Libya’da Müslüman Kardeşler’in başından beri Kaddafi karşıtı olduğu doğru olmakla birlikte sonraki süreçlerde hep Trablusgarp hükümetini destekleyen bir grup olarak varlığını sürdürdü ve hiçbir zaman ülkedeki dengeleri belirleyebilecek bir güç durumuna gelemedi.Libya'nın bağımsızlık sonrası dönemde kurulan yönetimin aldığı bir takım kararlar, bu ayrılığı derinleştiren etkide bulunmuştur. 1951'de Libya bağımsızlığını kazandıktan sonra, ülkenin federal bir yapıya kavuşması, Bingazi ve Trablusgarp arasındaki tarihsel ikiliğin sürmesine neden olmuştur. 1963'te Libya'da federal sistem kaldırılsa da bu bölgeler arasındaki farklılıklar devam etmiştir. İdeolojik boyuta gelince, genelde Arap Baharı’nda Müslüman Kardeşler ön plana çıktığı için sorunun temelinde mezhebi/dini ve ideolojik nedenlerin rol oynadığına hep inanıldı. Libya’da Müslüman Kardeşler’in mevcut siyasi anlaşmazlık içerisinde taraf olması, bazılarını İhvan ideolojisinin çatışmaya rengini verdiği kanaatine itti. Libya’da Müslüman Kardeşler’in başından beri Kaddafi karşıtı olduğu doğru olmakla birlikte sonraki süreçlerde hep Trablusgarp hükümetini destekleyen bir grup olarak varlığını sürdürdü ve hiçbir zaman ülkedeki dengeleri belirleyebilecek bir güç durumuna gelemedi. Hatta son dönemlerde Arap basınında İhvan karşıtlığıyla bilinen Suud ve BAE gibi hükümetlerin desteklediği Başağa ile anlaştığına dair çokça haber okuduk. O nedenle Libya krizini, Müslüman Kardeşlerin yol açtığı ya da belirleyici olduğu bir kriz olarak okumak doğru bir okuma biçimi değildir. Ancak ideolojik bir ayrışma içerisinde oldukları düşünülen Türkiye ve Körfez ülkeleri ve Mısır ittifakının ülkedeki krize farklı cenah ve cephelerde dâhil olması, sanki meselenin ideolojik yönleri varmış gibi bir izlenim yarattı. Dolayısıyla Libya’nın doğusuyla batısı neden birleşmiyor, neden siyasal bölünmeler Libya’da istikrarlı bir yönetimin kurulmasını sürekli olarak ketliyor diye düşündüğümüzde yanıtlarını yukarıdaki tarihsel dinamiklerden anlamak mümkündür.
Libya’da BM’nin tanıdığı Batısındaki hükümet Trablusgarp hükümeti ya da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) bulunmaktadır. Libya’daki bu ikiliğin gerek Osmanlı hakimiyeti dönemine uzanan gerekse modern dönemde yaşanan bazı olayların etkisinin bulunduğu bir takım tarihsel kökenleri bulunmaktadır.
Libya’da Muammer Kaddafi’nin devrilmesinden sonra batılı güçlerin himayesiyle demokratik bir rejimin inşa edileceği ve Batı tarafından desteklendiği için de böyle bir yönetimin sürdürülebilir olduğu varsayılmıştı ancak beklenen gerçekleşmedi, bir türlü istikrarlı bir hükümet Libya’da kurulamadı.
Kaddafi yönetimini devirme konusunda son derece kararlı olan uluslararası toplumun önceliğinin bu ülkede gerçekten bir demokrasi inşa etme niyeti olup olmadığı tartışılır. Hatta Batılıların enerji kaynaklarının küresel pazarlara akışı garanti altına alındıktan sonra Libya’da stabil bir yönetim inşa meselesini pek umursamadıkları ve topu Libyalıların önüne attıkları dahi söylenebilir.
Elbette Libya’da bütün Libyalıları temsil eden ve istikrarlı bir yönetim kurulamamasının en büyük sorumlusu yine Libyalıların kendileridir. Bu anlamda uluslararası toplumun yahut İngilizlerin ve Fransızların sorumluluğu ikinci derecededir, zira Libyalılar kendi aralarında birleşmeyi samimi bir şekilde arzuladıkları takdirde hiçbir gücün onları bölme imkânı yoktur.
Libya’da bilindiği gibi ülkenin doğusunda ve batısında BM’nin tanıdığı Batısındaki hükümet Trablusgarp hükümeti ya da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) bulunmaktadır. Libya’daki bu ikiliğin gerek Osmanlı hakimiyeti dönemine uzanan gerekse modern dönemde yaşanan bazı olayların etkisinin bulunduğu bir takım tarihsel kökenleri bulunmaktadır.
Bingazi Merkezli Doğu Libya ve Trablusgarp merkezli Batı Libya, Libya'nın tarihsel ve coğrafi geçmişin şekillendirdiği, toplumsal ve siyasi ayrılığın günümüze taşındığı iki önemli bölgesidir. Bu bölgeler arasındaki tarihsel ikilik, antik dönemlerden günümüze dek süregelen farklı etnik ve kültürel dinamiklere dayanmaktadır. Bingazi ve Trablusgarp arasındaki tarihsel ikiliğin sosyolojik kökenlerini incelemek için, bu bölgelerin tarihine, etnik yapılarına ve sosyo-politik dinamiklerine bakmak gerekir.
Antik dönemlerde Libya’nın doğusu, Yunan ve Romalılar tarafından kolonize edilmiş ve Hellenistik kültüre maruz kalmıştır. Trablusgarp ise Fenikeliler, Kartacalılar ve Romalılar gibi farklı kültürlerin etkisi altında kalmıştır. Bu tarihsel ve coğrafi farklılıklar, her iki bölgenin sosyal ve kültürel yapısının bugünkü halini almasında rol oynamıştır.
Ülkenin doğusu ile batısı arasındaki farklılıklar etnik ve kültürel açıdan ele alındığında ise Doğu bölgesindeki halkların büyük bir kısmının Berberi ve Arap kökenli olduğu görülür. Trablusgarp'ta ise daha karmaşık bir etnik yapı söz konusudur. Bu bölgede Berberiler, Araplar, Tuaregler ve Touboular gibi farklı etnik gruplar yaşamaktadır. Bu etnik ve kültürel farklılıklar, Bingazi ve Trablusgarp arasındaki tarihsel ikiliğin sosyolojik kökenini oluşturmaktadır.
Öte yandan Libya'nın tarihinde farklı dönemlerde ortaya çıkan idari ve sosyo-politik dinamiklerin, Bingazi ve Trablusgarp arasındaki tarihsel ikiliği derinleştirdiğini görüyoruz. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, her iki bölge ayrı vilayetler olarak yönetilmiştir. Sömürge döneminde ise, İtalyanlar Bingazi ve Trablusgarp'ı birleştirerek Libya adını verdikleri tek bir sömürge hâline getirmişlerdir.
Yorumlar
Popüler Haberler
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Marmaray'da bir kişi intihar etti
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin katliamı: Ölü sayısı sekize yükseldi
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı