Dönüşen para, bankacılık sistemi ve merkez bankalarının geleceği
Politikyol
Kağıt ve madeni paranın kullanımı azalıyor. Geleneksel bankacılık sisteminin içinde gerçekleşen ödemeler farklı platformlara kayıyor. Bankaların aracılık fiyatlarının çok daha altında ve hatta para transferlerinin bedelsiz olduğu işlemler oluşmaya başladı.
Bankaların ağırlığının azalması; ödemelerin, kredilendirmelerin bankacılığın dışındaki platformlara kayması maliyetler açısından topluma avantajlar sağlıyor. Ancak para politikasını yönetmekle sorumlu merkez bankaları için geleneksel düzenin değişimi zorlu bir dönemin habercisi.
2020 yılında küresel milli gelir $84.5 trilyon düzeyinde oluştu. Dünyanın en büyük 1.000 bankasının aktif büyüklüğü ise $128 trilyon düzeyinde. Paranın geleceğini tartışmaktayız. Paranın geleceğini tartışırken, başta bankacılık olmak üzere, finansal sistemin geleceğini tartışmak durumundayız. Finansal sistemin gelecekte alacağı şekil, merkez bankalarının para politikası uygulamalarını ve etkinlik alanlarını değiştirecek ve belirleyecek. Paranın geleceği finansın da geleceği anlamına geliyor.
Paranın ve finansın geleceği bankacılık sistemini tehdit edecek mi? Edecekse, hangi noktalarda ve ne boyutta edecek? Merkez bankalarının bu yeni düzendeki politikaları nasıl şekillenecek? Konuya ilişkin kanuni düzenlemeler hangi nitelikleri haiz olacak? Dünya, bu sorulara her yerde cevap aramakla meşgul.
Konunun can alıcı noktasını ödeme sistemlerinde ortaya çıkan değişim teşkil ediyor. Ödeme sistemlerindeki değişimin temelinde teknoloji var. Kağıt ve madeni paranın giderek azalan kullanımı ve hız kazanan dijitalleşme ile para transferlerinin gerçekleştiği platformlar değişiyor. Geleneksel olarak bankacılık sisteminin içinde gerçekleşen ödemeler farklı platformlara hızla kayıyor. Süreç, devam ediyor ve edecek.
Geleneksel olarak para politikası uygulamaları ve finans piyasalarına ilişkin düzenlemeler onlarca yıldır bankacılık sistemi üzerinden hayata geçti. Ödeme sistemlerindeki platform kayması, merkez bankacılığının etkinlik alanını ve finansal regülasyonun alanını da değiştirecek. Diğer bir ifadeyle, para politikası ve finansal regülasyonlarda etkinlik, azalan oranda bankacılık sistemi üzerinden sağlanırken, artan oranda yeni ortaya çıkan finansal kuruluşlar ve onların platformları üzerinden gerçekleşecek.
Ödeme sistemleri, teknoloji firmalarının platformlarına kayıyor. Dijital platformlar üzerinden krediler veriliyor. Ödemelere aracılık etmek ve kredi vermek finans piyasalarının temel fonksiyonları arasında yer alıyor. Fakat, bugüne kadar bankaların aracılık ettikleri bu işlemlere giderek artan hızda yayılarak banka dışı oluşumlar aracılık etmeye başladılar. Bankaların müşterilerine uyguladıkları aracılık fiyatlarının çok daha altında ve hatta para transferlerinin bedelsiz olduğu işlemler oluşmaya başladı. Çeşitli dijital platformlar üzerinden birkaç dakika içinde kredi başvurusu yapılabiliyor ve kredi alınabiliyor.
Geniş tanımlı para arzının çok büyük bir bölümü bankacılık sisteminde yer alıyor. Para arzı tanımında yer alan mevduatların bir bölümü de ortaya çıkabilecek herhangi bir olumsuz gelişmeye karşı ihtiyati olarak merkez bankasında zorunlu karşılık olarak tutuluyor. Söz konusu düzen, merkez bankalarının geleneksel olarak bildiği ve para arzını kontrol etmek için kullandığı bir düzen. Merkez bankaları, ellerindeki para politikası araçlarını kullanarak (faiz oranı, açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılık uygulamaları, v.s.) bankacılık sistemi üzerinden piyasanın para arzını kontrol ediyorlar.
Merkez bankalarını ilerleyen dönemlerde bekleyen yeni düzene göre piyasa değişkenlerini kontrol etmek bugün için göreceli olarak az karmaşık. Merkez bankaları, öncelikli olarak enflasyon olmak üzere, dolaylı olarak çok sayıda makroekonomik değişkene (büyüme, istihdam, gelir dağılımı, v.b.) etki ediyorlar. Ancak, dünyadaki bazı merkez bankaları istisna olmak üzere, görevleri temel olarak fiyat istikrarını sağlamak. Diğer değişkenler için hedefleme yapmak hükümetlerin işi.
Bankaların finansal sistemde ağırlığının azalması ve ödemelerin, kredilendirmelerin bankacılığın dışındaki platformlara kayması maliyetler açısından topluma avantajlar sağlıyor. Ancak, para politikasını yönetmekle sorumlu merkez bankaları için yukarıda anlatılan geleneksel düzenin değişimi çok zorlu bir dönemin habercisi.
Öncelikle, merkez bankası dijital para birimleri (MBDPB) ile kripto varlık kavramını birbirinden ayırmak gerekiyor. Bitcoin, Etherium, Dogecoin, v.s. iktisat biliminin "para tanımına" girmiyor. Ancak, ödeme aracı olarak kullanım alanları bulmuş durumdalar. Diğer yandan, her birinin Amerikan Doları cinsinden bir değeri var. Yani, hiçbiri tek başına bir değer ifade etmiyor.
Paranın fonksiyonlarını yerine getiren para birimine sahip hiçbir ülkenin merkez bankası kendi milli parasını yok edip kripto varlıkları resmi ve milli parası haline getirmez. Bu ifadenin ardından hemen El Salvador örneği verilebilir. El Salvador, Bitcoin'u ülkenin resmi para birimi haline getirdi. Ancak, zaten milli parası yok. ABD Doları kullanan bir ülke ve şimdi, ABD Doları'nın yanına Bitcoin'u da koymuş oldu.
Diktatörlükle yönetilen ve perişan ekonomik koşullara sahip bir ülke. Dolayısıyla, El Salvador için Bitcoin dahi bir anlam ifade edebiliyor. Ülkenin çok sayıda vatandaşı El Salvador'da yaşamıyor. İşsizlik ve ekonomik yetersizlikler, ülke vatandaşlarını başka ülkelerde yaşamaya zorlamış. Arkalarında bıraktıkları ve ekonomik zorluklar içinde yaşayan ailelerine para transfer ediyorlar. Bu nedenle, bankacılık sistemi üzerinden belli bir bedel ödeyerek Amerikan Doları ile transfer yapmak yerine hiçbir bedel ödemeden Bitcoin ile transfer yapmak önemli. Zaten kendi milli parası olmayan El Salvador için dışarıdan içeriye kaynak transfer etmek önemli. Ancak, El Salvador'un para politikası yönetme şansı yok. Çünkü, ne ABD Doları, ne de Bitcoin kendi yönetiminde. Para politikası olmayan bir ülkenin bu perişan ekonomik durumdan kurtulması da mümkün değil.
Bir ülke parasının "para" niteliği taşıması için arkasında güçlü bir kurumun - ki devletlerin merkez bankaları bu göreve sahip - olması gerekiyor. Ekonomi politikalarının da o paraya "güven" sağlayacak nitelikte olması gerekiyor ki ilgili para, "para olmak vasfını" kısmen ya da tamamen yitirmesin. Bu anlamda, örneğin Türk Lirası, para olma vasfını kısmen yitirmiş bulunmaktadır. Türk vatandaşları bankacılık sistemi içinde bulundurdukları mevduatın yarısından fazlasını Türk Lirası'ndan daha fazla güvendikleri Amerikan Doları ve/veya Euro gibi para birimleri cinsinden değerlendirmektedir. Dolayısıyla, paranın değeri ve aşırı ölçüde oynaklık göstermemesi bir güven unsuru sağlıyor. "Para" için en önemli konu "güven".
Parayı, bankacılık sistemini ve merkez bankalarının geleceğini analiz etmek, içinde bulunduğumuz dönemin çok önemli bir zorunluluğu. Bu yazıda ele alınan konu başlıklarının daha detaylı analizleri sonraki yazıda devam etsin.
Kaynaklar:
A future with fewer banks | The Economist
Kripto Paralar ve Dijital Para Birimleri (arda-tunca.blogspot.com)
The Book – The Future of Money (futureofmoneybook.com)
Merkez Bankası Bağımsızlığı Neden Gereklidir? (arda-tunca.blogspot.com)
Yorumlar
Popüler Haberler
Erdoğan'ın asgari ücret paylaşımına yorum yapan kişiye soruşturma
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
Devlet Memurları Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi
Bakan Işıkhan asgari ücreti açıkladı
İstanbul'da deprem meydana geldi
Asgari ücretten sonra merakla bekleniyordu: Yılın son faiz kararı açıklandı