Türkiye, baharı / tünelin ucunu 31 Mart yerel seçimlerinde görmüştür. Seçimlerin sonuçlarının kesinleşmesi, özellikle İstanbul’da önceki seçimlerle karşılaştırmalı oldukça sancılı olsa da, muhalefet bloğunun zaferi ile sonuçlanmıştır diyebiliriz. Bu yazının amacı, seçim sonuçlarının mutluluğunu daha pek yaşamadan erken olarak görülse de, bundan sonraki sürecin önemine vurgu yapmaktır. Muhalefet bloğunun yöneteceği nüfus Yerel seçim sonucu özellikle CHP olmak üzere muhalefet bloğuna önemli bir fırsat sunmuştur. CHP’li belediye başkanlarının yöneteceği nüfus, büyükşehirlerde (büyükşehir belediye başkanı olarak) 36.929.380’dir (büyükşehir belediyeleri nüfusunun %58,16). Bu nüfusun, 17.671.733’ünü (%27,83) CHP’liler, hem büyükşehir hem de ilçe belediye başkanı olarak birlikte yönetecekler. Büyükşehir belediye başkanlığını diğer partilerin, CHP’nin ise ilçe başkanlıklarını kazandığı (2.725.9322 - %2,29) nüfus olarak bakıldığında bu sayı 39.655.303’e (%62,45) çıkıyor. CHP’li 10 il belediye başkanının yöneteceği il merkezinin nüfusu 997.323’tir (il merkezleri nüfusuna oranı, %13,35), CHP’li başkanlar 60 ilçede yönetecekleri nüfus 1.037.617’dir (ilçe merkezleri nüfusuna oranı, %22,09). CHP’li belediye başkanları, 82.003.882 olan (2018) Türkiye toplam (köyler dahil) nüfusunun 41.690.243’ini (%50,84) yönetecekler (köyler hariç %55,10). (Bu rakamlar içinde belde belediyeleri yok). Ayrıca, muhalefet bloğu içindeki HDP’li başkanların yöneteceği belediyelerin nüfusu ile Kırklareli ve Tunceli’yi de dahil edersek, muhalefet bloğunun yöneteceği nüfus (büyükşehir ve il belediyeleri) % 60,36’dur. Cumhur İttifakını oluşturan AKP ve MHP, büyükşehir ve il merkezi belediyeleri toplam nüfusunun %39,64’ünü yönetecekler. Özetle muhalefet bloğu, ulusal iktidar için yeterli bir nüfusa / seçmene hizmet verecek duruma gelmiştir. 31 Mart 2019 seçimlerinin anlamı, iktidar karşıtı muhalefet bloğunun, belki belediye başkanlığı sayısı olarak değil ama, yönetilecek olan nüfus olarak, başarılı olduğudur. 2017 anayasa referandumu, 2018 Cumhurbaşkanlığı / Milletvekilliği seçimleri ardından Türkiye baharı / tünelin ucunu bu seçimlerde gördü. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimleri bağlamında düşündüğümüzde, bu sayı / oran iktidar olmak için yeterli olacaktır. Yapılması gereken bundan sonraki süreçte bu bloğun sadece devam ettirilmesi değil, güçlendirilmesidir. Yani başarılı belediye yönetimleridir. Baharın, yalancı değil gerçek olmasının sağlanması gerekiyor. Böyle bir bahar 1989’da görüldü; ama arkası getirilemedi. Gerçi bu dönem umutlu olmak için gerekçeler var, çünkü bayrağı taşıyacak olanlar (belediye başkanları) tecrübeliler ve şimdiye kadarki süreci başarılı yönettiler. Ancak yine de dikkatli olmak gerekiyor. Heterojen blok Baharın getirilmesinin öncü / toparlayıcı gücü CHP, övünebilir ama tek başına CHP değil. CHP, yerel seçimlerde başarıyı getirecek bir iktidar bloğu oluşturabildi (belediye başkan ve meclis üyelerinin belirlenmesi sürecine ilişkin kritiği sonraki yazılara bırakıyorum). Ancak bu, bir arada tutulması zor bir blok. Belediye başkanlarının çoğunluğu CHP’li olduğuna göre, bu bloğun bundan sonraki süreçteki lideridir de diyebiliriz. Blok içinde HDP’ye oy verenler de var; İyi Parti’ye oy veren milliyetçiler de. Bir de CHP’nin tabanındaki ulusalcı seçmenler. Ortak karşıtlık, AKP iktidarının uygulamalarıdır diyebiliriz. Ekonomik krizle yükselen iktidar karşıtlığı, bu bloğun güçlenmesine katkı sağlamıştır. İktidar bloğu, seçim öncesi ve sonrasındaki pratiği ile, gerilemesini durduramayacak görünüyor. Ekonomik kriz derinleşiyor; anti-demokratik uygulamalar sürdürülüyor. Toparlanması zor görünüyor. Yalancı bahar olmasın Ancak iktidarın yanlışları, muhalefet bloğunun iktidar olması için yeterli değildir. İktidardan daha iyi seçenek olduklarını yereldeki uygulamaları ile göstermeleri gerekiyor. İşte 31 Mart 2019 yerel seçimleri heterojen muhalefet bloğuna ve bu bloğun önderi CHP’ye bu olanağı sunmuştur. Ankara, İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok büyükşehir belediyesinin kazanılması önemli olsa da, demokrasi ve ekonomi olarak Türkiye’nin yeniden inşası için, bu başarı yeterli değildir. Bu başarının, belediye uygulamaları ile sürdürülmesi gerekmektedir. Yereldeki başarı, ulusal iktidara yürüyüşe dönüştürülemez ise, anlamı kalmaz. Ne yapmalı, gelecek yazılara…