Bugün kimsenin Xi’nin uzun yıllar daha ÇKP’nin ve Çin’in başında olacağına şüphesi yok. Nitekim Genel Kurul’da Xi Jinping’in parti içindeki konumu pekiştirildi. Önceki liderler Jiang Zemin ve Hu Jintao önemsizleştirildi. Çin Komünist Partisi (ÇKP), 8-11 Kasım’da önümüzdeki yılın sonbaharında gerçekleştirilecek 20. Ulusal Kongresi’nden önceki son büyük toplantısı olan 19. Merkez Komitesi 6. Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Tarihi bir öneme sahip olması beklenen genel kurulun sonuç bildirgesi 11 Kasım günü yayınlandı. Peki, ÇKP için genel kurulların ve özellikle de geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen 6. Genel Kurulun önemi nedir? MERKEZ KOMİTESİ GENEL KURULU NEDİR VE ÇKP İÇİN ÖNEMİ NEDİR? Genel kurullar, ÇKP Merkez Komitesi’nin tam ve yedek üyelerin katıldığı toplantılardır. Katılımcılar arasında ÇKP’nin ve Çin devletinin en önemli konumlarında bulunan parti liderliği, bakanlar, bölgesel parti liderleri, generaller ve amiraller ile önde gelen kamu iktisadi teşebbüslerinin yöneticileri yer almaktadır. Mao Zedong’un 1976 yılındaki ölümünden bu yana her yıl en az bir genel kurul toplanmıştır. Parti liderliğinin birliğini gösteren ve önemli politikaların yönünü tayin eden genel kurullar, ele alınan konulara göre bir ya da daha fazla gün sürmektedir. Burada alınan kararlar, ülkenin en üst yasama organı olan Ulusal Halk Kongresi tarafından kabul edildikten sonra yasalaşmaktadır. Her bir ÇKP Merkez Komitesi, görev yaptığı beş yıl boyunca farklı konulara odaklanan yedi genel kurul toplantısı yapmaktadır. Altıncı genel kurullar, genellikle ideoloji ve parti örgütlenmesi konularına odaklanırken bir sonraki yıl yapılacak olan ÇKP Ulusal Kongresi ile ilgili hazırlık görevi de görmektedir. Bu görev, parti liderliğindeki değişimin yönetilmesini de içerdiğinden altıncı genel kurullar yeni yönetimin şekillenmesi noktasında büyük önem taşımaktadır. Örneğin, 2016 yılında gerçekleştirilen 18. Merkez Komitesi 6. Genel Kurulu Xi Jinping’i ÇKP’nin “çekirdeği” olarak tanımlamıştır. Bir yıl sonra gerçekleştirilen 19. Ulusal Kongre’de de “Yeni Dönemde Çin Karakterli Sosyalizm Üzerine Xi Jinping Düşüncesi”, ÇKP’nin anayasasına yazılmıştır. 1945 VE 1981 TARİHLİ “PARTİ TARİHİNDEKİ BAZI MESELELER ÜZERİNE KARAR”LAR 8-11 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen 6. Genel Kurulunun önemi, ÇKP tarihinde daha önce yalnızca 1945 ve 1981 yıllarında iki kez alınan parti tarihi ile ilgili kararın alınmasıdır. Önceki iki karar, partinin dönemin en üst yöneticisinin (Mao Zedong ve Deng Xiaoping) gücünü pekiştirerek ÇKP’nin ve Çin’in tarihini değiştirmiştir. Bu kez de toplantı öncesinde beklendiği üzere genel kurulda alınan karar, Xi Jinping’in parti içindeki konumunu pekiştiren bir işlev görmektedir. Tarih ile ilgili bilgi üretimi, uzunca bir süredir devlet yöneticilerinin büyük önem verdikleri ve denetimleri altında tutmaya çalıştıkları bir alandır. Bu durum, pek tabii ki Çin ve ÇKP için de geçerli. Tarih, Çin’i 1949 yılından bu yana yöneten ÇKP için hem siyasi meşruiyet hem de siyasi denetim işlevi görmektedir. Örneğin, ceza kanunda 2018 yılında yapılan değişiklikle ülkenin kahramanlarını ve şehitlerini karalama suçu üç yıla varan hapis ile cezalandırılmaktadır. Buradaki kilit nokta, kahraman ve şehit tanımlarını ÇKP’nin nasıl yaptığı. Bu şekilde parti ve devlet yönetimi, kendi tanımları üzerinden geçmişin toplum tarafından nasıl algılanacağını şekillendirebiliyor. Bu kanun kapsamında bugüne kadar çok sayıda gazeteci ve farklı mesleklerden yurttaş hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldı. Böylelikle ÇKP, parti çizgisinden çıkılmasına müsamaha göstermeyeceği mesajını toplumun tüm kesimlerine iletiyor. Parti yönetimi ayrıca 3 Eylül’de yayınlanan ve yetkililere, partinin şehitlerinin anısını yaşatan yerleri (anıt parklar vs.) iyi korumaları talimatını veren ilkeler ile bu konudaki hassasiyetini bir kez daha ortaya koydu. Parti tarihi ile ilgili 1945 ve 1981 yıllarında alınan kararlar, ÇKP’nin çalkantılı dönemlerine denk gelmiştir. Bu kararlar, parti liderlerine bir yandan önemli tarihsel anlatıları ve öncüllerinin politikalarını değerlendirme fırsatı verirken, diğer yandan da gelecek dönem için bir yol haritası belirleme şansı tanımıştır. 1945 yılında alınan “Partimizin Tarihindeki Bazı Meseleler Üzerine Karar”, 1942-1945 arasında ÇKP içindeki Yan’an Tasfiye Hareketi olarak adlandırılan siyasi ve ideolojik tasfiyelerin hemen ardından gelmiş ve Mao Zedong’u bugün kullanılmayan bir unvan olan “Parti Başkanı” ilan ederek partinin mutlak lideri haline getirmiş ve 1949 sonrası süreçte Mao tarafından uygulamaya konan politikalara zemin hazırlamıştır. 1945 kararı ayrıca partinin kuruluşunun ardından geçen 34 yıllık sürecin, özellikle de Chen Duxiu gibi önceki dönem liderlerin hatalarının bir değerlendirmesini yapmıştır. 1981 tarihli “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuruluşundan Bu Yana Partimizin Tarihindeki Bazı Meseleler Üzerine Karar” ise genel olarak Mao döneminin hatalarına, özellikle de 1966-1976 yılları arasında Mao tarafından toplumdaki ve partideki kapitalist ve gelenekçi yapıları temizlemek amacıyla uygulamaya konan Kültür Devrimi yıllarına odaklanmıştır. Bu karar ile Deng Xiaoping ÇKP’deki liderliğini perçinlemiştir. Her ne kadar Deng ve 11. Merkez Komitesi, Mao’nun hatalarını eleştirmişse de ülkenin kurucu lideri olması dolayısıyla Mao’yu tam anlamıyla yok saymayı göze alamamıştır. Bulunan çözüm, Mao’nun Çin devrimine olan katkısının hatalarından çok daha fazla olduğunu ve Mao Zedong Düşüncesi’ni partinin yol gösterici ideolojisi ilan etmek olmuştur. Karar ayrıca ÇKP’nin Mao dönemi politikalarından uzaklaşmasına, kişi kültünün son bulmasına ve piyasacı iktisadi reformların önünün açılarak ülkenin küresel ekonomi ile bütünleşmesine giden yolun açılmasını sağlamıştır. Her iki karar da parti eliti arasında geçmiş ve gelecek ile ilgili ortak bir vizyon ve çerçeve yaratarak liderliğin ortak düşünce etrafında birleşmesini sağlamıştır. 19.MERKEZ KOMİTESİ 6. GENEL KURULU: TARİH, Xİ JİNPİNG’İN HİZMETİNE SUNULURKEN 11 Kasım’da yayınlanan 6. Genel Kurul bildirisi, tam metni 16 Kasım’da bu yazı kaleme alındıktan sonra açıklanan “ÇKP Merkez Komitesi’nin Partinin Asırlık Mücadelesinin Büyük Başarıları ve Tarihsel Deneyimi Üzerine Kararı” ile ilgili önemli bilgiler içeriyor. 6.Genel Kurul, önümüzdeki yılın sonbaharında gerçekleştirilecek olan ÇKP 20. Ulusal Kongresi öncesinde son büyük toplantı olması nedeniyle büyük önem taşıyor. Toplantıda alınan kararlar, kongrede parti liderliğinin kimlerden oluşacağı ve özellikle de Xi Jinping’in, ÇKP’nin ve Çin’in geleceği açılarından çok önemli. Bildiride öne çıkan üç nokta var. Bunlardan ilki, 1945 ve 1981 kararlarının aksine bu kez parti tarihindeki sorunlara odaklanılmamış olması. Aksine 2021 kararı, ÇKP’nin “başlıca başarılarına ve tarihsel deneyimine” odaklanıyor. Başka bir deyişle Parti, geçmişteki tartışmaları yeniden gündeme getirmenin bir gereği olmadığı; zira bu sorunların zamanında etraflıca tartışıldığı, bir karara bağlandığı ve dolayısıyla da geçmişin geçmişte kaldığı görüşünde. Parti yönetimine göre, ÇKP ve Çin halkı bugüne ve daha da önemlisi ülkenin geleceğine odaklanmalı. İkinci nokta, 2013’ten bu yana devam eden sürecin son halkası olarak Xi’den önceki liderler olan Jiang Zemin ile Hu Jintao’nun önemsizleştirilmesidir. Her ne kadar bildiri Jiang ve Hu dönemlerine atıfta bulunsa da bu iki liderin adları 12 sayfalık bildiride yalnızca birer kez geçiyor. Bu yaklaşım, Xi döneminin ilk günlerinden bugüne artarak devam etmektedir. Öyle ki Xi’nin konuşmalarından oluşan Çin’in Yönetimi kitabında Jiang ve Hu, Mao ve Deng’in aksine ÇKP terminolojisinde büyük öneme sahip olan “Marksist” tanımlamasına dahil edilmemiş ve yalnızca resmi sıfatları ile anılmıştır. Yakın zamanda yayınlanan ÇKP’nin resmi tarihinde de Jiang ile Hu’nun toplamdaki yirmi yıllık dönemleri yalnızca yüz sayfada ele alınırken, Xi’nin dokuz yıllık dönemi yüz elli sayfada anlatılmıştır. Dahası 2021 bildirisi, yukarıda belirtildiği üzere 1945 ve 1981 kararlarının aksine parti sorunlarına odaklanmasa da üstü kapalı bir şekilde Jiang ve Hu’nun başarısızlıklarını eleştirmiş ve Xi’nin bu iki dönemde çözülemeyen yolsuzluk ve hava kirliliği gibi çok sayıda sorunu çözdüğünü belirtmiştir. Üçüncü ve belki de en önemli nokta, Xi’nin Mao ve Deng seviyesine ve hatta neredeyse Mao’nun bile üzerine çıkarılmasıdır. Bildiride Xi, “Yeni Dönemde Çin Karakterli Sosyalizm Üzerine Xi Jinping Düşüncesi”nin asli kurucusu ilan ediliyor. Bu, ÇKP’nin sahiplendiği tüm ideolojiler/düşünceler içinde yalnızca Karl Marks’a atfedilen bir unvan. Yeni Dönemde Çin Karakterli Sosyalizm Üzerine Xi Jinping Düşüncesi, 11 Kasım’a kadar Mao Zedong Düşüncesi ile Deng Xiaoping Düşüncesi gibi partinin ortak aklının ürünü olarak kabul ediliyordu. Dolayısıyla Mao ile Deng’in bile sahip olmadığı bir unvan ile Xi, parti içindeki konumunu çok güçlendirmiş görünüyor. Bunun sonucu olarak 2022’deki 20. Parti Kongresinde bu düşüncenin adı, yalnızca Xi Jinping Düşüncesi olarak kısaltılabilir ki bu durum, Xi’nin partinin “çekirdeği” konumunu çok daha güçlendirecektir. Dahası Xi Jinping Düşüncesi, bildiride 21. yüzyıl Marksizmi olarak tanımlanıyor. Böylelikle bir yandan Çin, Marksist düşüncenin dünyadaki merkezi ilan edilirken, Xi de Marksizmin ana teorisyeni konumuna yükseltiliyor. Xİ JİNPİNG’İN VE ÇKP’NİN GELECEĞİ Bugün kimsenin Xi’nin uzun yıllar daha ÇKP’nin ve dolayısıyla da Çin’in başında olacağı konusunda herhangi bir şüphesi yok. Asıl merak edilen, Xi bu konumunu ne kadar daha ve hangi unvan ile sürdürecek. Genel kanı, mevcutta sahip olduğu ÇKP Genel Sekreteri, Merkezi Askeri Komisyon Başkanı ve Çin Devlet Başkanı unvanları ile devam etmesi yönündeyken, Li Ling 1 Kasım’da yayınlanan yazısında Xi’nin Mao gibi Parti Başkanı olarak da devam edebileceği görüşünde. Hangi unvan ile olursa olsun Xi, dünyanın ikinci büyük ekonomisini uzunca bir süre daha yönetmeye devam edecek. Asıl önemli olan Xi’nin bu süreçte ne tür politikalar uygulayacağı ve kendinden sonraki liderliği nasıl planlayacağı. Xi’nin her geçen gün dozu artan kişi kültü yaratımının cazibesine kapılması halinde yeni soğuk savaş söylemlerinin arttığı, iklim değişikliği ile mücadelenin hayati önem kazandığı bugünlerde geleceğimiz açısından pek de parlak olmayan bir sonuçla karşı karşıya kalabiliriz. Xi, Büyük İleri Atılım ve Kültür Devrimi talimatlarını veren Mao’nun 21. yüzyıl sürümü mü olacak, yoksa Çin’in yeniden canlanması hayali olan barışçıl Çin Rüyası peşinde koşan, bunu yaparken de küresel sorunların çözümüne katkı sunan bambaşka bir liderlik mi sergileyecek hep birlikte göreceğiz.