Gençlerin bilinç dışında 20 bin fersah
Politikyol
Gençlerin davranışlarında üç ana cephe var. Haz, hız ve his. Tüketim toplumunun kuralları ile bezenmiş, sosyal medyaya doğmuş gençler için hayat, derinliğin hıza ve haza feda edildiği bir şey. Gençler 3H krizi yaşıyor. Hiçbir şeye pek inanmıyorlar.
Öncelikle hepimizin artık ezberlediği bilgilerle başlamak istiyorum.
Cumhuriyet döneminin en yüksek genç işsizliği ile karşı karşıyayız.
Ekonomik krizin en derinden vurduğu kesim gençlerimiz.
Üniversiteli işsizlerin sayısı son 15 yılda tam 10 kat arttı.
Yolda gördüğünüz her 4 gençten en az 1’i şu an işsiz.
OECD ülkeleri arasında genç işsizliğinde zirvedeyiz.
Son 5 yılda yaklaşık 1 milyon öğrenci, maddi imkansızlıklardan dolayı eğitimlerini terk etmek zorunda kaldı. Yani 1 milyon gencimiz hayal kırıklığı içinde hayatını devam ettirmeye çalışıyor.
5 yıl sonra kendi kişisel durumunun gelişeceğini söyleyenler 2016’dan beri düşüyor.
Mutluyum diyen gençlerin oranı 2016’dan beri düşüyor, mutsuzluk oranı artıyor.
Yetişkin yaşta gençler bile ayakta kalabilmek için anne ve babalarının eline bakmak zorunda.
Mutlu olma sebeplerinde en az dile getirilenler iş ve para. Çünkü ikisi de yok.
HABİTAT’a göre aylık ortalama geliri 2400 TL üstü olan genç nüfus yüzde 10 dolaylarında. Yüzde 30’dan fazlasının ortalama aylık geliri ise 601-1500 TL arasında.
Rakamları ilk defa görüyor olabilirsiniz ama durumdan tabi ki haberiniz var.
Veriye gerek yok, etrafınıza bakmanız yeterli.
Dolayısıyla bu verileri artık tekrar etmenin bir anlamı da kalmadı.
Gelin bugün biz başka bir şey yapalım.
Sizi gençlerin bilinç dışına indireyim, biraz oralarda dolaşalım.
Bilinç dışı araştırmalarımız sayesinde, gençlerin duygu dünyasına inerek; onların gerçekte ne düşündüğünü, davranışlarının altında yatan sebepleri derinlemesine anlamamız mümkün.
Bu özel araştırmaların analiz süreçlerinde, gençlerin günlük dilinde ve imge dünyasında ortaya çıkan metaforları titiz bir şekilde inceleriz. Teknik bir mesele olduğu için detayına fazla girmiyorum; ben size sonuçlardan bahsedeyim.
Gençlerin davranışlarında üç ana cephe var. Haz, Hız ve His. Kısaca 3H cephesi diyebiliriz.
Tüketim toplumunun kuralları ile bezenmiş, dijital dünya ve sosyal medyaya doğmuş gençler için hayat; hızlı ve sürekli değişen hazların arandığı, hislerin çeşitlendiği ve derinliğin hıza ve haza feda edildiği bir şey.
Gelin görün ki gençler 3H krizi yaşıyor.
Hiçbir şeye pek inanmıyorlar.
Gelecek vizyonlarının net olmadığını düşünüyorlar.
Sisteme, iş bularak dahil olanlar da oyunu kurallarına göre oynamaya devam ediyorlar ancak önlerine konan bu şeyin sürdürülebilir olduğuna onlar da inanmıyorlar.
Hayatlarının garip bir şeye dönüştürüldüğünü düşünüyorlar.
Kimsenin neyin doğru olduğunu, neyin sahte olduğunu, bilmediği koskoca bir tiyatro.
Sistemin o kadar parçasılar ki, bunun ötesini görmeleri imkânsız hale geleceğini düşünüyorlar.
Yani özetle hayatlarını John Lennon o ünlü sözünde gibi yaşıyorlar: gelecekle ilgili planlar yapıyorlar ama hayat başlarına gelen şey oluyor.
Gençler, toplumun bireyselleşmeye ve bireysel özgürleşmeye izin vermediğini, eğitimin tek tipleştirmeye yatkın olması ve çevresel olanakların kısıtlılığından dolayı, kendilerini tanıma yolunda bir sürü engelin karşılarına çıktığını düşünüyorlar.
Kendilerini ve dolayısı ile hayallerini tanımlama konusunda hayata eksik başlayan gencin, kendi varoluşlarının anlamını, hayatta kendilerine ait bir söz hakkı olduğuna inanmaları ve bunun için harekete geçmekte zorlandıkları görülüyor.
İşte bu yüzden nüfusumuz genç olsa da hayalleri çok yaşlı.
Bilinç dışı araştırmalarımız, gençlerin hayatlarındaki belirsizliğin iyice artması sebebiyle geçmiş jenerasyonlara kıyasla en anksiyeteli jenerasyon olduklarını da ortaya koyuyor.
Bu kadar belirsizlikle savaşmak zorunda kaldıklarından anksiyetelerini bir nebze azaltmak için toplumun kurallarına uyum sağlamayı ve konformizm ile görünmez olmayı tercih ettiklerini de görüyoruz.
Hatta en özgür ruhlu olarak adlandırılan bu kitle artık belirsizlikten kaçındığı için stabil işlerde çalışmayı hayal ediyor. Devlet memuru olma hayali gittikçe artıyor.
Yani gençlerimizin başı hayli belada.
Sosyal bağlantıları zayıfladı, katkı veremiyorlar, anlamlı ilişkiler kuramıyorlar, yüzeysel olarak sosyalleşiyorlar sadece.
Yapılması gerekenler de net.
Anksiyeteyi anlamaya ve azaltmaya odaklanmamız gerekiyor. Gençlerimizi yenden kontrolde olduğunu hissettireceğiz, güç vereceğiz.
Katmanlaşmaya daha fazla katkıda bulunmayacağız. Yatay kesen duygulara odaklanacağız.
Gençlerin bilgi ihtiyacı metodolojilerini yapılandıracağız. Farklı disiplinlerden gelen metodolojilerle (kültürel antropoloji, davranışsal ekonomi, dilbilim, psikoloji, sosyal coğrafya) bilgiye ulaştıklarına emin olacağız.
Gelecekle yeniden bağlantı kurmalarını sağlayacağız.
Biraz susacağız, daha çok dinleyeceğiz.
Yorumlar
Popüler Haberler
Mahkeme tespit etti: Boğaziçi Üniversitesi, mülakatta usulsüzlük yapmış!
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Ahmak davası: AYM’nin İmamoğlu kararı 9 ay sonra Resmi Gazete'de
Otopsi raporu ortaya çıktı: Rojin'in ölüm nedeni belli oldu