Enstitü mezunları, geleneğin savunucusu gericilere karşı Kurtuluş Savaşı sürecinde yapılan devrimleri köye taşıyanlar ve değişimin öncüsü öğreticiler olmuşlardır. Anadolu insanının makus talihini yıkmak için çabalamışlardır. Köylere açılan birer aydınlanma kapısı olan Köy Enstitülerinin temel direği Hasan Ali Yücel'i ve enstitülerin fikir babası olan İsmail Hakkı Tonguç'u saygı ve minnetle anıyor; Köy Enstitüleri üzerine yazmış olduğum yazıyı sizlerle paylaşıyorum. Köylerin, köy insanının ve çocuklarının geleceklerinin inşası için; değerli Türk eğiticilerinden İsmail Hakkı Tonguç ve unutulmaz Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in önderliğinde kurulup geliştirilen, kapanmasından 68 yıl sonra günümüzde hala gerekliliği hissedilen, eşsiz eğitim kurumları: Köy Enstitüleri... 17 Nisan 1940'da 3083 sayılı yasayla kurulan Köy Enstitüleri, köyler için bir soluklanma ve aydınlanma merkezi olmuştur. Başarılı köy çocukları, teorinin ve pratiğin iç içe olduğu, çok yönlü bir eğitimden geçirilerek bir öğretici haline getirilmiş ve tekrar kendi köylerine birer öğretmen olarak gönderilmişlerdir. Enstitü mezunu öğrenciler kendi köylerinde feodal yapının kalıntısı ağalara ve iki eli köylünün yakasından düşmeyen insanlara karşı köylüyü bilinçlendirmişlerdir. Enstitü mezunları, geleneğin savunucusu gericilere karşı Kurtuluş Savaşı sürecinde yapılan devrimleri köye taşıyanlar ve değişimin öncüsü öğreticiler olmuşlardır. Anadolu insanının makus talihini yıkmak için çabalamışlardır. Atatürkçü, laik, demokrat ilkeler doğrultusunda eğitim veren enstitüler, açılmasıyla birlikte muhafazakârların ve büyük toprak ağalarının karalamasına maruz kalmışlardır. Köy enstitülerinde gelişen, yeşeren düşünce düzeyinin gerisinde kalmış siyaset adamları, onları baltalamaya başlamışlar ve buralar birer 'komünist yuvası' olarak gösterilmiştir. Aslında, enstitülere yapılan bu saldırıların sebebi bilinçlenen köylünün kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeyeceğinden doğan korkuydu. Enstitülerin köylüyü uyandıran, sormayı ve sorgulamayı öğreten, onlara görüşlerini açıklamayı ve onları itaat hâli ve düşüncesinden kurtarmayı amaçlayan kurumlar olduğu hatırlandığında, bu saldırıların nedeni de anlaşılacaktır. 1946 seçimlerinden sonra CHP’nin muhafazakâr kanadının İsmet Paşa üzerindeki baskısı sonuç kazanmış ve Milli Eğitim Bakanı ve enstitülerin temel direği Hasan Ali Yücel görevinden alınmış, bu da Köy Enstitüleri için sonun başlangıcı olmuştur. Hasan Ali Yücel’in yerine, Milli Eğitim Bakanlığı'na soldan nefret eden bir kişi Reşat Şemsettin Sirer getirilmiştir. Ardından İlköğretim Genel Müdürü ve enstitülerin fikir babası İsmail Hakkı Tonguç da görevden alınmıştır. Sirer ve kendi zihniyetindekiler köy enstitülerinin temelini dinamitlemişlerdir. 1950 Demokrat Parti iktidarından sonra Köy Enstitüleri, enstitü hocaları ve öğrenciler akıl almaz baskılara maruz bırakıldılar. (Demokrat Parti kurucularının birçoğunun, örneğin Menderes’in, Sazak’ın zengin toprak ağaları olduğu unutulmamalıdır). Toprak ağaları, aydınlanma ve laikliğe karşı olan kinlerini buralara kustular. Enstitü hocaları tek tek sürüldü ve öğrencileri başka illere nakledildi. Enstitü kurucuları en pasif görevlere verildi. Ve köye açılan birer aydınlanma kapısı olan Köy Enstitüleri, Demokrat Parti döneminde, 1954 yılında tamamen kapatıldı.