Bu yazıyı değerli arkadaşım Mert Uzunsoy ile birlikte yazdık. Yazıya ona teşekkür ederek başlayayım. 3 hafta önce 2011 seçimlerinde bu yana CHP’nin aldığı oy oranlarının ilçe bazlı bir analizini yaparak, CHP’nin coğrafi sıkışmasına işaret etmiştik. Yazının sonucunda CHP’nin taban genişletmek için ihtiyaç duyduğu coğrafi yayılma gereğinin ancak Türkiye’nin içinde bulunduğu kültürel ve mekânsal kutuplaşmanın bunu zorlaştığının altını çizmiştik. Bu yazımızda ise benzer bir analizi AK Parti için yapacağız. AK Parti’nin 2002 yılından bu yana gösterdiği seçim performansını ilçeler bazında inceleyeceğiz. Türkiye’nin yönetiminde 20 yıldır söz sahibi olan bir siyasi partinin 2002’den günümüze kadar yapılan seçimler üzerinden sandıkta başından geçenleri, iktidarda kalma başarısını analiz etmeyi planlıyoruz. AK Parti, 3 Kasım 2002’de yapılan genel seçimler ile beraber seçmen karşısına ilk defa çıktı ve o seçimde tek başına iktidara gelme başarısı gösterdi. O günden bu yana 2015 ve 2018 seçimleri hariç mecliste tek başına çoğunluk sağlamayı başardı. 2018’den beri ise MP ile içinde bulunduğu tam mutabakat durumu sayesinde mecliste herhangi bir engelle karşılaşmadan yasama yetkisini kullanıyor. TÜM TÜRKİYE’NİN PARTİSİ AK Parti en az seviyede 2002 seçimlerinde olmakla beraber o günden bu yana girdiği her seçimlerden Türkiye’deki ilçelerin ezici çoğunluğunda birinci veya ikinci parti olmayı başarmış. AK Parti’nin seçim başarısının temel kaynağı tüm coğrafyalardan oy alabiliyor olması. Yukarıda görülen grafikte AK Parti’nin seçimlere göre kaç ilçede birinci ve ikinci sırada yer alamadığı ilçelerin sayılarını derledik. Buna göre 2002’den 2015 Haziran seçimlerine gelinen süreçte ilk iki sırada yer alamadığı ilçe sayısı devamlı azalmış ve 2011 seçimlerinde 10 ilçeye kadar gerilemiş durumda. 2015 Haziran seçimlerinde HDP’nin doğu bölgelerinde aşırı güçlenmesi, Hüda-Par’ın seçime katılmasıyla sayı 22’ye yükselmiş ancak ardından 2015 Kasım seçimlerinde tekrar 2011 seviyesine gerilemiş. Son genel seçim olan 2018’de ise MHP’nin AK Parti’den bazı ilçelerde çok fazla oy almasıyla birkaç ilçede daha AK Parti üçüncü sıraya geriliyor ve sayı 16’ya çıkıyor. Yukarıdaki grafiğin bir de tersine bakalım. Seçimlere göre AK Parti’nin ilçelerde ilk iki sırayı alma oranına bakacak olursak dikkat çekici bir performans görülüyor. 2018 seçimlerinde AK Parti ilçelerin neredeyse %99’unda ya birinci ya da ikinci partiymiş. 2002: %84,3 2007: %95,1 2011: %98,94 2015 H: %97,74 2015 K: %98,87 2018: %98,6 Cumhuriyet tarihi boyunca seçimlerde tek başına iktidara gelme başarısı gösteren ANAP, DP ve AP’nin AK Parti kadar geniş bir coğrafyada var olup olamadığını incelemek için geçmişten bazı seçimlerde partilerin ilk iki sırada yer alamadığı ilçe sayılarını belirledik ve karşımıza şöyle bir sonuç çıktı. 1983 ANAP: 59 ilçe (%90,4) 1969 AP: 48 ilçe (%91,7) 1954 DP: 20 ilçe (%93,5) Çok partili sistemde tek başına iktidara gelmeyi başaran üç siyasi partinin en yüksek oy oranına ulaşabildikleri seçimlerde geniş bir coğrafyaya dağılabildiğini görüyoruz ancak hiçbiri AK Parti kadar büyük yayılma gösterememiş. İki neden olabilir: AK Parti’nin karşısındaki muhalefet bloğunun Türkiye geneline yayılamıyor olması. 2002’den AK Parti’nin mecliste grup kurma imkanı bulan partilerin oy dağılımını incelediğimizde her birinin belli bölgelerde çok düşük oy aldığını hatta bazı ilçelerde 0 çektiğini görüyoruz. AK Parti her bölgeden oy alabiliyorken HDP Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde yok denecek seviyede zayıf. Keza CHP doğu bölgelerde ve İç Anadolu’nun belli yerlerinde ortalamanın çok altında. İşte bu tablo AK Parti’nin ülkenin %99’luk kesiminde ya birinci ya da ikinci parti olmasında büyük bir etken. Bir diğer neden ise 2002 öncesinde mecliste yer alan birkaç partinin çok oy kaybederek siyaset sahnesinden silinmeleri. DYP, DSP, ANAP, FAZİLET gibi partilerin zaman içerisinde erimesi, kapatılması ve bu partilere oy veren seçmenlerin büyük çoğunluğunun AK Parti’ye yönelmesi durumu AK Parti’nin ülke genelinde oy oranının dengeli bir şekilde artmasına katkı sağladı. Tabi burada %10 barajının katkılarını da unutmamak lazım. Mevcut siyasi aritmetikte dahi AK Parti ile hiçbir parti tüm bölgelerde rekabet edebilir seviyede değil. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde HDP-AK Parti, Orta Anadolu’da MHP-AK Parti, batı kıyılarda ve Trakya’da CHP-İYİ Pari-AK Parti rekabetini gözlemleyebiliyoruz. AK PARTİ’NİN KALELERİNDE DEĞİŞİMİN YÖNÜ NE? AK Parti’nin 2002 yılından bu yana yapılan genel seçimlerde en yüksek oy oranına ulaştığı seçim 2011 genel seçimleri oldu.  Bu seçimde Türkiye genelinde %49,98’lik oy oranı elde etmişti. Aşağıdaki grafikte 2011 seçimlerinde en yüksek oy oranına ulaştığı 100 ilçenin 2018 seçimlerine geldiğimizde değişimini ortaya koyduk. Grafikte çarpıcı değişimler mevcut. İlk olarak bu grafikten AK Parti adına yapacağımız analizlerden başlayalım. AK Parti, 2011 seçimlerinden 2018 seçimlerine gelindiğinde Türkiye genelinde %7,42 oranında oy kaybediyor ancak yüksek oy aldığı 100 ilçede durum çok daha farklı. İlk 100 ilçede 2011-2018 arasında oy kaybı %15,65 oranında. Görüldüğü üzere AK Parti, güçlü olduğu bölgelerde ciddi bir oy kaybı yaşamış. PEKİ BU OYLAR KİME GİDİYOR? Grafikte görüldüğü üzere tüm muhalefet partileri 2011’e göre oy artırmış durumda. MHP’nin bu ilçelerde oy arttırmasını AK Parti-MHP ittifakının iki parti arasında oluşturduğu söylem ve eylem birliği ile açıklamak mümkün ancak MHP’nin bu bölgelerde oy oranını %100’den fazla artırması çok ekstrem bir değişim. MHP’nin İYİ Parti’ye oy kaybettiği gerçeğini de göz önüne aldığımızda AK Parti’den MHP’ye geçişin ne kadar fazla olduğunu tespit edebiliyoruz. Bahsettiğimiz bölgelerde CHP’nin değişimi de Türkiye genelinin aksine bir değişim gösteriyor. 2011 seçimlerinde ülke genelinde %25,98 oy oranı elde eden CHP, 2018 seçimlerinde oy oranını %22,8’e düşürdü. Türkiye genelinde CHP’nin oyları 2011-2018 arasında %3,18 oranında düşerken AK Parti’nin yoğun oy aldığı ilçelerde %1,44 oranında artmış. Bu detay önümüzdeki dönem için çok kıymetli bir veri olarak karşımızda duruyor. CHP, yıllar sonra bir genel seçimde AK Parti’den oy almayı başarıyor. 2019 yerel seçimlerinde de 2018 seçimlerinde rastladığımız bu davranış biçiminin benzerini 2019 yerel seçiminde İstanbul’da, Ankara’da, Hatay’da gördük. Birkaç örnekle açıklayalım;
  1. İstanbul’da Gaziosmanpaşa’ya bağlı Barbaros Hayrettin Paşa mahallesini ele alalım;
2018 MV: AK PARTI+MHP+HÜDAPAR: %72,73 2019 İBB: AK PARTI: %68,07 2018 MV: CHP+İYİ+HDP: %25,39 2019 İBB: CHP: %28,49
  1. Ankara’nın Mamak ilçesinin Misket mahallesinde ise sonuçlar şöyle;
2018 MV: AK PARTI+MHP+HÜDAPAR: %72,6 2019 ABB: AK PARTI: %66,58 2018 MV: CHP+İYİ+HDP: %26,36 2019 ABB: CHP: %31,31
  1. Hatay/Antakya’da Akasya mahallesinin sonuçları;
2018 MV: AK PARTI+MHP+HÜDAPAR: %81,27 2019 HBB: AK PARTI: %73,84 2018 MV: CHP+İYİ+HDP: %16,61 2019 HBB: CHP: %24,53 Örneklerde de görüldüğü üzere AK Parti seçmeni son iki seçimdir muhalefet partilerine oy verme davranışı ortaya koyabiliyor. HDP SEÇMENİ AK PARTİ’DEN UZAKLAŞIYOR MU? Cevap evet değil, ancak hayır da değil. HDP seçmeni 2015 Haziran seçiminden bu yana yapılan iki genel seçimde AK Parti’ye desteğini artırmış görünüyor. 2015 Haziran seçiminde Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde AK Parti’nin oy oranı %19 iken sonrasında yapılan iki seçimde AK Parti %28 oranına yükseliyor. Çözüm sürecinden önce yapılan 2011 seçimlerine AK Parti’nin bölgedeki oy oranı %38 oranındaymış. Net bir şekilde görmekteyiz ki AK Parti ile Kürtlerin artık eskisi kadar samimiyeti yok. Yazımızın başında AK Parti’nin Türkiye’nin her noktasından oy aldığını ve iktidarını bu aritmetikle sürdürebildiğini söylemiştik. 2015 Haziran seçimlerinde AK Parti Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bazı ilçelerde oy oranını o kadar düşürdü ki ülke barajı olan %10 oranının dahi gerisine düştü. AK Parti, 2015 Haziran’da 36 ilçede, 2015 Kasım’da 22 ilçede, 2018’de ise 6 ilçede %10 oranının gerisinde kaldı. AK Parti, 2015 Haziran-2018 seçimleri arasında bölgede oy kazanmış ancak hala daha eski gücünde değil bölgede ve ek olarak diğer partiler bölgede güçlenmeye başladı. CHP kurduğu doğu masası ile bölgenin ve Kürtlerin sorunlarıyla seneler sonra yakından ilgileniyor, Hüda-Par seçimlerde bölgenin etkili bir faktörü olmaya başladı, yeni kurulan siyasi partiler bölgede teşkilatlanmalarını tamamladılar veya tamamlamak üzereler. DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin bölgede AK Parti kadrolarından bazı isimlere teşkilatlarında yer veriyor olması AK Parti için bölgede bir hayli sıkıntılı süreci başlatabilir.
  1. Artık Kürtlerin birçok alternatifi var.
  2. İttifakların veya partilerin 2023 seçimlerinde başarıya ulaşabilmeleri için Kürtlere ihtiyacı var.
Yukarıda belirttiğimiz iki gerçeklik Kürt coğrafyasında seçim aritmetiğinin hiç alışılmadık bir şekilde değişmesine yol açabilir. AK Parti’nin bu değişimlerden ekonomik ve demokratik gelişmelere göre olumlu ya da olumsuz etkilenmesi söz konusu. MUTSUZ AK PARTİLİ SANDIĞA GİTMİYOR Bu başlık altında paylaşacağımız veri bize kalırsa Erdoğan’ın en büyük başarısı ve muhalefetin de en büyük zorluğu. Neredeyse 20. yılına geldiğimiz AK Parti iktidarında zaman zaman ekonomik problemler, yönetimsel veya daha başka sorunlar insanları zorluyor ve iktidara karşı bir tepki koyma sonucunu ortaya çıkarıyor. Aşağıdaki grafikte 2002’den bu yana yapılan genel seçimleri ve AK Parti’nin son dönemde oy kaybettiği seçimlerde katılımın genel ortalama ile AK Parti’nin en çok oy aldığı 100 ilçede yerlerinde nasıl değişim gösterdiğini görüyoruz. AK Parti’nin oy oranını artırdığı seçimlerde yoğun oy aldığı yerlerde katılımın ortalamanın hep üzerinde seyrettiğini görüyoruz ancak oy kaybettiği seçimlerde yoğun oy oranına sahip olduğu yerlerde katılımın ortalamanın altına düştüğünü görüyoruz. AK Parti seçmeni partisinden memnun olmadığı zamanlarda diğer partilere yönelmekten ziyade seçime katılmamayı tercih etmiş önceki seçimlerde. Ancak bu davranış biçimi 2019 yerel seçiminde büyükşehirlerde kırıldı. AK parti, bu kitleyi muhalefete kaptırırsa önümüzdeki süreçte seçim kazanmakta daha da zorlanacaktır. Hele ki AK Parti’den ayrılan siyasi partiler sandığa gitmemeyi tercih eden seçmeni ikna edebilir önümüzdeki seçimlerde.