Hamas büyük yalnızlık yaşıyor. Bu nedenle Suriye’ye tekrar dönme ihtiyacı ortaya çıktı. Ve örgütün Siyasi Büro üyesi Halil el Hayye geçtiğimiz günlerde Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat ile görüştü.  Arap – İslam ülkelerinin geçmiş yıllarda Filistin davasına bakışını ya da pratiğini İsrail’in en yakın müttefiki ABD ile ilişkileri belirliyordu ve bu nedenle Arapların Filistin halkına olan desteği 1948’den bu yana hiçbir zaman için “aç kalmamaları için” yapılan maddi yardımdan öteye geçemedi. Öyle ki Filistin halkının / Filistin’in hakları için diplomatik sahada bile bir varlık ortaya konamadı. Filistinliler Batı’nın elinde de Arap tiranlarının elinde de gerektiğinde kullanılabilecek siyasi malzeme olmaktan öteye geçemedi. Filistin’e somut destek denilince akla ilk gelen iki ülke İran ve Suriye oldu. Suriye, Filistinliler için hayatın zehir olduğu 1948’den bu yana güvenilir limandı. Yıllar içerisinde Suriye’ye göçen Filistinlilerin sayısı 600 bine yaklaştı. 2011 yılında Suriye’de Şam (Yarmuk, Jaramana, Sbeni), Humus, Lazkiye ve diğer bazı illerde çeşitli sayılarda Filistinlileri barındıran kamplar vardı. 2010’da Şam’ın Yarmuk kampında (semtinde) yaklaşık 20 Filistinli örgüt / hareket barınıyordu. En büyükleri Hamas ve İslami Cihat ise kendilerine tahsis edilen binalarda faaliyet gösteriyordu. Şam’da korunaklı bir yaşam süren o dönemin Hamas Siyasi Büro şefi Halid Meşal lüks villasında kendisi ile yaptığımız röportajlarda Suriye yönetimini öve öve bitiremiyordu. 2011’de şartlar değişti ve Suriye’de isyan başladı. Hamas, Müslüman Kardeşler’in (İhvan) devamı olarak Katar ve Türkiye başta olmak üzere İhvan’ın sadece Suriye’de değil birçok Arap ülkesinde iktidara gelmesine artık kesin gözüyle bakılan “Arap Baharı” döneminde oluşan “piyasa koşullarının” dışında kal(a)madı. Suriye’yi ilk terk edenlerden biri Hamas oldu. Suriye yönetimi kuşkusuz Halid Meşal’i çok sevdiği için barındırmıyordu Şam’da. İran’ın Filistin davası ile ilgili bölgesel mücadelesinde Hamas’ı kendi yanında bulundurma stratejisi, İran ile birlikte hareket eden Suriye’nin (Suriye içinde) Müslüman Kardeşler ile kanlı hesaplaşma içindeyken diğer yandan Halid Meşal’i bir güç olarak kendi tarafında tutmasını gerektiriyordu. Bu nedenle Halid Meşal ve Hamas’a hem İran hem Suriye yardım ediyordu. Hamas Suriye’yi terk etmekle kalmadı aynı zamanda Suriye yönetimine karşı savaşan gruplara yardım da etti. Geçmişte nasıl tünel kazılacağını, nasıl el yapımı füze imal edileceğini öğreten Hizbullah’tı, Hamas daha sonra bu tünel kazma tekniğini Suriye’de rejime karşı savaşan silahlı gruplara öğretti ve bu silah orduyu zorlayan en etkili silahlardan birisi oldu. Suriye yönetimi Şam Mezze’de bir villada barındırdığı, eğitim verdiği, çeşitli destekte bulunduğu Meşal’in “Müslüman Kardeşler bağlantısına rağmen” bir gün kendisini terk edeceğini ve kendisine karşı savaşan gruplara destek vereceğini hesaplamamıştı. Ancak Meşal “reel politika”nın gereklerini yerine getirmekte tereddüt etmeyeceğini gösterdi ve en başlarda Hamas’tan yapılan açıklamalarda ortaya çıkmaya başlayan gönülsüzlüğünü bir süre sonra somuta döktü ve Suriye – Hamas simbiyotik ilişkisi sona erdi. Muhtemelen Halid Meşal de bölgedeki diğer aktörler gibi Esad’ın işinin bittiğini düşünmüştü. Hamas zaman içinde yanıldığını anladı. Aradan geçen zamanda İhvan iktidara geldiği ülkelerde tutunamadı ve hatta örgüt pratik açıdan bitme noktasına geldi. Diğer yandan Ortadoğu’da bazı Arap ülkelerinin İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi ile beraber Filistin davası sadece birkaç ülkenin önem verdiği bir dava haline geldi. Arapların İsrail ile normalleşmesi Hamas gibi örgütlerin gelecekte bazı Arap ülkeleri tarafından da “terör faaliyetinde bulunan örgüt” kategorisine sokulması ile sonuçlanabilir. Yani Hamas büyük yalnızlık yaşıyor. Bu nedenle İsrail ile normalleşmeyi asla kabul etmeyen ülkelerden biri olan Suriye’ye tekrar dönme ihtiyacı ortaya çıktı. Ve örgütün Siyasi Büro üyesi Halil el Hayye geçtiğimiz günlerde Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat ile görüştü. Ziyaret bir itirafa da sahne oldu. El Hayye "Daha önce Suriye'ye karşı bireysel kararımızın yanlış olduğunun farkındayız. Katar ve Türkiye bizi ilişkilerimizi düzeltmeye teşvik etti." dedi. Hamas’ın Türkiye ve Katar’ın haberi olmadan böyle bir adım atması mümkün değil. Katar, hâlâ Suriye yönetimine çok uzak ancak Türkiye ile Suriye arasında normalleşme adımlarının atılması konusunda istişareler yapıldığı bugünlerde Hamas’ın da Suriye’ye dönmeye çalışması “zamanın ruhuna” uygun. Türkiye’nin İsrail ile normalleşme adımlarının da bu ruha katkıları göz ardı edilemez. Türkiye İsrail ve Batı tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Hamas’a doğrudan / açık destek veremez. Böylece “gerektiğinde bir enstrüman olarak kullanılmak üzere bir kenarda tutulması gereken bir örgüt olarak” Hamas’ın barınması için Suriye formülü öne çıkıyor.