Kadının siyasal temsiliyetinin artması için bu önlemlerin başında kota uygulaması mutlaka uygulanmalıdır.
“
Kadınlarını geri bırakan milletler geri kalmaya mahkumdur.” Kemal ATATÜRK
Günümüzde bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösterir en önemli faktörlerinden biri de kadının sosyal konumu ve siyasal hayattaki temsiliyetidir. Peki, bizim ülkemizde öyle mi?
Biz hala “Kadın’la başlayan cümleleri; başarıyla, sevgiyle, üretimle, bilgelikle devam ettireceğimiz yerde, kadın katliamları, şiddet, taciz ve tecavüz kavramları ile sürdürmek zorunda kalıyoruz…
Kadının ülkemizde bulunduğu konumu;
Türkiye’de her gün ortalama bir kadın cinayete kurban gidiyor.
Onlarca kadın tecavüze ve tacize uğruyor.
Yüzlercesi fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik ve sosyal şiddet görüyor.
2021 yılının son çeyreğindeyiz ve hala ülkemizde iki milyondan fazla kadının okur-yazar değil.
Dünyada kadınlara seçme ve seçilme hakkını veren ilk ülkede, kadınlar siyasette, parlamentoda ve yerel yönetimlerde yok denecek kadar az!
Sosyal, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın vazgeçilmez bir parçası olan kadının temsiliyet alanı ile ilgili görünmezliği sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bir sorun olarak görülmektedir.
Kadınlar, her ne kadar 1934 yılında seçme ve seçilme hakkına sahip olmuş olsalar da temsiliyet alanında da kadınların karşılaştıkları engeller var;
- Sosyal ve siyasal açıdan kadın erkek arasındaki adaletsizlik,
- Kesintisiz zorunlu eğitim süresinin kısaltılması,
- Temsiliyet alanında erkek egemen yapının daha fazla yerleşik olması,
- Kız çocuklarının okula gitme oranının her geçen yıl giderek azalması,
- Eğitimde sürekli olarak yapılan değişikliler,
- Yasal düzenlemedeki eksiklikler,
- Kadının sadece ev ile ilişkilendirilmesi,
- Kadına kırılgan, duygusal, değerlerin yakıştırılması,
- Toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikler,
- Kadının iş ve sosyal yaşamda yer almasının kısıtlanması,
- Kadının temsiliyeti ile siyasi partilerin destekleyici programlarının olup olmaması, demokrasinin işleyişindeki aksaklıklar bu engellerin başında gelmektedir.
“Kadın ve erkek eşittir ve devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” yazar Anayasanın 10. maddesinde. Lakin ülke nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan kadınların sosyal, siyasal ve kamusal alanda temsil oranları erkeklerle aynı eşitliğe sahip değildir. Açıkça ifade etmek gerekirse; kadın teorik anlamda desteklense de kamusal ve siyasal yaşamda var olması uygulamaya geçmemiştir.
Toplumun kanayan yarası haline gelen bu sorunları çözmekle yükümlü olanlar gerekli ve yeterli adımları atmıyorlar.
Toplumsal cinsiyet rolleri değişmedikçe, bu yasal düzenlemelerin uygulamaya geçmesi de mümkün görünmemektedir. Kadınların temsiliyet alanına, karar verme ve politika yapma süreçlerine katılımını destekleyici önlemlerin alınması gerekmektedir. Kadının siyasal temsiliyetinin artması için bu önlemlerin başında kota uygulaması mutlaka uygulanmalıdır. Kota uygulaması kadın erkek eşitliğini sağlamayı amaçlamaktadır. Seçim sistemlerinde ve siyasi parti kanunlarında yeniden düzenlemeler yapılarak kadınların siyasete katılma oranlarının arttırılması sağlanmalıdır.
Ortak paydamız, ortak amacımız ve ortak hakikatimiz;
- “Siyasette eşit temsil”
- Hukuk
- Demokrasi
- Yaşamın her alanında kadının %50 yer alması
Sonuç olarak eşit bir toplum kurabilmek için, demokrasinin, adaletin ve toplumsal dengenin sürdürülebilirliği için; kadınların siyasi hayatta daha nitelikli ve etkin olmaları son derece önemlidir. Kadının siyasal temsiliyetinin önünün açılması kadın hakları gelişiminin, özgürlüklerin, demokrasinin ve insan haklarının bir gerekliliğidir.