Hendek’teki havai fişek fabrikasındaki patlamada 7 işçi ölmüştü. Enkazdan çıkan patlayıcıların imhası sırasında ise 3 jandarma göz göre göre ölüme yollandı. Denetimsizlik ve iltimas faciayı doğurdu. Çünkü patron MÜSİAD'ın şube başkanıydı. Bundan 2 yıl önce, 3 Temmuz 2020 tarihinde Sakarya Hendek’te Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda yaşanan patlamada 7 işçi hayatını kaybetti, 127 işçi de yaralandı. Enkazdan çıkan patlayıcıların imhası sırasında ise jandarma personeli göz göre göre ölüme yollandı. Taş ocağında yaşanan patlamada 3 jandarma personeli taşıma sırasında hayatını kaybetti. Denetimsizlik, kağıt üstünde kalan sözde önlemler, vurdumduymazlık ve elbette ki siyasi iltimas faciayı doğurdu. Çünkü fabrikanın patronu Yaşar Coşkun AKP'nin arka bahçesi MÜSİAD'ın Sakarya şube başkanıydı. Sendikasız, güvencesiz, kuralsız çalışma ortamının veya yandaş 'sarı sendika' ile kurulan ilişkilerin meyvelerini toplayan sermaye cephesi, iş güvencesinin ve iş güvenliğinin olmadığı esnek çalışmanın, kayıtsız istihdamın, emek sömürüsünün yaygın olduğu bu güvencesiz çalışma ortamında gönüllü veya paralı sözcüleriyle birlikte dilediği gibi at koşturabiliyor.
Hendek’te işçi ailelerinin mücadelesini üstlenen Avukat Can Atalay, Gezi davasında 18 yıl hüküm giydi ve tutsak edildi. Olası kasıtla 7 işçinin hayatını kaybetmesine sebep olan patronlardan daha fazla bir cezaya çarptırıldı.
İşte bürokrasiyi 'alaşağı' etmiş, vurdumduymaz bir işveren dilediği gibi at koşturamasın, işçi aileleri adalete susamasın diye davayı avukat Can Atalay büyük bir azim ve emekle takip etmekteydi. Hendek, 2 yıldır bir adalet mücadelesine şahit olmaktaydı. Tıpkı Soma'da, Ermenek'te olduğu gibi... Hendek’te patlamanın yaşandığı fabrikanın patronları Ali Rıza Coşkun ve Yaşar Coşkun onca adalet mücadelesi karşısında 16 yıl 3 ay ceza aldı. Avukat Can Atalay'ın Hendek davasında görülen bir duruşma öncesinde basına yaptığı açıklama ise ders niteliğindeydi. "Bu işçi sınıfımızın, emekçi halkımızın davası. Türkiye'de en ucuz maliyet kalemi işçi canı. Soma'da da bu böyleydi, Ermenek'te de böyleydi, burada da böyle. Türkiye'de en ucuz şey işçi canı olmasın diye uğraşıyor buradaki insanlar. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Buradaki insanların acısı dinmez. Buradaki insanlar kendileri için değil, bu ülkenin emekçi halkı için mücadele ediyor." Hendek’te işçi ailelerinin mücadelesini meslektaşları ile birlikte büyük bir azimle üstlenen Avukat Can Atalay, Gezi davasında Mücella Yapıcı ve arkadaşlarıyla birlikte 18 yıl hüküm giydi ve tutsak edildi. Olası kasıtla 7 işçinin hayatını kaybetmesine sebep olan patronlardan daha fazla bir cezaya çarptırıldı. Adaletsiz saraylarda bunca adalet arayışının elbette bir bedeli olacaktı. Avukat Can Atalay'ın ve Hendek'te yakınlarını kaybeden ailelerin mücadelesine saygıyla...