vergilerin ancak kanunla salınacağı ve tahsil edileceği anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Madde 96 ise “Devlet emvalinden muvazene haricinde sarfiyat caiz değildir.” yani ‘devlet mallarının bütçe dışı harcanması mümkün değildir’ demektedir. 1927 yılında ise 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu bazı değişikliklerle yeniden yürürlüğe girmiştir. 2003 yılında yürürlüğe giren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile bu kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Cumhuriyet döneminde çağdaş anlamda 1924 Anayasası’yla kullanılmaya başlanan bütçe hakkı bu şekilde kanuni bir hak olarak süre gelmiştir. Ta ki her kararın bir kişiye bağlandığı 16 Nisan 2017 referandumuna dek! Bugüne gelirsek, 2023 bütçe teklifine detaylı bakınca ne görülür? Teklif edilen bütçe gideri 4 trilyon 469 milyar 570 milyon lira. Bütçe geliri ise 3 trilyon 810 milyar 149 milyon lira. Yani 660 milyar liralık bir bütçe açığı var. Faizin, garanti ödemelerinin, müteahhitlerin, verimsiz projelerin ve kur korumalı mevduatın bütçesine yakından bakalım. Hazine ve Maliye Bakanlığı için teklif edilen 2 trilyon 210 milyar liralık bütçenin 565 milyar liralık kısmı sadece faiz ödemelerine ayrılmaktadır. Bütçenin yüzde 12,7’si faiz ödemeleri için ayrılmaktadır. Peki, ek bütçesi de dâhil olmak üzere 2022 yılı bütçesinde faize ne kadar ayrılmıştı? 330 milyar lira. 2022’de bütçenin yüzde 11,7’si faiz gideri iken 2023 için yüzde 12,7’ye yükseldi. Bir başka önemli nokta da bütçe giderleri bir yılda yüzde 58 artmışken faiz gideri yüzde 71,5 artmış oldu. Büyük ekonomist sözde ‘faiz’ düşmanı… 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Bütçe İlkeleri-Madde 13: “Bütçe, kamu mali işlemlerinin kapsamlı ve saydam bir şekilde görünmesini sağlar.” demesine rağmen saydamlığı Sinoplu Diyojen gibi fenerle arıyoruz. ‘Borç verme’ kalemi olarak değiştirilen KİT’lerin görev zararları için 359 milyar lira ayrıldı. Yol ve köprü projelerinin garanti ödemeleri ile şehir hastanelerinin hizmet bedelleri için ise toplam 100 milyar lira ayrıldı. Diğer yandan yaklaşık iki milyon çiftçi için önem arz eden tarımsal destekleme ödemeleri için teklif edilen bütçe de 54 milyar lira oldu. Çiftçi kesiminin sadece mazota ödediği vergiyle bu paranın yarısı zaten hazineye geri ödeniyor. Tarım Kanununda milli gelirin en az yüzde 1’i oranında olması gerektiği belirtilen tarımsal desteklemenin oranı yüzde 0,29 oranında kaldı. Önceki yıllarda bu oran yüzde 0,5 idi. Orta Vadeli Program’da (OVP) 2023 yılı milli gelir (GSYH), 867 milyar dolar olup TL karşılığı olarak 18 trilyon 654 milyar lira olarak açıklanmıştı. Yüzde 1’i hesap edilirse en az 186.5 milyar lira! Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması ile 7 ayda 85 milyar liranın mevduat zenginlerine ödendiği düşünülürse tarıma yapılan desteklemenin boyutu daha iyi anlaşılabilir. Bütçenin nereye harcanacağına elbette;
  • Ülkeyi yüksek faizle borç sarmalı içine sokanlar,
  • Yüksek enflasyonla büyüyebileceğini düşünenler,
  • Açıklanan büyüme rakamlarının yanında halkın yoksullaştığını görmeyenler,
  • Sosyal yardımları ve tarımsal desteklemeyi kaşıkla artıranlar,
  • Al gülüm ver gülüm ihalelere yol verenler,
  • Varlık aktarımının en kolay yolu olan garanti ödemeleriyle bütçeyi delik deşik edenler karar veriyor!
Küçük ortakla birlikte yeterli sayıya ulaşan iktidar meclisin bütçeyi onaylama yetkisini kolayca manipüle ediyor ve gelen teklifler olduğu gibi onaylanıyor. 84 milyona da bu tiyatroyu seyretmek düşüyor. Oysa yurttaşlık görevi, sadece vergi vermek değil toplanan verginin hesabını sormak, neyin nereye harcanacağına müdahil olmak ve bütçe yapma yetkisinin verildiği seçilmişlerin müdahale etmelerinde ısrarcı da olmaktır. Magna Carta’dan günümüze bütçe hakkı hak getire!