Aile geleneğiyle oy veren gençleri dürtmeli. RTEnin enkaza dönüştürdüğü ülkeyi bu ekonomi politikalarıyla yönetemeyeceği seçmene iyice anlatılmalı.  Seçim devam ediyor. Atı alan Üsküdar’ı geçti diyemedi! Hiçbir şey bitmedi. Kendimizi toparlayıp oyuna devam edeceğiz!  Oyun bitmedi, demokrasi ve adalet için bir şans daha var! Seçimlerden önceki son yazımın başlığı neydi: Kaybetti bile! Erdoğan’dan bahsediyordum. Yazımın üzerinden geçen zamanda kendimi çok sorguladım, ya seçim sonuçları farklı olursa, nasıl bu kadar emin olabilirsin? İki nedenden kaybedeceğinden emindim: çeşitli anketlerin sonuçlarını sürekli karşılaştırarak takip ettiğim için ve sosyal medyadaki paylaşımlar ve saha gözlemlerim. Sonuç Erdoğan’ın kaybedeceğini gösteriyordu. Şimdi haklı çıkmak için söylemiyorum, ama kaybetti; kazanamadı ki? Diğer iki adaydan fazla oy aldı ama başkan seçilemedi ve bunu kabul etti. Hani diyorduk ya az farkla kazanırsak işe yaramaz, gitmez diye. O da boşuna kuruntuymuş. Kaybetti, üstelik de bunu, devletin bütün imkanlarını tepe tepe kullandığı bir propaganda sürecinden sonra: Deniz Kuvvetlerinin gemisini seçim otobüsü yaptı. Hava Kuvvetlerinin uçaklarını uçurdu. Sanki savaşa gidiyormuşuz gibi Başkomutan fotoğrafları astırdı. Camilerde kampanya yaptı. İçişleri, Adalet ve Ulaştırma Bakanlıklarının seçim döneminde tarafsız kişilerce yönetilmeleri gerektiği hâlde bütün bakanlar devlet imkanlarını sonuna kadar kullandı. MEDYA ELİNDEYDİ Medyanın ezici çoğunluğu kontrolleri altındaydı. Birkaç haber kanalı dışında muhalefetin sesi duyulamadı. Zaten TRT, A Haber borazanları olmuştu. Sosyal medyaya bile müdahale ettiler, twitter’ı kapatma tehdidiyle bazı hesapları kapattırdılar. Böyle bir kampanyadan sonra en yüksek oyu almasına rağmen başkan seçilememesi ve TBMM’de 29 sandalye kaybetmesinden kendi seçmeni bile üzgün. ANKET YAPMAYIN BARİ? Asıl kaybeden ve bizi de yanıltan ise anket şirketleriydi. Güvendiğimiz anket şirketleri Millet İttifakı’nın başkanlığı kazandığını ve TBMM’de de çoğunluğu aldığını açıkladı. İkisi de olmadı. Artı, eksi 2 yanılma payının da ötesinde yanıldılar üstelik. Anketlere güvenmeyeceksek neye güveneceğiz? Saha gözlemlerimize. Millet İttifakı, üç büyükşehirde oyunu yükseltti. Biz de en çok oralardan besleniyoruz.
Önümüzde sadece iki hafta kaldı! Cennetin kapılarını belki açmayacağız ama cehennemin kapılarını kapatacağız.” diyen bir Sinan Oğan kilidi var önümüzde. Sinan Oğan’ı yanına alan başkan olacak.
İKTİDARCILIK Halkımız zaten milliyetçi ve muhafazakâr, hanımcılık yerine iktidarcılığı tercih ediyor! Kadını insan yerine koymak yerine sahiplendirmeyi! Saadet Partisi yerine Yeniden Refah’ı; Hüda Par’ı! Seçimin en büyük sürprizi MHPnin kılını kıpırdatmadan oyunu yükseltmesiydi. Üç yıldır Türkiye’yi turlayan Meral Akşenerin yerine memleketi Osmaniyeye bile gitmeyen Bahçeli oyunu yükseltti! Deprem bölgesinde iktidarın ölmeye terk ettiği halk, yüzde 70’i aşkın AKP’ye oy verdi. Hepsi mi vatandaşlık verilen Suriyeli? Dünyanın her tarafında geçerli olan ekonomik kriz siyaseti etkiler teorisi bizde geçmedi, soğan patates yiyemeyen ama sokakta eline 200 TL tutuşturulan Reis’i tercih etti. SEÇİM SİSTEMİ Seçim günü Türkiye Gönüllüsü olarak İstanbul Piyalepaşa’da, İTO Kadınlar Çeşmesi İlkokulu’nda okul sorumlusu olarak görev yaptım. Sabahın altısından gece 24’e kadar ayakta, o sandıktan öbür sandığa koşarak çalıştım. Sabah 07.30’dan başlayarak inanılmaz bir kalabalık, 40 sandığın önünde kuyruk olup oy vermek için neredeyse saatlerce bekledi. Zaten tüm Türkiye’de katılım yüzde 80 civarında rekor kırdı. Bunda AKP teşkilatlarının büyük payı var. Müthiş örgütlü çalıştılar. Köyde kentte yaşlıları, hastaları sandığa taşıyıp, öncelikli oy kullandırıp geri götürdüler! Bizim okula sedyede sondasıyla, serumuyla gelen, eli tutmayan, gözü görmeyen, hatta bilinci de pek olmayan hastaları ambülansla getirdiler. Sonuç? Katılım yüksekti ama geçersiz oylar da o oranda yüksek oldu. Milletvekili pusulası karmakarışık ve zordu: Bir sürü parti, ittifak, nereye mühür basılacak, katlaması bile zor. Hastalar ve yaşlılar oy kullanmak için dakikalarca uğraşırken kuyruktaki kalabalıkta sabırsızlık artıyor, olaylar çıkıyor. Sayılması da ayrı dert, sandık görevlileri pek çok yerde bütün o pusulaları defalarca saydılar! İKİNCİ TUR Önümüzde sadece iki hafta kaldı! “Cennetin kapılarını belki açmayacağız ama cehennemin kapılarını kapatacağız.” diyen bir Sinan Oğan kilidi var önümüzde. Sinan Oğan’ı yanına alan başkan olacak. Oysa kendisi şu an ne milletvekili ne başkan, ama kitlesi var. Kendisine bir “Göçmen ve mülteci bakanlığı” verilip ortak çalışma teklif edilmeli. Aile geleneğiyle oy veren gençleri dürtmeli. RTE’nin enkaza dönüştürdüğü ülkeyi bu ekonomi politikalarıyla yönetemeyeceği seçmene iyice anlatılmalı.  Seçim devam ediyor. Atı alan Üsküdar’ı geçti diyemedi! Hiçbir şey bitmedi. Kendimizi toparlayıp oyuna devam edeceğiz!