Siyasi partiler ortaklaşa bir miting yapabilir, bunu milyonlara anlatabilirlerdi ancak bu yapılmadı. İstanbul’da 1 milyon insanı bir araya getirerek bütün liderler önemli gördükleri mesajları sırası ile kitlelerine aktarabilir. Şubat ayında altı siyasi parti ve lideri uzun süredir üzerinde çalıştıkları ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' mutabakat metnini kamuoyu önünde imzaladı. Bu metin hem ana başlıkları hem de stratejik değeri açısından önemli. ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem', Türkiye'de yeni bir sisteminin sinyallerini verirken aynı zamanda yaşadığımız siyasal ve sosyal krizin de çözümüne ilişkin yanıtlar sunuyor. Ancak metin kadar önemli olan ve üzerine düşülmeyen bir konu daha var: Metnin kurumsal iletişim boyutu ve tanıtıma dair eksikler! Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme dair sunulan metnin genel çerçevesi ve amacını az çok tahmin edebiliyoruz. Nedir bu amaç? Bir kişiye bağlı otoriter yönetim anlayışının yerine demokrasi, çoğulculuk, katılımcılık, ifade ve basın özgürlüğünün hayat bulması… Elbette metinde cumhurbaşkanının tarafsızlığından, yargı bağımsızlığına, seçim barajından yasama ve yürütmenin temel ilkelerine dair önerilere de yer verilmiş. Aslında bu ortak metin ve bir araya gelme, çok önemli bir alternatif model öneriyor ülkemize. Fakat bu modelin toplumsal görünürlük, toplumsal farkındalık oranı çok düşük. Bir başka ifade ile kurumsal iletişim boyutu neredeyse yok! Türkiye’nin kaderini değiştirecek, uzun zamandır üzerinde çalışılan ve herkesin büyük umutla beklediği Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem (GPS) metnini hazırlayan altı siyasi partinin web sitelerini tek tek inceledim. CHP dışında ana sayfasında GPS ile ilgili ortak bir dille yazılmış tek bir bilgi yok. Sitelerde metnin izini sürerken İyi Parti’nin sitesinde ilgisiz bir yerde bu metne denk gelebildim. İyi Parti, ortak olan bu metni Türklük ve kadim Türk devlet geleneği üzerinden görmüş ve “Varlığımız Türk varlığına armağan olsun” ile bitirerek paylaşmış. Diğer dört partinin ana sayfasında ise GPS’e dair bir paylaşım yapılmamış. Bir parti web sayfasında, metni “İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” kavramı ile paylaşırken diğer parti sadece “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” kavramını kullanmayı uygun görmüş. CHP web sitesinde güçlendirilmiş parlamenter sistem metnini ana sayfasında kullanırken diğer beş parti en ufak bir bilgiye dahi yer vermemiş ve sitelerinde ara ki bulasın... Uzun uğraşlar sonucunda bulduğunuz metnin hepsinin tasarımları, kullandıkları görseller, vurguladıkları noktalar bile farklı… “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” metninin yabancı dil seçenekleri ile web sitelerinde yer almaması ise ayrı bir sorun. Bütün bu veriler, henüz ortak ve kurumsal bir dil yaratılamadığı, iletişim stratejileri bağlamında profesyonel bir yaklaşımın olmadığını gösteriyor. Fotoğrafları yan yana koyduğumuzda liderlerin ‘ortak pozu’ dışında ‘kurumsal iletişim ortaklığı’ olmadığı havasını veriyor. Peki, neler yapılabilirdi? Siyasi partiler ortaklaşa bir miting yapabilir, bunu milyonlara anlatabilirlerdi ancak bu yapılmadı. İstanbul’da 1 milyon insanı bir araya getirerek bütün liderler önemli gördükleri mesajları sırası ile kitlelerine aktarabilir. Aynı şey Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde de yapılabilir. Örneğin HDP 1 milyon insanı nevroz için bir araya getirebiliyor ise altı parti de bunu pekâlâ yapabilir.
Fotoğrafları yan yana koyduğumuzda liderlerin ‘ortak pozu’ dışında ‘kurumsal iletişim ortaklığı’ olmadığı havasını veriyor. Peki, neler yapılabilirdi?
Sadece mitingler değil aynı zamanda bütün partiler kendi teşkilatlarına bu yönde eğitimler verebilir. Bu da henüz yapılmadı, zira görüştüğüm birçok parti teşkilat yöneticisi dahi, güçlendirilmiş parlamenter sistemin yeni yönlerini bilmiyor ki vatandaş nasıl bilsin? Mevcut muhalefet partilerinin tıkandıkları en önemli sorun ana akım kitle iletişim araçların bu partilere kapalı olması ve bilinçli karartma politikası uygulanmasıdır. Kaldı ki cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, halka tam anlatılmadı diye kıyamet koparılıyordu. Dolayısı ile dijital kanallara oldukça ağırlık verilmeli. Kurumsallaşmış ortak metin sadece parti liderlerinin bir araya gelmesi ile değil; bütün vekiller, partililer, teşkilatlar ve üyelerle beraber hayat bulabilir. Güçlendirilmiş parlamenter sistem hepimize iyi gelecek deniyor; ancak bu sistem ne içeriyor ne öneriyor, hangi yaraya merhem olacak, yasama, yürütme, yargı konusunda neler sunuyor bilinmiyor.
Burada en önemli adımlardan biri de sivil toplum kuruluşları ile iletişim olmalıdır. Muhalefet partileri ‘Çözüm Süreci’ zamanında olduğu gibi bunu anlatmalıdır.
Bütün genel başkanlar, genel başkan yardımcıları, il başkanları ve teşkilatlarının sosyal medya paylaşımları güçlendirilmiş parlamenter sistem metnindeki ana başlıklara ilişkin olmalı. Sadece bunlar da değil elbette. Vatandaşın anlayabileceği sadelikte kısa videolar ve animasyonlarla da iletişim kanalları sonuna kadar zorlanmalıdır. Burada en önemli adımlardan biri de sivil toplum kuruluşları ile iletişim olmalıdır. Muhalefet partileri ‘Çözüm Süreci’ zamanında olduğu gibi akil insanlar heyeti oluşturarak STK’lar, medya grupları, kanaat önderleri, sanatçılar, akademisyenler, üniversiteler, farklı toplumsal kesimler, gençler ve iş dünyası ile paylaşılarak bunu anlatmalıdır. Bütün bu saydığımız adımlar altı partinin birlikteliğin kurumsallaştığı mesajını vermesi açısından oldukça önemli bir çıkış olacaktır. Son tahlilde vatandaş güçlendirilmiş parlamenter sistemin maddelerini bilemeyebilir ya da anlamayabilir. Fakat muhalefet partilerinin, vatandaşa önerdikleri bu yeni yönetim tarzına ne kadar inandıklarını, birbirileri ile ortak hareket edip etmediklerini, tek yumruk olup olmadıklarını çok iyi anlar. Güçlü ortak bir görüntü her zaman önemlidir. AKP’ye farklı partilerden gelmiş birçok siyasetçi aynı çatı altında aynı şeyleri söylüyor, aynı şeylere (istemeseler de) seviniyor, yanlış olduğunu bildikleri halde dahi o yanlışı kurumsal ve ortak bir tavırla savunabiliyor. AKP’li siyasiler (farklı ideolojilerden gelmiş olsalar bile), ürettiği tüm politikalara, çıkardıkları tüm yasalara ve yazdıkları tüm metinlere kayıtsız şartsız ortak bir duygu ile inanıyor, hareket ediyor. İşte bu yüzden halkın, yaşanan tarihi derin ekonomik krize karşı AKP’ye verdiği %30’a yakın desteğin en önemli sebebi ortaya konan birlikte hareket etme davranışında aranmalıdır.