Bu yazıdaki sonuçlar CHP’nin örgüt dinamiklerini iyileştirmede, önemli kazanımlarla çıktığı 2019 seçimlerinde bile, yapısal bir dezavantajla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu yazı dizisi, TÜSES Raporları kapsamında yayımlanan ‘CHP’nin Dönüşümünde Örgütlerin Rolü’ raporundan yazar tarafından uyarlanmıştır. Raporun tamamına TÜSES’in internet sitesinden (http://www.tuses.org.tr) erişilebilir. Türkiye’de muhalefetin bir sonraki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini kazanabilmesi için parti örgütlerinin ve de özellikle CHP örgütünün neden önemli olduğunu bir önceki yazıda anlatmaya çalıştım. CHP’nin dönüşümünün seçmene aktarılması ve iktidar değişimine yönelik olarak seçmenlerde sürekli bir heyecan uyandırılması için parti örgütlerinin kuracağı bağlar çok önemli. CHP örgütleri, hem ‘yönetebilir parti’ kimliğinin vücut bulmuş hali olmalı hem de partinin ve muhalefetin geçirdiği dönüşümleri ve göreve gelirse yapacaklarını seçmenlere sürekli ve etkili bir şekilde anlatabilmeli. Bunun yapılabilmesi için de örgüt içindeki partililerde adanmışlığın ve parti içinde örgütsel kenetlenmenin sağlanması gerekiyor. ÖRGÜT DİNAMİKLERİNİ ANLAMAK İÇİN ADAYLARLA ANKET CHP örgütlerindeki dinamikleri anlamak ve AKP ile karşılaştırmak için 2019 yerel seçimlerinden hemen önce iki partinin ilçe belediye meclis adaylarıyla kapsamlı bir anket gerçekleştirdim. Türkiye’de yerel seçimlerde meclis adayları, genellikle partide uzun zamandır aktif olarak çalışan üyeler arasından seçiliyor. Bu üyeler, partinin seçim çalışmalarına katılmış, parti içi seçimlerde yarışmış, çeşitli komisyon ve kurullarda görev yapmış parti aktivistleri (diğer bir deyişle, ‘partici’). Parti örgütünü ve işleyişini en iyi tanıyan kişiler oldukları için örgüt dinamikleri hakkında en iyi bilgileri onlardan almak mümkün. 2019 yerel seçimleri, CHP’nin son yıllarda en başarılı olduğu seçimlerden biriydi. Aday seçimleri sırasında birçok örgütte ve genel merkezde ihtilaflar yaşanmış olsa da (bu sorunlar arasında en görünür olanı, İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun Bakırköy ve Maltepe belediye başkanı adaylarına güçlü itirazları sonucunda il başkanlığından kısa süreliğine istifa etmiş olmasıydı), kampanya sırasında parti örgütü önceki seçimlere kıyasla etkili bir şekilde çalıştı. Özellikle büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde önemli kazanımlar elde edildi. Dolayısıyla 2019 seçimlerinden önce yapılan bir aday anketi, CHP örgütünün son yıllardaki en olumlu portrelerinden birini sunacaktır. Eğer buna rağmen CHP örgütünde AKP ile karşılaştırma içinde bir dezavantaj saptanırsa, CHP için alarm zilleri çalıyor demektir. 2019 Yerel Seçim Aday Anketi’ni, Harvard Üniversitesi’ndeki doktora tezi çalışmalarım çerçevesinde gerçekleştirdim. 19 ilde yer alan 23 ilçede, toplam 343 AKP ve CHP üyesi adayla görüşme yapıldı. Anketin saha çalışması, yerel seçimlerin hemen öncesinde gerçekleştirildi. Ankette yer alacak ilçeler ve adaylar, rassal yöntemlerle belirlendi. ANKETİN BULGULARI Ankette, adaylara parti içindeki örgütsel dinamikler hakkında çeşitli ifadeler sunuldu ve bu ifadelere katılıp katılmadıklarını belirtmeleri talep edildi. Soru ifadeleri, örgütsel psikoloji disiplininde yaygın olarak kullanılan çeşitli ölçeklerin siyasi parti bağlamına uyarlanmasıyla oluşturuldu. Bu süreçte örgütsel psikoloji alanında uzman bir bilim insanıyla birlikte çalıştım (Koç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdüren Muaz Özcan).
CHP adaylarının perspektifiyle bakıldığında, özellikle üç alanda partinin bir dezavantajla karşı karşıya olduğu görülüyor. Birincisi, CHP adaylarının partilerine inançsızlığı. İkincisi, örgütlerdeki sorumluluk dağılımının belirsizliği…
Bu ifadelere CHP adaylarının verdiği yanıtlarla AKP adaylarının verdiği yanıtlar arasındaki farkları istatistiki yöntemlerle analiz ettim. İstatistiki yöntemler, ilçelerin ve seçilme şanslarının adayların görüşleri üzerindeki olası etkilerini arındırmamı sağladı. Dolayısıyla aşağıdaki grafikte yer alan karşılaştırmalar, iki partinin benzer ilçelerden gelen ve benzer seçilme şanslarına sahip adaylarının yaptıkları değerlendirmelerin ortalamalarını yansıtıyor. [caption id="attachment_206399" align="alignnone" width="547"] Kaynak: Yazarın 2019 Yerel Seçim Aday Anketi ile topladığı verilere dayalı hesaplamaları.[/caption] Grafikte görülebileceği gibi, örgütsel dinamiklere ilişkin tüm ifadelerde CHP adaylarının kendi partilerine ilişkin değerlendirmeleri AKP adaylarının kendi partilerine ilişkin değerlendirmelerinden daha kötü. CHP adaylarının perspektifiyle bakıldığında, özellikle üç alanda partinin bir dezavantajla karşı karşıya olduğu görülüyor. Birincisi, CHP adaylarının partilerinin hedef ve stratejilerine olan göreli inançsızlığı. “Partimizin hedeflerine bugünkü stratejileriyle ulaşabileceğini düşünüyorum” ifadesine güçlü bir şekilde katılma olasılığı, CHP adayları arasında tam 22 yüzde-puan daha düşük. Yerel düzeydeki adayların, partilerinin hedef ve politikalarını anlatmaktan birinci derece sorumlu olduğunu düşündüğümüzde, genel merkezin bu sorunu ivedilikle ele alması gerekiyor. İkincisi, parti örgütleri içindeki sorumluluk dağılımının belirsizliği. CHP adaylarının ‘Partimizde bir işin nasıl yapılacağı açık kurallarla belirlenmiştir’ ifadesine güçlü bir şekilde katılma olasılığı tam 22 yüzde-puan daha düşük. Ayrıca adayların teşkilat üyelerinin birlik-beraberlik içinde çalışma, birbirlerine yardımcı olma ve aralarındaki sorunları etkili bir biçimde çözebilme eğilimine ilişkin değerlendirmeleri de CHP adayları arasında daha zayıf. Örgütsel kenetlenme ve uyum içinde çalışma deneyiminin en önemli veçhelerinden biri, örgütün hakkaniyetine duyulan güven. Ancak bu veçhede de CHP adaylarının partilerine ilişkin değerlendirmeleri AKP adaylarının değerlendirmelerine göre daha zayıf. CHP adaylarının ‘Bu partide herkese çalıştığı ölçüde mükafatlandırma yapılır’ ifadesine katılma olasılığı ortalama 6 yüzde-puan daha düşük. Örgütsel kenetlenme (diğer bir deyişle örgüt üyelerinin ve örgüt içindeki küçük grupların birbiriyle uyum içinde çalışması) parti faaliyetlerinin etkisini artıran ve aynı zamanda partinin ‘sorun çözücü’ imajına büyük katkıda bulunan, önemli bir etmen. Ancak bu yazıda sunulan sonuçlar CHP’nin örgüt dinamiklerini iyileştirmede ve örgütsel kenetlenme sağlamada, önemli kazanımlarla çıktığı 2019 seçimlerinde bile, yapısal bir dezavantajla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Bu dezavantajın nedenleri neler olabilir? Bir sonraki yazıda hem anket verilerine hem de doktora tezim için yaptığım görüşme ve gözlemlere dayanarak, CHP’nin geçtiğimiz dönemlerde örgütsel kenetlenme sağlamakta zorlanmasına ilişkin iki olası nedeni tartışacağım.