CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak’tan Politikyol’a gündemle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Toprak'ın açıklamaları şöyle:

"Milletin egemenliğine, demokrasimize, parlamenter sistemimize, Cumhuriyetimize, hak ve özgürlüklere yönelik darbe girişimini bir kez daha kınıyor ve lanetliyorum. Hayatını kaybeden bütün yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu ilkel, çağ dışı anlayışın bu topraklardan ilelebet sökülüp atılması için herkese çok büyük sorumluluk düşmektedir.

Unutulmamalıdır ki darbe girişimi sadece hükümeti hedef almamıştır. Darbe demokrasimizi, bütün siyasi partileri ve bütün kurumları hedef almıştır. Ancak başarılı olamamıştır. Çünkü bütün partiler en güçlü biçimde demokrasiye sahip çıkmış ve asla geri adım atmamışlardır.

Darbe girişimin önlenmesinde ortak bir biçimde hareket eden bütün siyasi partilerimizi kutluyor ve bu dayanışmanın devamını diliyorum. Ancak burada çok önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekmektedir. Devletleri meşru yollarla seçilen hükümetler yönetir ve hükümetler bu yönetme işlemini hiçbir güç ya da yapıyla paylaşmaz, paylaşmamalıdır. AKP’yi ısrarla devlette tarikat ve cemaat yapılanmalarına izin
verilmemesi konusunda uyardık. Devletin herkesin devleti olduğunu, belli bir gruba, zümreye ve cemaate paralel bir yapılanma konusunda imtiyaz tanınmaması gerektiğini defaten ifade ettik. Bu oluşumların devlette derin yapılar oluşturduğunu, bürokratik ve siyasi süreçleri yönlendirdiğini ve bazen de kitlediğini dile getirdik. Bu görüşümüzün haklılığı ortaya çıkmıştır.

Şimdi TBMM’deki bütün siyasi partilere tarihsel önemde iki büyük sorumluluk düşmektedir. İlk olarak darbe girişiminin bütün detaylarını açığa çıkarmak, ikincisi ise devletteki paralel yapılanmaların nasıl bu denli güçlendiğini, kimlerin destek verdiğini
belirlemektir.

AKP, kendi yanlışlıklarından bir mağduriyet çıkarmaya çabalamaktadır. Oysa AKP’nin ilk olarak yapması gereken bir özeleştiridir. Sonrasında ise bugüne kadar muhalefeti tanımayan, eleştirilerini dikkate almayan tutumundan vazgeçmesidir. Muhalefet partilerine saygı duymak demokrasiyi güçlendirir ve demokrasi dışı güçleri ve arayışları ortadan kaldırır.

AKP, muhalefet partileriyle birlikte; demokrasiyi, parlamenter sistemi ve toplumsal barışı güçlendirecek acil adımlar atmalıdır. Özellikle etnik ve mezhepsel provokasyonlara asla izin verilmemelidir. Ülkemizi kaosa sürükleyecek her türlü adım engellenmelidir.

Bir diğer durum, AKP’nin darbe girişiminden kalkarak bir cadı avı başlatmamasıdır. Özellikle de kamuda önünü açmak isteyen, terfi etmek isteyen bazı kişilerin ucuz karalama kampanyalarına izin verilmemelidir. Her türlü soruşturma hukuk kuralları içinde kalarak yürütülmelidir. Bu çerçevede sadece emirlere itaat ettikleri için gözaltına alınan erlerin durumu ayrı bir hassasiyetle ele alınmalıdır. 

Ülkemizin bu zor süreçleri atlatması ancak gerçek bir demokrasi ve hukuk devletiyle söz konusu olabilir. Ne darbeler, ne anti demokratik baskı, ve dayatmalar ülkemizi medeni dünyanın parçası haline getirmeyecektir. Bu çerçevede evrensel insan hak ve özgürlüklerinden asla geri adım atmadan, parlamenter demokrasiden asla vazgeçmeden hep birlikte mücadele etmek bugün hepimize düşen ortak sorumluluktur."