Delege sayısına dayanan bir iddia ne değişimi temsil edebilir ne de taşıyabilir. Çünkü değişim iddiası esas olarak bir fikre, düşünceye dayanmak zorundadır. Fikre, düşünceye değil delege sayısına ve dengesine dayanan hiçbir iddia değişimi taşıyamaz. CHP’de değişim/yenileşme tartışmaları sürüyor. Ancak süren tartışmaların değişim/yenileşmeyi ne kadar kapsadığı ayrı bir konu. Bu süreçle ilgili olarak biri parti başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere diğerleri de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve parti grup başkanı Özgür Özel. KEMAL KILIÇDAROĞLU Kemal Kılıçdaroğlu parti lideri olarak partinin değişim değil yenileşmesinin öncelikli olduğunu; bunu da tüzük ve program değişikliği ile olacağını ifade ediyor. Bu yöndeki görüşlerini medyadan iletiyor. Kasım ayının ilk yarısında yapılması düşünülen kurultayda il kongrelerinde genel merkezin beklediği başarı elde edilirse; Kılıçdaroğlu aday olmayıp parti içi ya da çeperinden genç bir ismi aday gösterebilir. Eğer kurultayda karşısına güçlü bir aday (mesela Özgür Özel) çıkarsa, kendisi aday olur. Kılıçdaroğlu’nun yeniden seçilmesi bugün itibariyle pekala mümkün. EKREM İMAMOĞLU Bu süreçte öne çıkan ikinci isim kuşkusuz Ekrem İmamoğlu. 29 Mayıs sabahı yayınladığı değişim çağrısı yaptığı videoda talep ettiklerinin geçerliliğini her fırsatta yenden dile getiren İmamoğlu, geçtiğimiz haftalarda yeninden İstanbul aday adaylığı iradesini ortaya koyarak, önceliğinin Ankara değil İstanbul olduğunu söylemiş oldu. Pek çok yorumcu, İmamoğlu’nun İstanbul önceliğini, değişim çağrısından geri adım olarak yorumladı. Oysa İmamoğlu aynı konuşmasında adaylık iradesinin değişim talebinden vazgeçmek olmadığını söyledi. Bu aşamada İmamoğlu’nun önceliği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını yeniden kazanmak. İstanbul İl Başkanlığı ismi konusundaki hassasiyeti, kendisiyle uyumlu çalışacak bir örgüt ve bu örgütle seçimi kazanmak. İmamoğlu bunu başardığı takdirde bir sonraki adımı CHP Genel Başkanlığı değil aklında var olan değişimi hayata geçirerek yeni bir siyasi hareket başlatmak olacaktır. Mutfak çalışmaları büyük ölçüde bu hedefe uygun yürüyor. ÖZGÜR ÖZEL Süreçte öne çıkan son isim CHP Meclis Grup Başkanı Özgür Özel. Özel, seçimde yaşanan yenilgiden sonra açık biçimde “yolumuza hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyiz” sözleriyle ilk çıkışı yaptı. Devam eden süreçte de yaptığı açıklamalar, verdiği röportajlarla koşullar uygun olduğunda genel başkanlığa aday olmaktan kaçınmayacağını ifade etti. Son olarak HalkTv’de İsmail Küçükkaya’nın konuğu oldu ve bu iddiasını bir kez daha yeniledi. Yine Özel konuşmasında adaylık sürecinde bir tutum belgesi hazırlığında olduğunu da ifade etti. Görünen o ki, Özel aday olma konusunda hayli yol almış. Hatta “İmamoğlu ile ortak bir hayalimiz var” açıklaması, İmamoğlu’nun da kendisini destekleyeceği beklentisi olduğu da açık.
Özgür Özel’in adaylık açıklaması esas olarak iddia edildiği şekilde bir “değişim” iddiasına dayanmıyor. Beklenen il kongreleri sonrası ortaya çıkacak delege tablosu.
GÖRÜNEN O Kİ BİRAZ DAHA BEKLEYECEĞİZ Peki adaylık konusunda bu kadar yol aldığı görünen Özel,  adaylığını açıklamak için daha ne kadar bekleyecek? Ya da ne olmasını bekliyor? Bu soruları soruyorum çünkü, adaylık yolunda ilk çıkışı ağustos ayı başında ya da ortasında bekleniyordu ama olmadı. Şimdi görülen Eylül ortası. Ama ben bu bekleyişin biraz daha süreceğini düşünüyorum. Neden mi? Çünkü adaylık açıklaması esas olarak iddia edildiği şekilde bir “değişim” iddiasına dayanmıyor. Tam tersine önce mahalle, sonra ilçe kongreleri beklendi. Şimdi sıra il kongrelerinin gerçeklemesi beklenecek. Yani esas olarak beklenen, kendisinin seçilebileceği delege yapısının ortaya çıkması. Eğer kongre sonuçlarında delege sayısal ağırlığı “değişim”den yana ise adaylık açıklanacak, değilse muhtemelen açıklanmayacak. Ya da 1 Nisan 2024 sonrası yeniden masada olmak için kaybetmeyi kabul ederek adaylık açıklamak. Geçtiğimiz günlerde katıldığım bir yayında ifade ettim; delege sayısına dayanan bir iddia ne değişimi temsil edebilir ne de taşıyabilir. Değişim iddiası esas olarak bir fikre, düşünceye dayanmak zorundadır. Fikre, düşünceye değil delege sayısına ve dengesine dayanan hiçbir iddia değişimi taşıyamaz. Çünkü, delege sayısı ve dengesini esas alan değişim talebi esas olarak lider değişiminden başka bir şey ifade etmez. O yüzden Özel’in bu süreçte sadece daha cesur olup risk alması ve adaylığını açıklaması gerekirdi. Bunun yapılmama nedeni büyük ölçüde hedeflenen değişimin bir fikre ve düşünceye değil delege desteğine indirgenmesidir. Hata olan da budur.