14 Mayıs seçimi sonucunda muhalefetin Erdoğan yönetimini ikinci tura bırakacak nispette oy alması İran basınında kimi gazeteler tarafından takdir edilirken, diğerleri Kılıçdaroğlu’nun başarısı ve ikinci turda seçimi kazanması ihtimaline karşı temkinli. Gizem Aslantepe, İran basınının yorumlarını aktardı.
14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi Seçimleri dünya kamuoyunda geniş yankı uyandırırken komşu ülke İran’da da süreç ilgiyle takip edildi, olası bir iktidar değişikliğine yönelik analizler ana akım medyada kendine sıkça yer buldu. Ancak medya kuruluşları kendi yayın politikaları gereği seçimleri farklı yönlerden ele aldılar. Bunda iktidara gelecek ismin İran-Türkiye ilişkilerini nasıl bir noktaya taşıyacağı ve ne derece derinleştireceği sorusunun etkili olduğu söylenebilir. Ayrıca Türkiye’deki yeni iktidarın önümüzdeki yıllarda Orta Doğu ve Batı’yla geliştireceği ilişkiler de İran için oldukça önemli ve bu kaygının şimdilerde yapılan analizlere konu olduğu görülüyor.
Bu noktada pragmatik-reformist İntihab Haber Ajansı, reformist Yeşil Hareket liderlerine yakın İtimad gazetesi, reformist neo-Safevi anlayışıyla yayın yapan Sazendegi gazetesi ve ülkenin en önemli reformist gazetelerinden biri olan Şark gazetesi, İran’ın salahiyeti ve İran-Türkiye ilişkilerinin geleceği açısından, genel itibarıyla, seçimlerdeki katılım oranına ve Kılıçdaroğlu’nun politikalarına değindi.
Ayetullah Hamaney’in imtiyaz sahibi olduğu Keyhan gazetesi ve Devrim Muhafızlarına yakınlığıyla bilinen Tesnim Haber Ajansı ise Erdoğan’ın olası yenilgisinden Batı’nın memnun olacağı çıkarımında bulundu ve Türkiye’deki seçimler üzerinden reformistlere yüklendi. Ayrıca reformcular serbest seçimlerin öneminden bahsederken muhafazakârlar seçim sonrası halkın itidalli tavrına ve kargaşaya meyilli bir siyasi konjonktürün oluşmamasına dikkat çekti.
Sazendegi Gazetesi’nde yayınlanan bir analizde, katılım oranının seçimlerin meşruiyetini arttırdığı ifadesi kullanıldı. Görünen o ki; katılımın yüksek olması, seçimlere ciddi bir şaibe karışmaması, seçim sonrası demokrasinin bir gereği olarak taraflardan herhangi birine operasyon çekilmemesi ve herhangi bir gözaltının veya tutuklamanın yaşanmaması, İranlılar için seçim sürecini “demokratik” olarak nitelendirmeye yetmişti.
Analizde, seçimlerin, mevcut iktidarı devirmenin ve değiştirmenin bir aracı olduğu ve siyasal sistemi güçlendirdiği ifade edildi. Erdoğan’ın yaptırımlar sırasında İran’a verdiği destek nedeniyle hükümet için tercih edilebilir olduğu, ancak son gelişmelerden sonra toplumun bir kısmının Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediği ve onun zaferiyle bölgedeki koşulların daha demokratik hâle gelebileceğini hissettiği belirtildi.
Ayrıca analizde Kılıçdaroğlu’nun Nisan ayında “Orta Doğu Barış İşbirliği Teşkilatı” kurulacağı yönündeki açıklamaları vurgulandı. Anlaşılan İran ve İsrail’in de içerisinde bulunacağı, Orta Doğu’daki kalıcı problemleri çözmeyi hedefleyen bu teşkilat ile yakından ilgileniyordu İran. Analizde ayrıca Kılıçdaroğlu’nun “Türk Yolu” projesine de değinildi. Tahran ve Tebriz gibi İran’ın en önemli iki büyük şehrini bünyesinde barındıran ve Çin’den Türkiye’ye uzanan kara ve demiryolu güzergâhı olarak nitelendirilen “Türk Yolu” projesinin İranlıları oldukça umutlandırdığı görülüyor. (
http://saazandegi.ir/post-1740 )
Şark Gazetesi, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı ilk kez ikinci tura bırakmasını tarihi bir başarı olarak nitelendirdi. Yumuşak üslubu ve açık sözlülüğüyle Kılıçdaroğlu’nu, yüksek perdeden konuşan, popülist ve Türkiye’nin en uzun süre görev yapan lideri Erdoğan’ın tam karşısında konumlandırdı.
“Gri, gümüşî saçları ve kare gözlükleri, Türkiye’nin Sosyal Sigortalar Kurumu’nun genel müdürlüğüne kadar yükselen bir muhasebeci olarak, Kılıçdaroğlu’na, geçmişini yansıtan usta bir hava veriyor.” diyerek Kılıçdaroğlu’nun geçmişine de atıfta bulundu. Seçim kampanyası sırasında Erdoğan’ın kişisel saldırılarını görmezden geldiği ve halkın yaşadığı ekonomik ve siyasi buhrana odaklandığı ifade edildi. Bununla birlikte Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan’ın iktidardaki son on yılında kazandığı yetkilerin çoğunu parlamentoya devretmesini sağlayacağından bahsedildi.
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun mütevazı mutfak görüntüsü ve bu mutfaktan halka seslendiği videoların toplumda karşılık bulduğu, bu samimi sohbetlerin milyonlarca kez görüntülendiği vurgulandı. Aleviler konusundaki çıkışı da es geçilmedi. Gazete, Kemal Kılıçdaroğlu’nun politikalarına ve duruşuna karşı sempati beslediğini İran kamuoyuna bunun gibi birçok habere imza atarak kanıtlamış oldu. (
https://www.sharghdaily.com/fa/tiny/news-879989 )
İntihab Gazetesi Kılıçdaroğlu’nun adaylığını çok farklı bir perspektiften ele aldı. Bir zaman Kılıçdaroğlu’nun
“Atalarım Horasan’dan geldi” açıklaması bu haberle İran kamuoyunda yeniden yankı uyandırdı.
“Erdoğan veya İranlı rakibi; Hangisi Tahran lehine?” başlıklı yazıda, İslamcı Erdoğan’ın aksine Atatürk’ün varisi olarak kabul edilen laik Kılıçdaroğlu’nun zaferinin İran’ı memnun etmeyebileceği ancak Kılıçdaroğlu’nun, kendi itirafına göre İran kökenli ve Alevi olmasının İranlı yetkililer için kültürel hatta ideolojik açıdan bir avantaj olarak görülebileceği iddia edildi.
İntihab gazetesi Kılıçdaroğlu’nun adaylığını çok farklı bir perspektiften ele aldı. Bir zaman Kılıçdaroğlu’nun “Atalarım Horasan’dan geldi” açıklaması bu haberle İran kamuoyunda yeniden yankı uyandırdı.
Başta, 2002’de iktidara gelen İslamcı Erdoğan hükümetinin İranlı yetkililerin saygısını kazanacak birtakım hamlelerde bulunduğunun altı çizildi ardından zaman içerisinde izlenen milliyetçi politikaların, İran’ın Kafkasya’daki, Orta Asya’daki ve Orta Doğu’daki çıkarlarına zarar verdiği üzerinde duruldu. Erdoğan, özellikle İran-Ermenistan sınırında, Türkiye’yi Türk dünyasına doğrudan bağlamak ve İran’ı Kafkasya ve Orta Asya jeopolitiğinden çıkarmaya çalışmakla itham edildi.
Mevcut durumda, her iki tarafın da zaferinin İran açısından bazı avantajları ve dezavantajları olduğunun, ancak Erdoğan’ın neo-Osmanlıcı ve yayılmacı politikalarının uzun vadede İran’ın çıkarlarını tehlikeye sokacağının altı çizildi.
“Kılıçdaroğlu’nun zaferi iki ülke arasında sorunlara yol açacak olsa da İran’ın Batı ile ilişkileri dengelenir, KOEP (Kapsamlı Ortak Eylem Planı) canlandırılır ve en önemlisi hükümet ile millet arası ilişkiler düzelir ve güçlenir” ifadelerine yer verildi. Öte yandan Kılıçdaroğlu’nun göreve geldiği andan itibaren enerjisinin ve kaynaklarının büyük bir bölümünü siyasi ve ekonomik restorasyona harcayacağından ve vaatlerini gerçekleştirmeye çalışacağından bölgesel meselelerde pek aktif olmayacağı bunun da İran için ciddi bir fırsat olacağı dile getirildi. (
https://www.entekhab.ir/0032Uw )
İtimad Gazetesi ise İran’ın çıkarlarına kimin daha iyi hizmet edebileceği üzerine kurgulanmış bir değerlendirme yazısı paylaştı. Bu değerlendirmeye göre Erdoğan’ın galibiyeti İran’ın tercih ettiği bir seçenek olmayacaktır ve bu iddiayı destekleyen dört temel sebep bulunmaktadır:
- İran’da bazı karar alıcılar hâlâ İslamcılık ideolojisinin laik muhalefetin zaferinden daha öncelikli olduğuna inanıyor; ancak İslamcı ideoloji, Tahran ile yakın iş birliği ve ilişkileri derinleştirmek için gerekli zemini yaratmaya yeterli değil. Son yirmi yılda Müslüman Kardeşler gibi kendi ideolojisini Müslüman ülkelerde yaymaya çalışan Erdoğan, bu hamlesiyle iki ülkenin dış politikasında uzlaşı ve yakınlaşmayı sağlamak bir yana bölgede bir tür ideolojik rekabeti de körüklüyor.
- Erdoğan’ın neo-Osmanlıcılığı ve İran’a yönelik uzun vadeli tehditleri İranlı karar alıcıları endişelendiriyor. Türkiye’nin Suriye, Irak, Libya, Tunus, Filistin, Katar vb. ülkelere doğrudan askeri ve siyasi müdahaleleri ve Afganistan, Pakistan, Azerbaycan ile iş birliğinin derinleşmesi bu bağlamda okunuyor. Neo-Osmanlıcılık fikri, İran İslam Cumhuriyeti’nin dış politika stratejisiyle son derece çelişkili. Çünkü neo-Osmanlıcılık İran’ın nüfuz ettiği “Şii Hilali” ile çakışıyor. Erdoğan’ın seçimlerde elde edeceği zafer, neo-Osmanlıcılık doktrininin devamı ve hatta daha yoğun bir biçimde uygulanması anlamına gelebilir.
- İran’la dostluk kurmak Erdoğan’ın düşünce sisteminde bir öncelik arz etmiyor. Türkiye için, Basra Körfezi’ndeki Arap ülkeleri, İsrail, Rusya, Avrupa ülkeleri ve ABD ile ilişkilerin İran’la tahsis edilecek bir ilişkiden çok daha önemli olduğu farklı zamanlarda tecrübe edildi.
- İki ülkenin dış politikaları mevcut iktidarların ve siyasi konjonktürün çok ötesindedir. Aralarında kuruluşlarından bugüne istikrarlı bir ilişki söz konusudur. Bu sebeple İslamcı blokun veya laik muhalefetin iktidara gelmesi bunu değiştirmeyecektir. Hatta belki de Orta Doğu’daki nüfuzu azalmış, Batı eksenli bir hükümetin iktidara gelmesi, İran’ın bölgesel nüfuz alanını güçlendirmesine de yardımcı olacaktır. (https://www.etemadonline.com/tiny/news-611767 )
Reformist Gazeteci
Abbas Abdi’nin
İtimad gazetesinde
“Erdoğan milletine faydalı olmuştur, biz de milletimize faydalı olmalıyız” başlığıyla yayınladığı köşe yazısında Türkiye’de 14 Mayıs’ta gerçekleşen seçimlere yönelik önemli gördüğü birkaç hususu dile getirdi. Erdoğan’ı konumlandırdığı yere bakılacak olursa, istikrar söylemi komşu İran’da da karşılık bulmuş durumda.
İran Gazetesi, “Erdoğan: Dış Politika Değişmez” başlığıyla girdiği haberinde Erdoğan’ın yeniden iktidar olması hâlinde mevcut politikalarını sürdüreceğini belirtti.
Üstelik bu fikrin bir reformist tarafından sahiplenilmesi oldukça ilginç. Abdi, Erdoğan’ın Türkiye’de barışçıl bir hava estirdiği, askeri vesayeti bitirdiği ve değerler siyasetini muhalefetin dahi benimseyebileceği bir trend haline getirdiğini söylüyor. NATO üyesi olmasına rağmen ülkeyi NATO’dan bağımsız bir aktör olarak konumlandırdığını, istikrarlı bir büyüme sağladığını savunuyor. Parlamentoda üstünlüğü elde ettiği için ikinci turda avantajlı olduğunun da altını çiziyor.
“Adaylardan hangisi İran için daha iyi olur diye soruyorlar. Bu konuda net bir şey söyleyemeyiz. Önemli olan siyasi olarak istikrarlı ve güçlü bir ülkenin yanımızda olması ve o ülkenin liderlerinin halkının iyiliğini düşünmesi. Erdoğan milletine faydalı olmuştur, mühim olan da bu, biz de aynı yolu izlemeliyiz.” (
https://www.etemadonline.com/tiny/news-613229 )
İran Gazetesi,
“Erdoğan: Dış Politika Değişmez” başlığıyla girdiği haberinde Erdoğan’ın yeniden iktidar olması hâlinde mevcut politikalarını sürdüreceğini belirtti. (
https://irannewspaper.ir/8187/4 ) Devrim Rehberine yakın
Keyhan gazetesi ise İran’daki Müslüman liberallerin AK Parti’nin iktidara geldiği ilk yıllarda onu desteklediklerini hatırlattı. Ardından İran’ın, Erdoğan’ın Irak ve Suriye’deki politikalarının zararlı sonuçlarına katlandığı ve sabırlı bir politika izleyerek gelişmeleri takip ettiği yorumuna ve Erdoğan’ın alacağı yenilgiden en çok Batı’nın memnun olacağı değerlendirmesine yer verdi.
İran basını ikinci turda da Türkiye’deki seçimleri izlemeye devam edecek. Zira yeni cumhurbaşkanının Orta Doğu, Kafkaslar ve Batı ile kuracağı ilişkiler İran’ı da yakından ilgilendiriyor.
Ayrıca
haberde Türkiye’deki seçimlerin; Türkiye’nin NATO ittifakındaki rolünü, ülkenin ABD, Avrupa Birliği ve Rusya ile ilişkilerini, göçmen politikasını, Ukrayna savaşındaki rolünü ve Doğu Akdeniz dahil Avrupa ve Orta Doğu’nun güvenliğini de doğrudan etkileyeceği değerlendirmelerinde bulunuldu.
İran Radyo ve Televizyon Kurumunun bünyesinde yayın yapan
Cam-ı Cem gazetesi, bazı siyasi gözlemcilerin, Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi durumunda, ittifak üyeleri arasında ortak payda olmaması nedeniyle, birbirlerinden farklılaşabileceklerini ve bunun da Ankara’nın iç ve dış politikası üzerinde olumsuz etkiler bırakabileceğini gündemine taşıdı.
Gazeteye göre halkın Millet İttifakı’ndan büyük beklentilerinin olması çekinceleri olmadığı anlamına gelmiyor. Birçok kişi bu ittifakın asıl amacının Erdoğan’ı devirmek olduğuna inanıyor, ancak bu hedef gerçekleştirildiği takdirde ortak bir politika geliştirilemeyeceği üzerinde duruluyor. (
https://www.jamejamdaily.ir/Newspaper/item/173754 )
İran basını ikinci turda da Türkiye’deki seçimleri izlemeye devam edecek. Zira yeni cumhurbaşkanının Orta Doğu, Kafkaslar ve Batı ile kuracağı ilişkiler İran’ı da yakından ilgilendiriyor. Hem İran-Türkiye ilişkilerinin geleceği hem de Türkiye’nin bölge ülkeleri üzerindeki nüfuzu bu ilgiyi arttırıyor.