Salgın sonrası dünya dış politika gündemi hızlanıyor. Türkiye olarak Haziran ortasındaki NATO Zirvesi hariç herhangi bir konuyla ilgilendiğimiz söylenemez. Ama bu arada dünya dış politikasında önemli kümelenmeler görüyoruz.
Örneğin, Cuma günü Avrupa Yeşil Partilerinin çevrimiçi konferansında konuşan ve Merkel’in yerine geçeceği konuşulan Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Annelena Baerbock, Uygurlardan Ege’de ölen göçmenlere, iklim değişikliğine, Kuzey Akım 2’den yükselen anti-demokratik eğilimlere kadar her konuya değindi.
Dünya siyasetinde gördüğümüz yeni nesil siyasetçiler artık sadece “çiçek-böcek” diye küçük görülen konularla ilgili değiller. Ya da yükselen kadın siyasetçiler sadece kadın hakları veya cinsiyet eşitliği üzerinden yükselmiyor. Çekirdeğe koydukları konuların etrafında krizli konuları da ilmek ilmek örüyorlar.
Genç hukukçu Yunus Emre Erdölen, “Kamala Harris, diğer başkan yardımcılarından farklı bir portre çizmiyor mu” diye sorunca buna bir bakayım dedim. Harris’in son bir aylık programında neler var diye baktım.
İşte Kamala’nın programından bazı notlar:
Haftanın en az iki gününü ekonomi, küçük işletmelerin COVID sonrası toparlanması, aşılama ve son haftalarda çok bastırdığı “dijital uçurumu kapatma” konusuna ayırıyor. Ağırlıklı olarak beyaz seçmenin yaşadığı eyaletleri ziyaret ediyor ve en ücra kasabaya kadar hızlı internet gitmesi gerektiğini, sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşmanın yolunun bu olduğunu anlatıyor.
ASIL KRİTİK İŞLERİ DIŞ POLİTİKADA
Şehir dışında değilse her sabah Biden’a verilen istihbarat ve güvenlik brifingine katılıyor.
Haftada iki gününü de dış politikada öncelik verdiği “Kuzey Üçgeni” tanımlamasıyla nitelenen Kanada-ABD-Meksika ilişkilerine ve onunla ilişkili gördüğü, Orta Amerika, Güney Amerika konularına ayırıyor. Örneğin, Guatemala Yüksek Yargısının temsilciler ile konuşmak gibi.
Ama aynı zamanda geçtiğimiz haftalarda kritik üç telefon görüşmesi de yaptı. Ürdün Kralı Abdullah ile konu Gazze’ydi. Tunus Devlet Başkanı Kais Saied ile görüştü, IMF’den Tunus için kuvvetli bir destek pakedi çıkartacaklarını söyledi ve yolsuzlukla mücadele desteği verdi.
Yine geçtiğimiz hafta Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-In ile Indopasifik’teki gelişmeleri görüştü.
Özel sektörden isimlerle (aralarında Chobani’nin kurucusu Hamdi Ulukaya da vardı) bir araya geldi ve özellikle fakirlikle mücadele, yasadışı göçü önlemek için güçlü şirketlerin insiyatif alması gibi öneriler getirdi.
TARİHİ MEZUNİYET TÖRENİ
Haftayı bitirirken de ABD tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi’nin Mezuniyet töreninde Başkan Yardımcısı sıfatıyla konuşma yapan ilk kadın oldu. Konuşmasında “dış güçler teknolojimizi hedef alacaklar” dedi. “İklim değişikliğini ilk elden görenler denizlerde yol alan sizlersiniz” diye ekledi. “Yakında gemilerimizi güneş ve rüzgar enerjisi ile çalıştıracağız. Genç subaylar sırtlarında kilolarca ağırlık taşımayacak, katlanabilir güneş panelleriniz olacak” dedi ve heyecanla alkış aldı.
Kamala Harris’in Biden’ın yetişemediği yerlere hızla müdahale ettiği açık. Kendi yetişemediği yerlere de eşi Doug Emhoff’u “Second Gentlemen” sıfatıyla göndermekten çekinmiyor. Bu da kısmet “eşitlikçi, feminist” politikanın işareti.
Ankara bütün yumurtalarını “Joe Biden beni tanır” tezi üzerine kurmasa belki de daha iyi eder. Çünkü Washington’da artık çok daha güçlü bir genç ekip var. Bu ekip ağırlıklı olarak Kamala Harris’in ve Obama’nın eski kurmaylarından oluşuyor. Hukukçu Harris de yolsuzluk mücadelesinin dış politikanın parçası yapacağını hiç çekinmeden gösteriyor.
