Yazılar

İyi Parti biterse CHP’ye ne olur?

Abone Ol
Yerel seçimlerde, parti tabanları görünmez ittifaklar yapar. Bunu Özgür Özel de İyi Partililere övgü dolu ifadelerle seslenerek söylemedi mi? Siyasi taktiktir ya da değildir, Özgür Beyin sözlerine bakın ve kraldan çok kralcı olmaktan vazgeçin.

Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın iddialarıyla başlayan süreçte İyi Parti ve Meral Akşener ciddi bir linç kampanyasına maruz kaldılar.

Hakarete varan eleştirilerin hedefinde Meral Hanımın ailesi ve Özel Kalemi Esma Bekar da vardı.

Linç kampanyasını ağırlıklı olarak muhalefet yanlısı medyanın ekranlarında boy gösteren gazeteci arkadaşlarımızın yapması, üzüntü verici bir durum.

Gazeteci objektif olmalı, bir tarafın, bir partinin amigosu gibi davranmamalıdır.

Bunu kimseye anlatamıyoruz.

Maalesef ülkemizdeki kutuplaşma, sadece siyasiler arasında değil belki daha da fazlasıyla medyada, gazeteciler arasında yaygın.

İktidar yanlısı gazetecilerin eleştirilerini normal karşılayabiliriz. Ancak muhalefet yanlısı gazetecilerin, İyi Parti ve Meral Akşener’e saldırılarını anlamakta zorlanıyoruz.

Muhalefet, CHP ya da başka bir partinin tekelinde değil ki.

İyi Parti de en az CHP kadar muhalefet partisidir.

Konuya buradan bakıldığında, aslında hedef alıp, yıprattıklarının İyi Parti ve Meral Akşener değil bizzat muhalefet olduğunu göreceklerdir.

Katıldığım ve izlediğim televizyon programlarında, yorumcuların, Ümit Dikbayır’ın açıklamalarını iddia değil de kesin doğrularmış gibi aktarmalarını şaşkınlıkla dinledim.

Kanıtlanmamış iddiaları doğru kabul etmek, sadece o kişiyi değil izleyicileri ve okuyucuları da yanıltıyor.

İyi Partiden gelen yanıtlar ise küçümsenerek, alay edilerek, ‘kesinlikle yalandır’ havasında değerlendiriliyor.

Daha Ümit Dikbayır konusu bitmeden bu kez de İyi Parti’nin CHP ile ittifak yapmama kararı üzerinden yeni bir linç kampanyası başlatıldı.

Bu kararı değerlendiren muhalif gazeteci arkadaşlar, yorumcular öyle ağır eleştiriler getiriyorlar ki, anlamak mümkün değil.

Sinirli yüz ifadeleriyle yaptıkları yorumlarından, sanki İyi Parti’nin kuruluş amacı CHP ile ittifak yapmakmış da Meral Akşener buna uymuyormuş sonucu çıkıyor.

Objektif olmayı gazeteciliğin en önemli kuralı saymayan bu arkadaşlar, İyi Parti’nin tüzüğünde, programında ‘Her seçimde CHP ile ittifak yapılacaktır’ şeklinde bir madde gördüler de ben mi bilmiyorum?

İyi Parti’nin varlık nedeni CHP’ye kazandırmaktan ibaret mi?

Meral Hanımın ‘Hür ve müstakil’ sözleriyle alay edenlere, sevdikleri ifadelerle soralım; bir siyasi partinin seçimlere ‘Özgür ve bağımsız’ olarak girme hakkı yok mu?

Bunun için size sorup, sizden izin almaları mı gerekiyordu?

İyi Parti seçimlere tek başına girerse bir belediyeyi bile kazanamazmış.

Size ne kardeşim, bırakın kazanmasın.

İyi Parti ittifak yapmazsa bitermiş.

Ne güzel işte bırakın bitsin.

Size göre ne var?

Yoksa hakarete varan eleştiriler yaptığınız İyi Parti ve Meral Akşener’in bitmesini istemiyor musunuz?

Ya da gizli İyi Parti destekçisi oldunuz da biz mi bilmiyoruz?

Lütfen objektif olun ve doğruyu söyleyin.

Sizi ilgilendiren, İyi Parti ve Meral Hanımın bitmesi değil de CHP’nin ittifaksız gireceği seçimde başarısız olma ihtimali mi?

Bırakın da ‘Takke düşsün, varsa kel gözüksün’ ya da herkes kendi gücünü görsün.

Bırakın ‘Değişim’ diyerek yola çıkan CHP’nin yeni Genel Başkanı ve yönetimi, delikanlı gibi tek başına mücadele etsin ve kendini kanıtlasın.

Yerel seçimlerde, parti tabanları görünmez ittifaklar yapar.

Bunu Özgür Özel de İyi Partililere övgü dolu ifadelerle seslenerek söylemedi mi?

Siyasi taktiktir ya da değildir, Özgür Beyin sözlerine bakın ve kraldan çok kralcı olmaktan vazgeçin.

İyi Parti’nin kaybedecek en fazla 14 ilçe belediyesi var.

Ya CHP’nin?

Anketlere göre Amcaoğlu Ekrem nasıl olsa İstanbul’da en yakın rakibine 12 puan fark atıyormuş.

Mansur Başkan zaten Ankara’da garanti kazanıyormuş.

Yani İstanbul ve Ankara CHP’den gitmiyormuş.

İzmir ‘Cepte keklik’, Mersin, Vahap Bey sayesinde yeniden kazanılıyormuş.

Eee bu durumda sorun ne?

İyi Parti, kuruluşundaki hedefi olan merkez sağdaki boşluğu doldurma yolunda ilerlemeye karar verdi.

Yaklaşık 21 yıldır merkez sağdaki boşluk nedeniyle AK Parti sürekli kazanmıyor muydu?

Muhalefet de AK Partinin kaybetmesini istemiyor muydu?

Öyleyse bırakın da İyi Parti merkez sağı doldursun.

İyi Parti bunu CHP ile ittifak halindeyken, dolaylı bir şekilde de olsa üzerine yapıştırılan HDP damgası yapamıyordu.

HDP, siyaseten taşınması ağır bir yüktür.

Kimin sırtına dolaylı ya da dolaysız şekilde yüklenirse onu çökertir.

İyi Parti, CHP aracılığıyla üzerine aktarılmaya çalışılan bu yükü hiçbir şekilde istemiyor.

Özgür Özel’in Kurultay konuşmasında verdiği mesajlardan ve sonrasındaki açıklamalarından anlaşıldığı üzere CHP, HDP yükünü taşımaya devam edecek.

Bu, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz CHP’nin seçimidir.

Görünen o ki, İyi Parti’nin hedefi 2028 seçimleri.

O hedef için önünde uzun bir zaman var.

İyi Parti merkez sağa yerleştikçe önünü daha net görecek, hedefine emin adımlarla ilerleyecektir.

Bu yolda elbette yaprak dökümü de olacaktır.

Bunu, Türkiye siyasi hayatında istifalar ilk kez İyi Parti’de oluyormuş gibi yansıtmak, kötü niyet göstergesi değil midir?

Objektiflikten uzak arkadaşlar bu günlerde İyi Parti’den gelen istifa haberlerini sevinerek veriyor ve gözleri parlayarak ‘Göreceksiniz istifalar durmayacak’ diyorlar.

İstifa eden vekil ve belediye başkan sayısını, ‘Yağdır Allah’ım istifa’ duygusunu yansıtarak paylaşıyorlar.

Kendilerine verilmiş ekranlarda, şımarmaktan ayarları bozulmuş, hadlerini unutmuş narenciye türünden gazeteciler, İyi Parti sözcüsünün açıklamalarıyla ‘Çevir kazı yanmasın’ diyerek akılları sıra dalgalarını geçiyorlar.

Bu çirkin tavırlarıyla aslında muhalefete zarar verdiklerinin, iktidarın ekmeğine yağ sürdüklerinin farkında bile değiller.

Muhalif gazeteci, siyasal iletişimci (ne çok var bunlardan), siyaset bilimci (bunlar da ülke nüfusunun yarısı) ve tüm diğer yorumculara bakın, hepsi kadın haklarının yılmaz savunucularıdır.

Kadına şiddete karşı çıkarken mangalda kül bırakmazlar.

Bu arkadaşlara soralım, Meral Akşener de kadın değil mi?

Akşener ülkedeki tek kadın genel başkan değil mi?

Meral Hanım anne değil mi?

Meral Akşener’in özel kalemi Esma Bekar, kadın ve anne değil mi?

Meral hanım ve özel kalemine ekranlardan, köşelerden hakarete varan eleştiriler yaparken, acımasızca saldırırken, kanıtlanmamış iddiaları gerçekmiş gibi sürekli tekrarlarken, kadına şiddet uygulamış olmuyor musunuz?

Sizin hiç mi ayarınız yok?

Esma Bekar, adı üstünde Özel kalem yani Genel Başkan’a 24 saat en yakın olması gereken kişi.

Bunu bildiğiniz halde kanıtlanmamış iddialar üzerinden bir kadına neden medya terörü uyguluyorsunuz?

Biz diğer partilerde de ne özel kalemler gördük.

Örneğin CHP’de kendi Özel Kalemlik müessesinden de yukarı gören biri, kadın gazetecileri çeşitli iftiralarla patronlarına şikâyet edip, mobbinglere maruz bırakmadı mı?

İşten ayrılmalarına sebep olmadı mı?

Yeri geldiğinde ben de Meral Hanımı da İyi Partiyi de eleştiriyorum.

Bunu, bir gazetecide bulunması gereken, ama sizin yok saydığınız ‘Objektif’ olma çerçevesinde yapıyorum.

Unutmadığımız 3 Mart gecesi, Meral Akşener’in sosyal medyada yakası açılmamış küfürler eşliğinde linç edilmesini gülerek, oh olsun diyerek izleyen gazeteci, yorumcu, siyasi arkadaşları biliyoruz.

Seçim öncesi yüzde 55-66 ile kazanıyoruz diyerek seçmeni kandıran bu takım, Ümit Dikbayır olayı ve ittifak yapmama kararının ardından da bıraktıkları yerden saldırıya devam ediyorlar.

Bakın şimdiden buraya yazıyorum, yerel seçimler sonrası başlayacak süreçte, özellikle de 2028’e yaklaşırken, şimdi yerden yere vurduğunuz İyi Parti ve Meral Akşener’e çok ama çok ihtiyaç duyacaksınız.

Gazeteciyseniz, yorumcuysanız önce objektif olmayı içinize sindireceksiniz.

Ben çok rahatım, çünkü AK Parti’ye de İyi Parti’ye de uzun yıllarımı harcadığım CHP’ye de yeri geldiğinde eleştirilerimi yöneltiyorum, doğru yaptıklarında ise olumlu değerlendirmelerde bulunuyorum.

Siz de bunu deneyin.

Göreceksiniz, işinizi zevkle yapmaya başlayacaksınız.