Genç işsizlik cephesinde yeni bir şey yok!
Politikyol
Başlıktan anlaşılacağı üzere, genç işsizler ordusunun emek cephesindeki durumunda bir değişiklik yok. Önce mevcut durumu açıklayalım, ardından geleceğe dair öngörülerde bulunalım, sonrasında muhalefetin bu gruba vaatleri üzerinde değerlendirmelerde bulunalım.
Uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan 15-24 yaş arası genç işsizliği dar tanımla %22,4. İş bulma ümidini kaybetmiş veya mevcut başvurularına yanıt bekleyip yeni başvuru eklemeyenleri de eklersek geniş tanımlı genç işsizlik %34,2’yi buluyor.
Düşük ücretlerden dolayı evden ayrılamama, aile kurmanın maddi yükünden ötürü geç evlenme ve emek piyasasındaki rekabetçilikten ötürü doktoraya kadar uzayan eğitim sürecini dahil ettiğimizde genç işsizliğe 15-34 yaş grubunda bakmak daha anlamlı oluyor. Bu yaş grubundaki dar tanımla genç işsiz sayısı 2,3 milyon; geniş tanımlı ise 3,9 milyon. Bu verilerin 2021 yılı 2. çeyreğine ilişkin olduğunu; yani işten çıkarma yasağının sona ermediği, kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) ile ücretsiz izin ödeneğinin (ÜİÖ) sürdürüldüğünü; haliyle verilerin makyajlı olduğunu belirtelim. 3 ay sonra yayınlanacak verilerle bu yanıltıcı etkilerle ve pandemi kaynaklı kapanmaların etkisi geride kalacak; böylece iyisiyle ve kötüsüyle gerçek resim daha net görülecek. Fakat tarım, turizm ve inşaat kaynaklı istihdamdaki mevsimsellikten ötürü görünüm yine yanıltıcı olacak; kış aylarında olası pandemi kapanmalarıyla yılın son çeyreğinde yeniden çok kötü sonuçlar derlenecek. Yani çok kötüden kötüye doğru olan gidiş kış aylarında yeniden çok kötü konumuna gelecek. Bu esnada işsizliğin süresi daha da uzayacak ve ‘ev genci’ dediğimiz genç işsizlerin sayısı daha da artacak. İŞKUR’a göre 12 aydan uzun süredir iş arayan 15-34 yaş arası genç sayısı 477 bin ki bu veriler ankete değil, başvuruya dayalı olduğu için köy ve kasabalardaki durumu tam temsil edemiyor. Genç kadınların halini ise hiç sormayın, erkeklerinkine bakın, en az ikiyle çarpın.
Geleceğe ilişkin beklentilere girmeden genç üniversite mezunlarına, yani son dönemin asıl kanayan yarasına değinelim. 15-34 yaş arası en az 2 yıllık okul mezunu (doktora da olabilir) genç işsiz sayısı 797 bin. Fakat ümidini kaybeden veya mevcut başvurusuna yanıt bekleyip yeni başvuru yapmayanları bu grupta da hesaba katmak gerek. Ancak TÜİK bu verileri açıklamıyor; yine de 15-34 yaş arasında 5 milyon 980 bin mezun olduğunu ve bunların yalnızca 3 milyon 972 bin kadarının istihdamda olduğunu söyleyince gerçekler beliriyor. Üstelik bu grubun içinde KÇÖ ve ÜİÖ alıp da istihdamda gözükenler olduğunu hatırlatalım. Dahası birçoğu alanında istihdam edilmiş değil; yani cep harçlığı için garsonlu, kuryelik veya tezgâhtarlık yapıyorlar. 2 milyon üniversitelinin iş beklediğini, muhtemelen bir o kadarının da alanında çalışmadığını veya eksik saat çalıştığını söyleyebiliriz.
Peki, ya gelecek? Şu anda Türkiye’de önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrenimi gören kişi sayısı 8,3 milyon. Önümüzdeki 3 yılda her yıl 1 milyon yeni genç mezun olup emek piyasasına ilk kez katılacak. Bir kısmı aile olanaklarıyla evde kalabilir, bir kısmı illa ki iş bulur, daha küçük bir kısmı yurt dışına kaçar ve önemli bir kısmı da yeniden eğitime dönebilir. Fakat önceki yılların eğilimine baktığımızda en az 300 bin üniversite mezunu yeni bir eğitime dahil olmayacak ve Türkiye’de iş arayacak. Yani mesele üniversiteli işsizliği ise sorunun her yıl asgari 300 bin kişi kadar büyüdüğü hesaba katılarak kapsamlı çözümler aranmalı.
Şüphesiz ki Türkiye’nin güçlü olduğu ve dünyanın gelecekte ihtiyacı olan alanlarda eğitim ve insan kaynağı politikasının oluşturulmamasının kabahati büyük. Özel sektör istihdamını durduran iktisadi aktivitedeki bozulma ile kamu istihdamını verimsiz hale getiren kayırmacılık çok önemli. Bu faktörlerin çözümü kısa vadede mümkün değil, yani bir iktidar değişiminin ardından bir süre daha kötüleşmenin sürmesini beklemek gerçekçilik. Bu noktada ekonomideki verimi ve rekabet gücünü artırmayı amaçlayan CHP’nin ortaya koyduğu ‘Merkez Türkiye’ ve İyi Parti’nin tanıtımını yaptığı ‘Artagan’ projeleri dikkat çekici. Unutulmaması gerekense 84 milyon nüfuslu Türkiye’nin birkaç büyük ve başarılı projeyle düzlüğe çıkmasının mümkün olmaması. Bu doğrultuda daha çok uygulanabilir proje geliştirilmesi ve sonuç alana kadar geçen süreçte gençlerin KYK ve GSS borçlarına ilişkin kısmi de olsa af uygulanması gerekiyor.
Ötesi, nasıl Atatürk döneminde öğrenim yaşı geçmiş kişilere okuma-yazma öğrenmeleri için ‘Millet Mektepleri’ kurulmuşsa; birkaç yıl sonra çoğu mesleksiz ama diplomalı olacak gençler için ‘Milet Meslek Mektepleri’ kurulmalı. Bu öneri fazla iddialı olabilir, ancak rekor düzeyde genç işsizlikle eş anlı sanayi, yüksek teknoloji ve nitelikli hizmetler alanlarında ara eleman eksikliği çekilen bir ülkede karşılığı var. Temel düzeyde yabancı dil, yazılım-donanım bilen veya sanayide çalışabilecek kapasitede teknik bilgiye haiz mezunların iş hayatına katma değer katabilmelerinin ve insanca ücret kazanabilmelerinin maalesef başka bir yolu bulunmuyor.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
AIDS’ten ölen 13 yaşındaki çocuğun babasının ifadesi ortaya çıktı