İçe dönüklüğün ve dışa dönüklüğün fizyolojisi
Politikyol
Düz mantıkla düşündüğünüzde dışa dönük bir bebeğin daha gürültülü olacağı size rasyonel gelebilir. Halbuki gerçek böyle değil. İçe dönük-dışa dönük ayrımının fizyolojisini anlayabilmek için soyut teorilerden çok nörobilimcileri takip etmek gerek.
Karakter oluşumunun temelinde sosyal faktörler olduğu gibi fizyolojik faktörler de vardır. Bazı karakter özelliklerine eğilim doğuştan gelebilir. İçe dönüklük ve dışa dönüklüğe ilişkin çeşitli teoriler bu yöndedir.
İçe dönüklük ve dışa dönüklük arasındaki farklılıkları incelemeye bebeklik döneminden başlamak icap ederse Susan Cain'in Quiet: The Power of Introverts adlı eserinde bu konuda ilginç tespitlerden söz ettiği söylenebilir.
Her ne kadar düz mantıkla düşünüldüğünde dışa dönük bir bebeğin daha gürültülü olacağı ön yargısı kulağa rasyonel gelse de gerçek böyle değildir, içe dönükler dış uyaranlara karşı daha hassastır. Bu hassasiyet içe dönük bebekleri değişime daha tepkili hâle getirir.
Fizyolojik olarak kilit farklılıklardan biri dopamindir. Dopamine karşı duyarlılığın içe dönükler ve dışa dönükler arasında değişkenlik gösterdiği bilim camiasında uzun zamandır savunulan bir tezdir. Örnek olarak bir araştırmada (link: https://psycnet.apa.org/record/1998-10145-003) d2 reseptörleri dışa dönük ve içe dönük bireylerde farmakolojik olarak bloke edilmiştir ve içe dönüklerin d2 reseptör aktivitesinde farmakolojik olarak indüklenen değişikliklere çok daha duyarlı olduğu tespit edilmiştir.
Binaenaleyh dopamine daha duyarsız olan dışa dönükler sürekli dopamin seviyelerini yükseltebilmek adına uyarılma ihtiyacı hissederlerken dopamine duyarlı İçe dönüklerde sürekli uyarılmak yorucudur.
Buna karşılık serebral kan akışını düzenleyen asetilkolin yolağının introvertlerde daha aktif olduğunu savunan teoriler de mevcuttur. Bunu daha iyi anlayabilmek adına Juan-Martin Picardi'nin The Biochemical Story Behind Introversion adlı makalesi aydınlatıcı olabilir.
Makaleden bu maddelerin ikisinin de iyi hissettirdiği ancak yolaklarının ve iyi hissettirme "biçimlerinin" farklı olduğu anlaşılır. Dopamin öz güven yükseltir, dış dünyada bir şeyler başardığınızda aldığınız ödüldür. Asetilkolin ise rahat rahat bir işe odaklanıp, entelektüel aktivitelerle zaman geçirdiğinizde gelen hoşnutluk hissi ile bağlantılıdır.
Bu açıdan bakıldığında dışa dönüklerde daha aktif olan dopamin yolağının daha kısa olması şaşırtıcı değildir zira içe dönüklerin bir fikir beyan etmeden önce bile uzun süre düşünüp taşınması icap eder.
Gel gelelim "reseptör bloke etmek gibi kompleks yöntemler dışında dış uyarana karşı duyarlılık - duyarsızlık nasıl test edilebilir?" diye sorarsanız ve alacağınız cevap Hans Eysenck'in tükürük testi gibi bir cevap olursa bu cevaba temkinli yaklaşmanızda fayda olacaktır.
Daha az dış uyarana ihtiyaç duyan İçe dönüklerle daha fazla dış uyarana ihtiyaç duyan dışa dönüklerin arasındaki farkın tükürük üretimi ile ölçülebileceği fikri ilk etapta mantıklı gibi gelebilir (uyaranlara daha duyarlı olan İçe dönüklerin daha fazla tükürük üretmesi beklenir) lakin bazı araştırmalar teoride mantıklı olsa da pratikte böyle bir durumun olmadığına işaret etmektedir. (örnek: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8334046/)
Nihayetinde içe dönük-dışa dönük ayrımının fizyolojisini anlayabilmek için soyut teorilerden çok nörobilimcileri takip etmek ve farmakolojik reseptör blokajı gibi yöntemlere ek olarak fmri, pet scan gibi yöntemlerle yapılmış çalışmaları incelemek rasyonel tavırdır.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi