Bir yanda Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu gibi masayı dağıtmakta önemli rol oynayan kurmaylarıyla İYİ Parti, diğer yanda Bahadır Erdem, Aytun Çıray gibi sorun çözen, aklı selim bir İYİ Parti var. Bunlardan hangisi Erdoğan’ın “yerli ve milli” muhalefet ajandasına hizmet ediyor, anlamak zor değil.
30 Mart tarihli yazımda Erdoğan’ın ve onu da aşan bir güç merkezi olarak
Yalı Partisi’nin muhalefete ve seçimlere şekil verme çabasından bahsetmiştim. Başarısının en önemli sırrı karşısındaki kitleyi bölmek olan ve bu çabasını saklama gereği bile duymayan Erdoğan Aralık 2020’de ne demişti:
“Her şey gibi muhalefetin de yerli ve millisini ülkemize kazandırmak inşallah bize nasip olacaktır.” Bizlere “yerli ve milli” muhalefet kazandırmak için acaba neler yapmaktaydı Erdoğan? Buradan yola çıkarak, yapbozun
sol kısmındaki parçaları birleştirmeye “Müesses nizamin İnce’den oyunları” başlıklı yazıda başlamıştık.
Bir yanda aksini göstermeye çabalasa da uzlaşmaya hiç gönlü olmayan, kelime oyunlarıyla kamuoyuna CHP’den kendisine teklif yapılmadığı veya HDP’ye bakanlık verileceği yönünde yalanlar söylemekten imtina etmeyen – ancak mumu hep yatsıya kadar yanan-, Haziran 2022’de Memleket Partisi’nden toplu olarak istifa etmiş üst düzey kurmaylarını dahi peşine düşmeye ikna edememiş, kapasitesiz, projesiz, kadrosuz ve örgütsüz bir siyasi figürün – ne yazık ki Atatürk’ü kendine alet ederek – seçmen kazanma çabası vardı.
Diğer yanda ise İnce’yi adeta zil takıp oynayarak takip eden, “yerli ve milli” olması gerekçesiyle İnce’yi yere göğe sığdıramayan, alkış kıyamet destekleyen cumhur ittifakı bileşenlerini ve medyası. Atatürkçü ve “milli” seçmenler kime oy vereceklerini Melih Gökçek’ten mi öğreneceklerdi? Bu yaşadıklarımız gerçek miydi?
Kaynak:
https://twitter.com/yirmiucderece/status/1644618523522506753?s=20
Kaynak:
https://twitter.com/06melihgokcek/status/1641142755295387649?s=20
Aslında bu “sureti muhalifler” filmini çok kez gördük. Zamanın parlak (sözde) muhaliflerinden Metin Feyzioğlu ile aldatıldık, yetmedi son olarak Memleket Parti’sinde görevini icra eden teğmen Çelebi ile aldatıldık. Her biri misyonlarını tamamlayıp teker teker AKP saflarına katıldılar.
Erdoğan toplumu sistemli şekilde kutuplaştırırken yardımcı erkek oyuncu rolünü Oscar’lık seviyede yıllarca oynamış, “makbul” muhalif Baykal ile senelerimizi heba ettik. Şimdi de bayrağı, aklımızla alay edercesine, “iyi ki Erdoğan var da demokrasimizi yaşatabileceğiz” diyen kızı Aslı Baykal – kendisini babası gibi ustaca gizlemeyi başaramasa da – devraldı.
Maalesef, dolandırıcılardan uyuşturucu kaçakçılarına, deniz fenerinden ayakkabı kutularına kadar geniş bir yelpazede suçluların avukatı, Erdoğan’ın 3. kez cumhurbaşkanı olmasına destek veren numunelik hukukçu Ersan Şen gibi kurgusal muhalif karakterleri gerçek zanneden azımsanmayacak bir kalabalık hâlen mevcut.
Kaynak:
https://twitter.com/asliibaykal/status/1639912755279851522?s=20
Kaynak:
https://twitter.com/asliibaykal/status/1633702350614298625?s=20
Artık dersimizi alıp muhalif seçmenler olarak daha uyanık olmalıyız. İşte tam da bu nedenle, bugün yapbozun
sağına doğru İyi’ce bakacağız.
Hatırlayalım: Erdoğan’ın ilk “yerli ve milli” muhalefet oluşturma harekâtı Saadet Partisi (SP) hedefliydi. SP’nin karşı ittifakta olması, artık bir Erdoğan imzası hâline gelmiş, kutuplaştırma siyasetine taş koyup kimyasını bozuyordu.
Erdoğan bu strateji doğrultusunda, Oğuzhan Asiltürk üzerinden partiyi ele geçirmeye ve Karamollaoğlu’nu kurultayla devirip SP’yi Cumhur İttifakı’na katmayı denedi. Sonuç başarısız oldu. Şüphesiz Karamollaoğlu Cumhur İttifakı’na katılsaydı bir eli yağda öbür eli balda olacaktı. Ama o kişisel ikbalini değil, memleketin geleceğini düşünerek hareket etti ve gerektiğinde baskılara direnebildiğini gösterdi.
En sağdaki Saadet Partisi’nden az sola geldiğimizde, İYİ Parti için de benzer bir planın yürütüldüğünü düşünmek için elimizde yeterince veri var.
Son dönemde açıkça gördük ki, birbirinden neredeyse tamamen farklı iki İYİ Parti var. Masadan kalkan İYİ Parti ve masaya geri dönen İYİ Parti. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ittifakı dağıtma pahasına karşı çıkan İYİ Parti ve adaylığı destekleyen İYİ Parti.
İYİ Parti eski YİK ve GİK üyesi, son olarak Ortadoğu Politikaları Başkanlığı Danışmanlığı görevinde bulunan Bülent Gürsoy’un Altılı Masanın bozulması kararından sonraki istifa metninde göze çarpan detay şöyle: “
bu kararın hangi arka planla, hangi aktörler ve etkenlerle verildiğinin tarafımca anlaşılamaması, son 2 yılı aşkın süreçte kaynağı ve sebebi çözümlenemeyen kararlar alınması, ..., sonuçta da yıllardır verilen mücadelenin seçime aylar kalan bir süreçte heba edilmesi nedeniyle, İYİ Parti’den istifa ediyorum.” Peki soralım: Hangi aktörler? Hangi etkenler? Hangi arka plan?
Son dönemde açıkça gördük ki, birbirinden neredeyse tamamen farklı iki İYİ Parti var. Masadan kalkan İYİ Parti ve masaya geri dönen İYİ Parti. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ittifakı dağıtma pahasına karşı çıkan İYİ Parti ve adaylığı destekleyen İYİ Parti. Ülkücü eğilimleri baskın, MHP’nin yeni sürümü İYİ Parti ve merkez parti olma yolunda dönüşen İYİ Parti.
2022 Aralık ayında Nevşin Mengü’ye kulis bilgisi sızdırıp, Altılı Masayı yerden yere vuran, oylarımız düşüyor diye masayı suçlayan İYİ Parti ve kendi sızdırdıkları kulisi bir gün sonra yalanlayan bir diğer İYİ Parti. Bir yandan oylarımız düşüyor diye hayıflanan, bu düşüşün faturasını masaya kesen, bir yandan da oylarının %20’ye dayandığını iddia eden, hatta seçimlerden birinci parti çıkacaklarını iddia eden diğer İYİP var.
Bir yanda Koray Aydın ve Yavuz Ağıralioğlu gibi masayı dağıtmakta önemli rol oynayan kurmaylarıyla İYİ Parti, diğer yanda Bahadır Erdem, Aytun Çıray gibi sorun çözen, Altılı Masayı toparlayan, birleştiren kurmaylarıyla aklı selim bir İYİ Parti var. Bunlardan hangisi Erdoğan’ın “yerli ve milli” muhalefet ajandasına hizmet ediyor, anlamak zor değil.
Daha mart başında, Kübra Par’in “eğer Kılıçdaroğlu ile Erdoğan ikinci tura kalırsa Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek misiniz?” sorusuna “ona şimdiden bir şey söyleyemem” diyen Erhan Usta birinci İYİ Parti’nin amacını ortaya koydu. Ardından ikinci İYİP kurmaylarının her biri cumhur ittifakına ne bugün ne yarın asla katılmayacaklarına dair Twitter’da yeminler ettiler.
Ama seçmenin içine şüphe düştü bir kere.
Masa hızla toplandı, Kılıçdaroğlu’nun adaylığında anlaşıldı, İYİP’in taleplerinde makul bir orta yol bulundu ve Akşener’in arzusu üzerine Yavaş ve İmamoğlu kampanyaya dahil oldu derken tam rahatlayan muhalif seçmene elbette huzurla uyunan birkaç geceyi çok gördüler.
Akşener’in, Kemal Bey’in deyişiyle, “ülkücü damarı” tutup savrulduğu bazı zamanlar haricinde İYİP’i bir arada tutmak ve partinin tasarlanmasına dair oyunları bozmak için çaba gösterdiğini anlıyoruz.
Çelişkilerden yeterince başımız dönmemiş gibi, mantıklı düşünen kimsenin aklına yatmayan son gelişme kürsüden öfkeyle esip gürleyen ama her nedense ilk aşamada istifa da edemeyen Yavuz Ağıralioğlu’ydu.
Hatırlayalım: masanın yeniden toparlandığı 6 Mart günü, İYİP sözcüsü Kürşat Zorlu basın açıklamasını 1 saat ertelemişken, Yavuz Ağıralioğlu Bey istişare görüşmelerinin o anda sürdüğünü gayet iyi bilmesine rağmen, yetkisini aşarak, basının karşısına geçip “Meral Hanım bugün Altılı Masa toplantısına katılmayacak” beyanıyla resmen süreci sabote etmeyi denedi. Başarısız oldu.
Aynı gün Akşener masaya geri döndükten sonra Ağıralioğlu bir süre sessizliğini korusa da HDP’nin aday çıkartmama kararını açıklamasının ardından, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı yeniden harekete geçti. Olabildiğince çok gürültü çıkartarak partisini zor durumda bıraktı. Seçimi kazanmak isteyen bir muhalif olduğunu varsayarsak, argümanlarının tek bir akla yatan yönü yoktu.
Bir muhalif parti kurmayı diğer muhalif partiyi aday çıkartmadığı için hunharca suçluyor, HDP’nın ne bakanlık ne vekillik herhangi bir talebi olmadığını bilmesine rağmen “devletin şerefli makamlarını bölücülerin pazarlığı hâline getirdiler” diyordu. Bu ifadeleriyle Kılıçdaroğlu’nu yıpratarak, CB yardımcısı olacak Akşener’e de partinin geri kazanmaya başladığı seçmen güvenine de zarar veriyordu. Zaten amaç da buydu.
Uzlaşmanın âlâsı sağlanmışken, Ağıralioğlu’nun hâlen ve ısrarla Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “dayatma” diyerek itiraz etmesi, çözülmüş tüm konuları ısıtıp ısıtıp, bağıra çağıra servis etmesi en çok İYİP’in ikircikli algısını pekiştirdi.
Dün “kazanamayacak aday” diye itiraz ettikleri Kılıçdaroğlu’nun bugün basın toplantısı düzenleyip “kazanmasına” itiraz ediyordu apaçık. Kazanamasın diye de HDP üzerinden asılsız, temelsiz iddialarla saldırıyordu. Konuşmanın hemen ardından kerhen de olsa Kemal Bey’e oy vereceğini belirten Ağıralioğlu, aradan 3 gün geçtikten sonra Kemal Bey’e oy vermeyeceğini nihayet açıkladı.
Ama rahatlamadı. Bütün sertliğine rağmen Ağıralioğlu’nun açıklamalarının, Akşener’in ölümlü sıtmalı çıkışıyla aşılanmış seçmende beklediği etkiyi de yaratamadığı kesin. Yaprak kımıldamadı desek yanılmış olmayız. Parti içinden kendisine bir destek gelmedi. CHP ağırbaşlılığını korudu. Kılıçdaroğlu katıldığı canlı yayında, her zamanki nezaketiyle Ağıralioğlu’nun eleştirilerini anlayışla karşıladığını belirtti. Sade vatandaş olarak bizler de içini döktü diyerek konuyu hızla arkamızda bırakıp hayatlarımıza devam ettik. Ancak bu çabanın büyük resimde nereye oturduğunu değerlendirmekte fayda var.
Meclis kürsüsüne veda konuşmasında Kılıçdaroğlu Akşener’in bir mücadele verdiğini söylemiş ve ona güveninin altını çizmişti. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından, Akşener’in, Kemal Bey’in deyişiyle, “ülkücü damarı” tutup savrulduğu bazı zamanlar haricinde İYİP’i bir arada tutmak ve partinin tasarlanmasına dair oyunları bozmak için çaba gösterdiğini anlıyoruz. Krizin ardından ekranlarda artık sıklıkla Bahadır Erdem ve Bilge Yılmaz gibi ikinci İYİP’in değerli kurmaylarını görüyoruz. Dolayısıyla, Akşener’in seçiminin hangi İYİP’den yana olduğu aşikâr.
Peki ya Akşener başaramazsa? Seçmen masaya geri dönen İYİP’e oy verirse ama ya seçimleri diğeri kazanırsa? Meclis aritmetiğini bugünden kestirmek kolay değil. İYİP seçimden sonra MHP 2.0 olarak Cumhur ittifakıyla hükümet kurabilir mi? Bu riski gören seçmen İYİP’e aynı ölçüde güvenerek oy verir mi?
Peki ya Akşener başaramazsa? Seçmen masaya geri dönen İYİP’e oy verirse ama ya seçimleri diğeri kazanırsa? Meclis aritmetiğini bugünden kestirmek kolay değil. İYİP seçimden sonra MHP 2.0 olarak Cumhur ittifakıyla hükümet kurabilir mi?
Pazarlamada “positioning” yani konumlandırma çok önemlidir. Merkeze konumlanırken milliyetçi kanadı da geçerli bir hedef etrafında toplamak elbette mümkün. Ancak başarılı konumlandırma stratejik ve uzun vadeli hareket etmeyi gerektirir; her gün fikir değiştiremez, parti içinde farklı yöndeki dinamikleri kendi hâline bırakamazsınız.
İstikrarlı bir parti imajı, seçmen güveni ancak güçlü bir liderlikle, sağlam ve kararlı bir duruşla başarılabilir. Dünyaca ünlü yazar ve akademisyen Jeroen De Flander’in dediği gibi; “
Herkes için her şey olamazsınız. Kuzeye gitmeye karar verirseniz, aynı anda güneye gidemezsiniz.” Hem pencere kenarı hem koridor derken İYİP seçimlere ayakta girebilir. İYİP’in oylarındaki düşüş bir yana, kaybedilen bu seçmen millet ittifakı içinde kendine yer bulamayıp Memleket Partisi ve İnce gibi “sureti muhalif”lerde kendine kalıcı olarak yer bulursa seçimlerin kaybedilmesine sebebiyet verebilir.
Çatlak sesler ve krizler için daha fazla kredisi kalmayan Akşener ve İYİP kaybettiği seçmen güvenini ve oyları geri kazanmak için süratle çizgisini netleştirmeli, safları sıklaştırmalı ve müesses nizamın henüz tüm piyonlarını sahaya sürmemiş olabileceğini akılda tutarak partiye zarar veren isimlerle yollarını ayırmalıdır. Çünkü İYİP’in başarısı seçimin kaderini belirleyecektir.
Referanslar:
Barış Terkoğlu 'Kılıçdaroğlu'na karşı yalı partisi' planını anlattı
https://www.youtube.com/watch?v=L-Il0yZTLlk
Kılıçdaroğlu’na karşı ‘Yalı Partisi’ yazısına erişim engeli
https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/sedat-peker-hatirlatmis-terkoglunun-yazisi-gundemi-sarsmisti-kilicdarogluna-karsi-yali-partisi-yazisina-erisim-2065608
Müesses nizamın İnce’den oyunları
https://www.politikyol.com/__trashed-9/
Bahçeli'den Akşener'e ikinci çağrı: 'Dön evine, bitsin bu çile'
https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-55440178
Saadet Partisi'nde deprem; Oğuzhan Asiltürk, Karamollaoğlu'na karşı 'kongre' harekâtı başlattı, hedef Cumhur İttifakı'na katılmak!
https://t24.com.tr/haber/saadet-partisi-nde-deprem-oguzhan-asilturk-karamollaoglu-na-karsi-kongre-harekati-baslatti-hedef-cumhur-ittifaki-na-katilmak,959332
Ersan Şen'in dolandırıcılardan uyuşturucu kaçakçılarına uzanan avukatlık geçmişi ortaya çıktı
https://www.gercekgundem.com/gundem/ersan-senin-dolandiricilardan-uyusturucu-kacakcilarina-uzanan-avukatlik-gecmisi-ortaya-cikti-414015
AKP'li Yayman: 'Saadet Partisi'nin yeri milletinin yanı, Cumhur İttifakı'nın içidir'
https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/akpli-yayman-saadet-partisinin-yeri-milletinin-yani-cumhur-ittifakinin-icidir-1944687
Cumhur İttifakı da Millet İttifakı da rahat olsun bizim yerimiz belli.
https://www.gazeteduvar.com.tr/iyi-partinin-14-mayis-iddiasi-80-milletvekili-alti-sasirtir-90-uzeri-sevindirir-haber-1610954